5. Bir Yaşam, Bir Ölüm (II)

244 11 18
                                    

Hellö!

Ben Hera!

Keyifli okumalar dilerim bebeklerim 🐍

***

Dolabın ardında nefeslerimizi tutmuşken hala birbirimize bakıyor ve herhangi bir olumsuz durumda ne bok yiyeceğimizi düşünüyorduk.
Topuk sesleri odanın ortasında doğru yaklaşırken luşan gerilimden dolayı çarpan kalbimin sesinin duyulmaması mümkün değildi! Adım sesleri daha da yaklaştı ve hemen yanımızdaki yaslandığımız dolabın kapağı, suratımıza doğru açıldı.

Kıvırcık saçları ile görüş açıma giren Bellatrix Lestrange, kafasını çevirse bizi görebilecek kadar yakındı ama dönüp bir kez bile bakmadı, dalgın görünüyordu. Odadan çıkmadan önce kaşlarını çatarak bir kez daha etrafına bakındı ve aynı hızla merdivenden aşağı inen ayak sesleri giderek uzaklaşmıştı. Elimi Melinoe'nin ağzındam çekerek ve onun da elini iterek rahat bir nefes verdim. Gerçekten kalbim yerinden çıkacak gibi hissetmiştim.

Melinoe sırtını bezmişçesine dolaba yasladı, kalp krizinin kıyısından dönmüş gibi bir hali vardı. Eh, Bellatrix'e yakalanacağıma Melinoe şurada beni öldürsün daha iyiydi. "Bu aksiyon sana on yıl yeter artık." dediğinde gözlerimi devirerek kıkırdadım ve yavaşça kapıya doğru yürüyüp odadan sessizce çıktık.

Melinoe önden yürümeye başladığında onu takip etmekle yetindim. Asamı sıkıca kavramış herhangi bir tehlikeye karşı hazır duruyordum. Koridoru kontrol ederek döndük, herkesin odaya çekilmiş olması işimize gelmişti. Birkaç kez etrafta cirit atan ev cinlerine yakalanma riskine girsek de neyse ki hala tek parçaydık.

Adımları nereye gittiğini bilir gibi görünen Melinoe'a da tuhaf bakışlar atmayı ihmal etmiyordum. Kırk yıldır burada yaşıyor gibi davranıyordu. Sonunda bir odaya girdiğimizde kapıyı hızlı hareketlerle ardımızdan kapattım ve kapıya yaslanarak tuttuğum nefesi verdim. Anında etrafımı Draco Malfoy'un erkeksi, ferah kokusu sarmış, buram buram Draco Malfoy kokan bu oda gerçekten zevkli döşenmişti.

Aklıma gelen fikirle kaşlarımı çatarak Melinoe'ye döndüm. "Sen Malfoy'un odasının nerede olduğunu nereden biliyorsun?" diye fısıldadım şüpheyle. Odayı tek seferde bulmuş olmamız tesadüf olamazdı. Duraksadı ve bana döndü. "Narcissa Malfoy ve annem arkadaşlardı. Annem ölünce teyzemle birlikte birkaç kez yemeğe gelmiştik." diye açıklama yaparken gözlerinden bir an keder duygusunun geçtiğini zannettim, ya da yanılmıştım.

Kendini toparlayarak klasik alaylı bakışlarından birini atmakta gecikmedi. "Hemen de tısla zaten, kıskanç yılan." diye mırıldandı alçak bir ses tonuyla. Gözlerimi devirerek komodinin üstüne yüzüğü koydum. "Kıskançlıkla ne alakası var şimdi?" diye fısıldayarak yüzümü buruşturduğumda odayı süzmeye devam ediyordum. Sade ama şık bir odaydı, insana ferahlık veren bir havası vardı. Bir Malfoy'a göre fazla ferahtı.

"Artık Malfoylardan biri basmadan gitsek diyorum?" diye mırıldandım huzursuzca. Diken üstünde yakalanmayı beklemek, fazla çılgıncaydı. Onaylar biçimde kafasını salladı ve uzattığı elini aniden tehditkarca salladı. "İlk defa cisimleneceksin, seni uyarıyorum; eğer üstüme kusarsan sana yalatarak temizletirim." diye mırıldandı ağlamaklı bir ses tonuyla. Bu haline gülmeden edemezken yüzünde oluşan bezmiş ifadeyle dudaklarını büzdü.

"Eh işimiz bittiğine göre gidelim bakalım." dedim uzattığı eli sıkıca tutarken. Gözlerimizi kapattığımızda bir girdaba çekilir gibi olmam midemi ağzıma getirmiş, Melinoe'un elini tutmakta zorlanmama neden olmuştu. Başım dönüyordu ve verdiği his tuhaftı, bedenim parçalanıyor gibi hissediyordum. Sanki aynı anda iki yerdeydim.

No Time To Die / HogwarstHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin