HELLÖ!
Hera'nız yeniden sahanızda!
Nasılsın aşklarım nasıl gidiyor? Uzun zaman olmuş.
Bölüm şarkımız: Taylor Swift - Cardigan
Keyifli okumalar dilerim!
Ölüm yalnızca bedenlerimizi ele geçirir, ruhumuz daima bakidir.
Ölüm Perisi, kibirli bakışlarla Albus Dumbledore'un cesedinin yanında dikiliyordu, gereğini yapmak için buradaydı. Öğrenciler ölü bedenin etrafını sardığında duraksadı ve ensesinde hissettiği ürpertiyle iç güdüsel olarak arkasını döndü. Gözleri mor renkte parlıyordu. Dumbeldore'un ruhu tam da arkasında dikilmiş, kendi cesedine bakarken İsabella ellerini pelerinin altında birleştirerek ona doğru yürüdü. Vakti gelmişti fakat ikisi de birbirine birkaç cümle borçluydu.
"Ne acı değil mi Matilda, ölümle yaşam arasındaki o incecik çizgide durup insanların ruhlarını almaya gelirken arkalarında bıraktıkları insanların gözyaşlarını izlemek..." Dumbeldore gururla baktı etrafındaki öğrenci topluluğuna. "Hogwarst, onlar için daima güvenli bir ev olmaya devam edecek, ben olsam da, olmasam da." Aklına Harry Potter düştü, o çocuğa verdiği değer sıradan bir öğrencisiyle kıyaslanamazdı. Aralarında özel bir bağ vardı ve bunun kırılacağına neden olacağını bilmek içindeki birkaç pişmanlıktan biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Time To Die / Hogwarst
FanfictionBüyücü dünyası, en karanlık dönemini yaşarken Hogwarts'ın kapalı kapılar ardında dönen ittifaklar, zehirli bir sarmaşık gibi herkesin etrafını sarmıştı. Ölüme direndiler, ölümü yönettiler, ölüme yenildiler. Masum sanılan benlikler, kendi kanlarında...