"Ben Klaus'a benzemiyorum, ben Elijah'a da benzemiyorum ben kendimim. Bunu öğernin artık." Dedim sinirle.
●○●
"Tamam sakin ol kızıl." Dedi ellerini kaldırarak, benden bir adım uzaklaşıp.
"Her neyse." Dedim sinirle nefesimi dışarı verdikten sonra.
Bu muhabbetin biraz daha uzaması ve başka birileri tarafından görülme olasılığım artmadan bir an önce burdan gitmek istiyordum, o yüzden o başka bir şeyler daha demeye başlamadan poşetleri elime topladım ve sokağın çıkışına yöneldim.
"Hadi ama kızıl, beni böyle bırakıp gidicek misin ?" Dedi arkadan bağırarak, onu umursamadan yürümeye devam ettiğimde tekrar denedi.
"Bak söz kimseye söyliyemicem buralarda takıldığını, beni görmezden gelemezsin." Dedi hala durmadığımı farkedince ,tekrar vampir hızını kullanıp önüme geçip omuzlarımdan tutu.
"Clarissa hadi ama, tekrar gitmeni istemiyorum. Klaus ve onun saçma kararlarından, o kararların bizde yarattığı etkiden bıktım artık. Hem anladığım karadıyla, sen de bizi uzaktan izliyormuşsun ve eminim ki farketmişsindir sen bizimle birlikteyken daha kontrollüydüm. En azından bütün bir köyü katledip dikkatleri üzerimize çekmiyordum, sen de gittikten sonra ipin ucu iyice kaçmaya başladı." Dedi sıkıntıyla iç çekip.
"Sen gittikten sonra önce Finn bize daha fazla katlanamadığını ve sonun da bizdeki zehrin senide etkilediğini söyledi, çekip gitmeye karar verdi ama Klaus o gitmeden onu hançerledi. Tabi biliyorsun o zamanlar sadece bir tane hançeri vardı ve onu da şans eseri ele geçirmişti (gerçi kimin şansı olduğu tartışılır), onu da Finn için kullanınca beni zaptedebileceği bir şey kalmadı ya da tehtit edebileceği. O da çok iyi biliyodu ki o hançeri çıkardığı anda Finn bize karşı, tam anlamıyla karşı dünücekti ve kendiside dahil Orijinallerin sonunu getiricekti. O da haliyle o riske girmedi ,ben de bu boşluktan yararlanıp ona ve Elijah'a olan öfkemi etrafımda ne varsa ondan çıkardım. Sana ulaşmaya çalıştım, bulmaya çalıştım ama bulamadım, yaklaştığımda ise Elijah ve Klaus beni durdurdu. Sonra da hançerler ve Klaus'un artan paronayası yüzünden hepimiz belli dönemler tabuta girdik, Finn'den tek farkımız bizin arada çıkabilmemizdi." Dedi
Ben şok ve üzüntü içince onu dinlerken, Klaus ve Elijah'a karşı içimde bir öfke büyüdü. Sadece onlara karşı da değil, olanların çoğundan haberim olmasına rağmen beni istemediklerini düşündüğüm için Bex hariç hepsine çok kızgın ve kırgındım. Bu yüzden onlara yardım etmek için, kendi varlığımı belli etmeye bile çekinmiştim yıllar boyu. Eğer geri dönüp müdahale etseydim belkide bunlar hiç olmazdı, en azından Finn ve Kol'un hiç ölmesine gerek kalmazdı, ben onları kurtarırdım hem de her halükarda.
"Be- ben çok ço- çok özür dilerim Kol gerçekten, eğe- eğer sadece izlemekle, haber almakla kalmasaydım. Müdahale etseydim bunları hiç yaşamayabilirdin hem sen hem de Finn, be- ben gerçekten üzgünüm hepsi benim hatam." Dedim tekrar akmaya başlayan gözlerimle, Tanrım bana neler oluyor uzun süredir böyle şeyler hissetmemiştim.
Öfke ve zevk dışında herdeyse hiç bir duygu hissetmemiştim, evet duygularımı kapamamıştım ama birilerine önem vermiyerek kendimi yanlızlığa iterek çoğu duygumu köreltmiştim ve şuan tam anlamıyla bir duygu çığının altında kalıyomuş gibi hissediyorum.
"Hey Clarissa sakın ol, şş hiç biri senin suçun değildi. Kendini suçlama sakın, ayrıca ağlamayı da kes lüften, beni bile ağlatıcaksın birazdan." Dedi Kol ellerini yanaklarıma koyup göz yaşlarımı silerken, konuşması bittikten sonra eğilip saçımın üstüne bir öpücük kondurdu biraz öyle sarılışık durduktan sonra ayrıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Red Wolf]■[Kızıl Kurt]■
FantasíaMikaelsonlarla olan yakınlığı yüzünden zaten nefter ettiği halinden daha da nefret ediceği bir hale döşen bir Hybrid... Elijah biricik aşkını sırf yaşaması için bırkamaya rağzı gelir ve kardeşiyle bir anlaşma yapar. Zamanla aşkını ruhunun derinlikle...