Kızgınlık.
Alfaların ve omegaların her ay düzenli olarak geçirdiği bir çeşit hormonal denge durumu demektir kızgınlık. Vücut, bir anda tepkimeye girmiş gibi bazı engel olamadığınız salgılar yayar kendince ve siz bunu asla kontrol edemezsiniz. İyi bir şey mi, kötü bir şey mi orası tartışılır. Her ne kadar vücut için iyi ve gerekli olsa da, davranış ve istekleriniz konusunda pek de mükemmel sayılmaz.
Kimlik belirleme de ilk bununla başlar işte alfalar ve omegalar için. Bir anda kızgınlığa girersiniz ve ne yapacağınızı şaşırırsınız resmen. Çünkü bunu daha önce hiç tecrübelememişsinizdir. Bunun hakkında sadece kulaktan dolma bilgiler ile yetiştirilmişsinizdir çünkü.
Ta ki o ana kadar.
Dün geceki girdiğim bu kızgınlık durumu öylesine beklenmedikti ki benim için, daha önce de yaşayıp deneyimlemediğimden kaynaklanan nedenlerle ne yaptığımın farkında bile değildim. Beynimde o ana ait dönüp duran kareler vardı fakat her şeyi çok da net hatırlayamıyordum.
Hatırladığım en net şey, boynumda hissettiğim bu sızıydı.
Tam şu anda aynayı kendime tutup yansımama bakarken neredeyse ağlayacak gibiydim. Gördüğüm ufak çaplı diş izleri, hiç ama hiç istemeyeceğim bir kişiye aitti. Üstelik bunun olmasının sebebi de tamamen bendim. Her şey benim suçumdu. Bir an evvel gidip özür dilemek istiyordum ondan fakat bir yandan da yüzüne bakmaya asla cesaretim yoktu. Çıkamazdım ki karşısına bir daha. Öldürseler dahi çıkamazdım asla.
Ve, sikeyim, her şey yetmezmiş gibi bir alfa yerine omaga olmuştum!
Nasıl, nasıl olabiliyordu da bir omega olabiliyordum ben? Alfa olacağıma o kadar emindim ki, bir omega olma düşüncesi aklımın kenarından bile geçmemişti şimdiye dek. Evet, annem bir omegaydı fakat babam gibi baskın bir alfa duruyorken nasıl oluyordu da bir omega olmuştum ben? Vücut özelliklerim bile bir alfa olmaya bu kadar elverişliyken nasıl olurdu da kandırmıştı beni kendi bedenim?
Tüm yaşananlar kulağa öyle imkânsız geliyordu ki, sanki hepsi gördüğüm birer kâbus gibiydi. Hatırlamak istemeyeceğim bir kâbus...
Omegaları küçümsediğim falan yoktu, yanlış anlaşılmasın ancak kendimi bir alfa olacağıma öyle çok inandırmıştım ki şimdi bir omega olarak yatağımda uzanıyor olmak, bekleyeceğim en son şeydi. Alfalar çok daha güçlü ve sert duruşlu olurlardı, omegalarsa daha narin ve kırılgan olup bir alfaya muhtaç hissederlerdi kendilerini. Ben de işte tam bu yüzden alfa olacağımı düşünüyordum. Çünkü özelliklerim bir omegaya pek uyuyor sayılmazdı, ya da ben kendimi hep böyle kandırmıştım.
Dün eve nasıl getirildiğimi bile hatırlamıyordum, sabah uyandığımda kendi yatağımda tamamen yalnız bir şekilde uyanmıştım. Bu his, burnumun direğini sızlatarak neredeyse ağlamama sebep olucaktı fakat zor da olsa kendimi tutmuştum. Boğazımda geçmek bilmeyen bir yumru ile dolaşıyordum şimdi. Annem ve babam yoktu uzun zamandır evde. Gittikleri iş gezisi yüzünden üç gündür evde yalnızdım ve şu anda kızgınlığa girmem, tam da onların gitmesine denk gelmişti. Cidden, şansımı sikeyim!
Onları arayarak haber verirsem gelme süreleri en az bir günü bulurdu, ki ben zaten gelip işlerine ayak bağı olmak istemiyordum. Kimseyi rahatsız etmek ve kendime hizmetli etmek istediğim yoktu. Mademki bir omega olmuştum, o zaman güçlü ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir omega olmalıydım. Kimseye muhtaç olamazdım.
Şimdilik kızgınlığım durgunlaşmıştı fakat her an yeniden yoğunlaşabilirdi. Kendime hiçbir konuda hâkim olabilmeyi daha tam olarak öğrenememiştim ama öğrenecektim, hepsini yaşayıp kendi deneyimlerimle tecrübeleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No507 | hyunin
FanfictionYang Jeongin, bir alfa olacağından oldukça eminken kendisini çocukluk arkadaşı Alfa Hyunjin'in kucağında sürtünürken bulur. [omegaverse] 040921 & 260722