GİZ/TEXTİNG (+18)

27

Helloooo😻 ben geldimmm

Yeni bölümde yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın tamam mı🥺

Fikirleriniz benim için önemli😻

Şakrı - Chris Isaak Wicked Games

Sabah burnuma gelen kokuyla yüzümde küçük gülümseme belirdi. Bulut'un kokusu dolduruyordu ciğerlerimi. Sanki en sevdiğiniz çiçeklerle dolu bir bahçedeymişsiniz hiss veriyordu.

Bulut, kendime has kokum olduğunu söylemişti. Bu gün fark ediyordum ki onun da kendisine has kokusu vardı. Bulut huzur kokuyordu, mutluluk kokuyordu, sevgi kokuyordu benim için.

Ona sarılmak isteğiyle elimi yan tarafıma attım ama elim boş çarşafa değince gözlerim kapalı olduğu halde kaşlarım çatıldı.

Gözlerimi hafifce araladığımda yanımın boş olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Gece onun için açtığım yerin tamamında kendim yatıyordum. Gitmiş miydi Bulut?

Kafamı kaldırdım hafifce, akrep ve yelkovanı siyah olan beyaz duvar sattinde saat dokuza geliyordu. Etrafta dolanan bakışlarım koltukta oturur vaziyyetde gözleri kapalı olan Bulut'u buldu. Ne zaman geçmişti oraya? Tabii sen bir ayıdan hallice uyuduğun için fark etmemen normal. Hah! Hiçte bile ilaçlardan bu kadar derin uyumuş olmalıyım.

Kafasını siyah deri koltuğun arkasına yaslamıştı. Bacakları iki tarafa açılmış ve kolları koltuğun kenarlarına dayalıydı. Yüzü huzurla uyuyan birisinin yüzüne benzemiyordu. Adam koltukta nasıl huzurla uyusun? Doğru söylüyorsun.

Alnına dökülen saç tutamlarına dokunmak için yanıp tutuşurken kafamı tekrardan yastığıma yasladım. Kokusu yastığıma sindiği için hãlã benimleydi. Onu ilk defa uyurken görüyordum, özeline girmişim gibi geliyordu. Hastane odasında hiç bu kadar huzurlu olacağıma inanmazdım.

Bulut'u uyurken ne kadar izledim bilmem ama en son Bulut konuşunca irkildim. "Gözlerini alamıyor musun?"

Gözlerimi kırpıştırdım. Uyumuyor muydu? Anında yanaklarıma hücum eden kan onu izlerken yakalanmanın verdiği utnamışlık yüzündendi.

Benden ses gelmeyince Bulut kafasını kaldırmadan gözlerini açtı ve tepkimi görmek için bana baktı. Acaba gözlerimi kapatıp uyuyor numarası mı yapsam? Beni görmüştü artık geçti.

Kaybolan sesimi en son bulduğumda "Uyumuyor muydun sen?"diye sordum.

"Hayır."dedi tek düze sesle. Sesi hafif pürüzlüydü sabah olduğu için.

"Ne zaman geçtin koltuğa?"diye sordum.

Uzun, kemikli parmaklarını saçlarının arasından geçirdi. "Gece sen uyuduktan sonra." O kadar erken mi kalkmıştı? "Rahat uyumanı istedim. O yüzden koltuğa geçtim."

"Anladım."dedim. Gözlerim etrafı taradı, oyalanacak bir şey bulamadığım için en son yine Bulut'un üzerinde durdu. Tahmin ettiğim gibi bana bakıyordu. "Uyuya bildin mi koltukta?"

Kafasını koltuktan kaldırdı, boynunu sağa sola eğerek vücudunu esnettikten sonra bana döndü ve gözlerini kıstı "Soruma cevap vermedin."

"Sen de benim soruma cevap vermedin."diyerek üste çıkmaya çalıştım.

"İlk ben sormuştum." Dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. "Hiç kaçma, cevap bekliyorum." İlla beni zor durumda bırakacak Paşamız!

Pes ederk "Ha, evet" dedim yüzümü buruşturarak. "İzliyordum ve düşünüyordum ki ben bu habeş maymunun nesini beğenmişim." Aslında olan tamamen farklıydı.