Float Out

807 63 70
                                    

Ellerim titriyodu, ne oluyordu bana ,ne yapmıştım ben.... ben ben şimdi neydim ?

●○●

"Clarissa senin... senin gözlerinin rengi değişti" Dedi Klaus fısıltı gibi çıkan sesiyle, istediğimden çok daha hızlı bir şekilde ona döndüm boynumun kıtladığını duydum ama hiç birşey hissetmedim.

" Ne n- e ne demek istiyosun se-n sen." Dedim kekeliyerek, hemen içerideki aynaya doğru gittim ama hızımı ayarlıyamadığım için odanın duvarına çarparak durdum.

Biraz sersemlesem de sonradan kendime gelip aynaya doğru döndüm, b-u bu nasıl olur gözlerim mordu ama hiç bir kitapta böyle bir şey yok ben cadıydım ve Elijah sayesinde Esther'in büyü kitabını bile okumuştum ama hiç öyle bir şeyden bahsetmiyordu.

Yavaşça geri gittim ama yine sandığımdan hızlı oldu ve sırtımı duvara vurdum, duvarda asılı olan tablolardan biri düştü. Ama ona bakamadım bile aynadaki kanlı ağzıma ve mor gözlerime bakıyordum.

"Clary beni duyuyor musun?" Alex'in beni kollarımdan tutup sarsarak seslenmesi ile eski anılardan kurtulup kendime geldim.

"Şey, evet iyiyim sadece çok eski bir anıya daldım bir anlık. Ama iyiyim bir sorun yok" diyip silkenlenip kendime geldim.

"Emin misin ,sana uzun süredir sesleniyorum ama hiç bir tepki vermeden öylece dikiliyodun ve şey-" Dedi ama devam etmeden önce kafasını eğip biraz boynunun arkasını ovuşturduktan sonra devam etti "Gözlerin, mor oldu, ama sadece daldığın sürede oldu ,sonra aniden normale döndü." Dedi gözlerimle alakalı konuştuğu anda tüm dikkatimi ona veridm. Sanki çok panikşemiş gibi duruyodu, acaba ne kadar süre donuk kaldım?

" Evet olur öyle arada, genelde sık olmaz endişelenme. Hadi gel bara gidelim biraz bir şeyler içelim, sende kendine gelirsin suratın solmuş. Bu arada özür dilerim bir an duramadım sanırım ama bir daha olmaz, çünkü bir daha böyle durumda kalmıcaz söz veriyorum. "Dedim tüm içtenliğimle.

Sanki önemsiz bir şey gibi elini sallayıp "Ah önemli bir şey değil, neyse hadi senin şu bara gidelim." Diyip kolunu omzuma attı ve yürümeye başladık.

▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎

"Ve işte benim çukurum." Diyip göz kırptım, o da bu iğrenç esprime kısa alaylı bir kahkaha ile karşılık verdi.

Bara doğru ilerleyip birer tabure çektik, o sırada müşterilerden birine içki hazırlayan Wade "Oo bu sefer geciktin, bir sorun mu çıktı ?" Dedi ilk baştaki alayının aksine, şimdi kaşlarını çatmış Alex'e bakıyordu.

"Hayır merak etme. Bu Alex, Alex Light buralarda yeni ve daha uzun süre bizimle gibi." Dedim Alex'e gülümseyip göz kırparak.

Wade'in suratı eski alaylı halini alırken bakışlarını benden Alex'e çevirdi, anlaşılan onu biraz sıkıştıracak.

"Ee Alex seni ne buralara getirdi? Ayrıca Clary ile nasıl karşılaştın, genelde onunla karşılarşmalar biraz kanlı olur da ?" Dedi bana göz atarak, ben onun bu dediğine somurturken Alex kahkaha attı.

"Aslıda bizim de karşılaşmamız biraz kanlı oldu," diye gömleğinin kanlı yakasını gösterdi ve devam etti " ama sonu tatlıya bağlandı gibi, ne dersin Clary?" Dedi.

Ben onaylayan bir mırıltı çıkartırken Wade kaşları çatılmış kan lekesine bakıyordu, ah hadi ama bu bakışın devamında gelicek konuşmayı biliyorum.

"Olamaz, dışarıda mı beslendin ? Sen kafayımı yedin, ayrıca Clary seni şu ana kadar sağ mı bıraktı, inanamıyorum! Seni hain ,beni bile nerdeyse öldürüyordun ve aniden karşına çıkan mavi gözlü yakışıklı bir yabancıyı bağaşlıyıp bara mı getirdin!?" Dedi hayret içinde, evet nolmuş biraz fazla katı bir insansam yada yanlış oldu, hybridsem evet bu daha doğru.

[Red Wolf]■[Kızıl Kurt]■Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin