Avengers ile hayal et

56.Bölüm/Wade Wilson

Kelime sayısı: 1010

Not: İyileştirme gücün var. Yaraların kendiliğinden düzeliyor.

kfrbz_br_melek2 'e ithafen🤎🤎

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Sinirle patronunun odasında çıkarak kapıyı çarptın. Resmen senin fikirlerinin üstün konarak seni konmuştu adi herif. Eşyalarını sinirle toplayarak bulunduğun binayı terk ettin. Dışarıdaki şiddetli yağmur ve gök gürültülüsü sanki evrenin sana gönderdiği bir mesajdı. Mesajın içeriği ise koca bir nah işaretiydi resmen. Hiçbir taksinin geçmemesi ise bu düşüncelerini tescillemişti. Sonunda geçen bir taksiyi durdurmayı denediğinde yavaşlamış, sen yanına gittiğinde ise yoluna devam etmişti. 

Taksinin arkasından en yaratıcı küfürlerini sıralarken, seri adımlarla evine yürümeye devam ediyordun. En sonunda daha fazla yürümek istemediğin için ara sokaklara girmeye başlamıştın. Üzerinde sadece pantolon ip askılı crop ve örgü hırka vardı. Ve kesinlikle bu yağmurda seni hiçbir şekilde korumuyorlardı.

Üşengeçliğine bir kere daha küfür ederken kolundan tutan adamlardan kurtulmak için debelenmeye devam edersin. Evinin yolunu kısaltmak için tenha yolları kullanmıştın ve birkaç ayyaşa denk gelmiştin. Seni tutan adamın bacak arasına tekme attığında diğeri tarafından yumruk yemiştin. Kaşının patladığını keskin acıdan ve akan kanın verdiği sıcaklıktan anlarken sinirle inledin. Yumruk atan adam sana kafa atacak iken çekilerek kafasını duvara vurmasını sağlarsın. Diğerinin erkekliğine tekrar geçirdiğinde iki büklüm olması ile dizini yüzüne geçirirsin.

Bir süre kendini savunup idare etsen bile en sonunda yerde iki büklüm bir şekilde tekme yerken bulmuştun kendini.

Wade: Sizi sikik herifler, gücünüz bu kadarına mı yetiyor? Sizi siktiğimde ne kadar ayakta kalabileceğinize bakalım birde dediğinde iki adamında sinirli bakışları o tarafa dönmüştü.

İri adamlardan biri ona giderken birde karnına katanayı saplaması ile gözlerin büyümüştü. Diğer adam biraz korksa bile hiçbir şey olmamış gibi kostümlü adamın üzerine saldırmıştı. Kırmızılı adamın kafasını yan taraftaki duvara çarpmanın hemen ardından boynunu keserek vücudunun ikiye bölünmeaini sağladı. Olduğun köşeye biraz daha sindin. Wade hızlıca yanına gelirken ilk defa seni takip ettiği için kendisini tebrik ediyordu.

Wade: Hey, iyi misin!? Yaralarına bakılması gerek diyerek koluna dokundu. Kafanı iki tarafa sallayarak başını ona çevirdin.

Y/N: Buna gerek yok. Ben teşekkür ederim, beni kurtardığın için diyerek gözlerini kapattın ve yaralarının iyileşmesine izin verdin. Wade şaşkınlıkla kapanan yaralarına bakarken seni takip ettiği süre boyunca nasıl bunu hiç görmediğini düşünüyordu.

Wade: Bu ne sikim ya!? Dediğinde yorgunca gülerek ayağa kalktın. Bütün gün olanlar seni bir hayli yormuş, gücünü kullanmak ise bunun tuzu, biberi olmuştu. Sen sendelerken Wade seni kucağına alarak kafasını sana çevirdi.

Wade: Nerede yaşadığını söylersen seni bırakabilirim. Ne kadar ironik, nerede yaşadığını ezbere bilen ve seni bırakmak istemeyen kişi söylüyordu bunları.

Y/N: Nerede yaşadığımı zaten biliyorsun maskeli, yorma beni diyerek kafanı omuzuna yaslamıştın.

Wade: Ha? Ne, hassiktir be! Zekana hayranım bebeğim diyerek bacaklarını tuttuğu eli ile yavaşça okşadı. Göğsüne yumruk atıp sinirle konuştun.