9 - Zehirli Masalın Kırık Kadehi

278 12 23
                                    

Hellö! Hera'nız sahanızda!

Nasılsınız, nasıl gidiyor?

Bölüm şarkımız: Taylor Swift - I Did Something Bad

Kulağımın hemen altındaki kalp atışları, bir melodi gibi çarpıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kulağımın hemen altındaki kalp atışları, bir melodi gibi çarpıyordu. Bilincim yavaş yavaş açılırken yapmak istediğim tek şey uyumaktı. Kafamın altında rahatsızca kıpırdanan bedenle daha fazla uyuyamayacağımı anladığımda gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım. Uyanmak hiç bu kadar zor gelmemişti sanırım...

Zar zor araladığım gözlerimi, gelen güneş ışığından dolayı kısarken yavaşça saçlarıma üflenen nefesin kaynağına döndüm, hemen dibimde bir çift yeşil göz dolanıyordu. Göz göze geldiğimiz anda saçlarıma karışan eli donmuş ve gözlerini panikle aralamıştı. "Şey, günaydın." diye mırıldandı aynı tavırla. Dışarıdan tuhaf görünüyor olmalıydık. Harry'nin bedeni neredeyse üzerimdeydi ve kollarım beline tutunuyorken çocuğu yastık niyetine kullanmıştım. Gerinerek esnediğimden boğuk bir sesle karşılık verdim. "Günaydın."

Yavaşça birbirimizden ayrılacağımız sırada kapının önünden gelen gürültü ile gözlerimi büyüterek kapıya döndüm. Odanın içine düşen Gerorge, arkasında gülerek bize bakan Fred'e tutunarak ayağa kalkıyordu, uykum açılmaya başlamıştı bile. Weasley ikizleri, elbette gördüklerini şakaya vurmakta gecikmemişlerdi. Fred bilmiş bir tavırla Gorge'a döndü. "Ben demiştim, çoktan uyanmışlardır diye." diye mırıldandı ve hemen ardından ise Gorge aynı imayla devam etti. "Uyanmak için gözlüklü prensinin öpücüğünü mü bekliyordun yoksa ortak?" diyerek kahkaha attığında ikisi de el çakışmakta gecikmediler. Yatakta oturur pozisyona geldim ve elimi kazan gibi ağrıyan kafama attığımda tek tepkim gülerek göz devirmekti.

Harry sanki kendini açıklamak zorundaymış gibi bir hışım doğruldu ve kendini toparlamak istercesine kıyafetini düzeltmişti. "Ben sadece onu uyandırmaya çalışıyordum. Tam da aşağı geliyorduk ve..." Heyecandan cümleleri birbirine katan Harry'ye döndüğümde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmak zorunda kaldım. Derin bir nefes aldı ve dudaklarını yalayarak boş verin dercesine elini salladı. "Her neyse, artık kahvaltıya mı insek, çok acıktım." diye mırıldanarak aniden ayaklandı, eş zamanlı olarak kafasını olumlu anlamda sallıyordu.

"Hadi Gorge, Potter daha fazla domates gibi kızarmadan gidelim." diyerek birbirlerini odadan atan ikizlerin ardından minik bir tebessüm belirmişti suratımda. Harry'ye döndüğümdeyse gerçekten kızarmış olduğunu fark etmiş ve gülümsemem genişlemişti. Bana bakıp elini ensesine attı ve ovaladı. "Her zamanki Fred ve Gorge işte, boş ver." diye mırıldandığından kafamı önemli değil dercesine salladım. Oda yeniden sessizleşmişti. Dün gece için bir şey demem gerektiğinin farkındaydım. "Teşekkür ederim, yanımda kaldığın için." diye mırıldandım sessizliği yeniden bozarak. Sesim durgundu ve tipimin nasıl göründüğü hakkında en ufak fikrim yoktu.

No Time To Die / HogwarstHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin