GİZ/TEXTİNG (+18)

Bölüm 23

Merhaba😃🖐

Nasılsınız bakalım okulun ilk günü xnxnxnz

Kemerlerinizi bağlayın bakalım. Okulu biraz da olsa unutturacak bölümle geldim xjdjdndndjd

İşte böyle de melek gibi biriyim)))

Hadi bölüme

Sınır 900 oy 500 yorum

Şarkı the chainsmokers closer

"O yüzük ne Gizem?"

Kim bilir ne düşünmüştü hakkımda. Belki evli olduğumu ona oyun oynadığımı bile düşünmüştü. Düşünür müydü acaba? Elime baktım. "Bu gerçek değil."dedim bir çırpıda.

Dudaklarının kenarı kıvrıldı ardından aralandı konuşmak için. "Biliyorum sahte yüzük."

"Nereden biliyorsun?"

Elini masanın üzerinde bana doğru uzatıp açık tutunca elimi uzatmamı istediğini anladım. Elimi ellerinin arasına alıp, yüzüğü parmağımda bir o tarafa bir bu tarafa çevirdi. "Yer yer rengi kopmuş. Gerçek altın olsaydı rengi solmazdı." Sherlock? Yüzünü yüzüme sabitledi "Ben neden taktığını bilmek istiyorum."

Elinin arasındaki elime odaklandım. Resmen elim elinin arasındaydı ama ben tadını çıkaramıyordum. "Koruma amaçlı, buraya gelirken ıssız sokaktan geçiyordum. Böyle zamanlarda korktuğum için yalancı alyans takarım. Tekin olmayan insanları bir nebze uzak tutar."

Sustum. O da konuşmadı. Şimdi yalancısını boşver ben gerçeğini alırım sana deseydi on numara beş yıldız adam olurdu ama tahminleriniz üzerine demedi.

Baş parmağıyla elimin üzerine daireler çizerek okşamaya başladı. "Gelirken bir şey oldu mu?"

"Hayır, gördüğün gibi sağ salim buradayım." Yine sessizlik oldu. Az önce yaptığım konuşma hakkında soracak sanmıştım ama yapmadı. Aramızda geçen sessiz bakışmayı telefonumun mesaj sesi bozdu.

Aykut B: Konum.

Attığı mekân buraya yakındı. Ben konuşmadan Bulut konuya girdi "Konum mu attı?"

Kafamı aşağı yukarı salladım "Ay evet, buraya yakın zaten." Elimi bırakıp sandalyeden kalktığında ben de kalktım. "Gidip alalım o zaman, sonra kaldığımız yerden devam ederiz."

Hesabı ödeyip kafeden çıktık. Park yerinde olan siyah arabaya doğru yürümeye başladık. Tam yanımdaydı ama elimden tutmuyordu.

Kenardan üçüncü göz olarak bizi hayal ettim de şöyle bir yakışıyorduk. Boyum onunkinden kısa değildi ama farkımız vardı. Topuklu giyindiğim için fark en aza inmişti. Boyum bir yetmişti.

Bulut'un boyu ise bir seksen yediydi galiba. Omzuna geliyordum. Benim kapımı açıp, oturmamı bekledi. Daha sonra önden geçerek kendi tarafına geçti. Bu süre zarfında boş durmayıp konumu Bulut'un telefonuna attım.

Arabaya biner binmez benzin kokusu karşıladı beni. Yüzümü buruşturdum, midemin kokuya olan tepkisi gecikmedi ama yol yakın olduğu için katlana bilirdim. Bulut, kapıyı kapatıp arabayı çalıştırmaya başladığında "Konumu attım."dedim.

"Tamamdır." Biraz yol gittikten sonra "Ne dosyasıymış bunlar? Neden kendisiyle taşıyor?"diye sordu.

Omuz silktim. "Bilmem yarına kadar bitirmem lazımmış."dedim basitçe. Gizem sence de bir gariplik yok mu? Telefonla konuşurken hiç dosya kelimesi çıkmadı ağzından. Bulut biliyor, bu demek oluyor ki bütün konuşmanızı duydu. Demek bu yüzden bir şey sormadı.