40

7.2K 378 408
                                    

Merhaba çiçeklerrrrr❤️

Umarım hepiniz iyisinizdir😍

Yeni bölümle karşınızdayımmmmm💫

Yazım hatam olursa aff ola🙏

İyi okumalarrrr🌸

Hayatımızda öyle anlar gelir ki aniden karar vermemiz gerekir. Düşünmeden sonunu...

Sonunu düşünen kahraman olmaz... Saygılar Polat abi. İç sesimin gevezeliği tutmuştu yine. İki edebiyyat yapmaya da izin vermiyor.

Masadaki herkesin dikkati üzerimdeydi. Benim gözlerim ise Henry'deydi. Bulut'a bakmaya çekiniyordum.

"Doğru karar vereceğini biliyordum."dedi Henry british english aksanıyla.

"Ama-" Çiğdem cümlesinin devamını getirmek için ağzını bir kez açtı "Sen benim inadıma kabul ettin değil mi?!"

Güldüm. "Kendini çok fazla önemsiyorsun." Teklifi kabul etmemde Çiğdem'in hiçbir payı yoktu. Tamamen Sezen'in bizim yüzümüzden üzülmesini istemediğim için kabul etmiştim.

"Sen, göreceksin!" Sinirle masadan kalktı ve çıkışa doğru ilerledi. Ne gösterecekti acaba çimen! Hiç onunla uğraşamayacaktım.

Sezen'in yüzündeki ışıltıyı görmemek ise mümkünsüzdü. Henry ve ekibi de ayağa kalktı. Sezen'le bir şeyler konuştular ama şu an dikkat edemiyordum hiçbirine.

Küçük bir not: Hâlâ Bulut'a bakmamıştım. Onun bana baktığından ise emindim.

Henry bey ve ekipi çıkarken Sezen onları uğurlamak için peşlerinden çıkışa doğru ilerledi.

Beni Bulut'la yalnız bırakmasaydınız bari! Bu acımasızlığı bana yapamazsınız.

Evet herkes çıktığına göre şimdi ben nereye kaçmalıyım? Hemen Bulut'dan saklanmam gerekiyor. Masanın altı? Bir o rezilliğimiz kalmıştı zaten!

En iyisi ben de odadan çıkanların arasına karışayım. En arkadaki kadının peşine takıldım.  Tam peşinden pıtı pıtı çıkacakken koluma dolanan eller sayesinde durdum.

"Sen nereye gidiyorsun?"diye sordu Bulut.

Güzel soru. "Odadan çıkıyorum."dedim bozuntuya vermeden.

Bulut bir şey demeyip derin nefes aldı ve herkesin çıkmasını sabırla bekledikten sonra arkalarından kapıyı öyle sert kapattı ki yerimde sıçradım. Eminim daha kapının önünden beş metre uzaklaşmayan Henry de sıçramıştı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Siniri gözlerinden okunuyordu.

"İlk önce kolumu bırak."dedim elini işaret ederek. Çok sıkıyordu.

Gözleri eline kayınca ne yaptığını anlamış olacak ki elini çekti. "Gizem, nasıl o teklifi kabul edersin?!" Kurduğu cümle soru cümlesine benzese de soru sormuyordu. Şu an heyecandan hiç takılmamam gereken yerlere takılıyordum.

"Bulut, Sezen'i görmedin mi?"diye konuya girdim. "Ne haldeydi görmedin mi? Bizim yüzümüzden onun yanmasına izin veremezdim."

"Sen kahraman mısın?"

"Hayır ama bizim yüzümüzden onun başını yakamazdım. Benim modellik yapmaya bayıldığımı mı sanıyorsun? Kendi işim varken bana ne kadar zor olacak bu süreç düşündün mü? Ama aynı zamanda Sezen'i de o halde bırakamazdım."

GİZ/TEXTİNG (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin