Hellö, ben Hera!
Bölüm şarkımız: Alec Benjamin - Let Me Down Slowly
Keyifli okumalar diliyorum aşklarım 😚
Zihnimde dolanan yüzlerce senaryonun hepsi aynı sonuca çıkıyordu, Melinoe'u yakalamanın mutlaka bir yolu olmalıydı. İntikam alma hırsımın, gözlerimi bürüdüğünden şüphem yoktu. Dumbledore, hemen karşımızda, masasında otururken gözlerimi kafamı toplamak amacıyla ardında duran kitaplarda gezdiriyordum. Diğerlerininse dikkatle Snape'in anlattıklarını dinlediklerinden emindim. Chloe, Draco'nun koluna tutunmuş gözyaşlarını dindirmeye çalışıyorken Draco'nun yüzünde bıkkın bir ifade vardı. Hermione sıkıldığını belli edercesine gözlerini devirmiş Harry ve Ron ise pür dikkat anlatılanları dinliyordu.Dumbledore, olanlardan sonra orada bulunan herkesi odasına çağırmış ve her birimizden olayı dinlemek istediğini söylemişti. Son olarak Snape anlatırken tam da tahmin ettiğim gibi yakayı çok ele vermemek adına işin içine vampiri katmaması işime gelmişti. Ona verdiğim sözü tutmak artık daha kolaydı. "Her şey anlattığım gibiydi efendim, ayrıca bu harita Potter'ın elindeydi." Melinoe kaçtıktan sonra Harry'nin elinden çekip aldığı çapulcu haritasını masanın üzerine bıraktığında ifadesiz bakışlarını Harry'ye dikmişti. Draco, haritanın ne olduğunu anlamışçasına kaşlarını çatmış, o da Harry'ye bakıyordu. Neden bilmiyordum ama haritadan hoşlanmadığını hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Time To Die / Hogwarst
FanficBüyücü dünyası, en karanlık dönemini yaşarken Hogwarts'ın kapalı kapılar ardında dönen ittifaklar, zehirli bir sarmaşık gibi herkesin etrafını sarmıştı. Ölüme direndiler, ölümü yönettiler, ölüme yenildiler. Masum sanılan benlikler, kendi kanlarında...