~13.Bölüm~

728 44 14
                                    

.

Beğenmeyi unutmayınnn✨

.

"Ne yapacağız biz seninle böyle?" Dedi Devrim belirli belirsiz kısık bir sesle. Kafamı yasladığım araba koltuğundan kaldırmadan ona doğru çevirdim.
Meraklı ifadem değişmek bilmeksizin yüzüne çevrilirken Devrim sanki kendi kendine konuşmuş gibi doğruca önüne bakıyordu. Gözlerim yüzünün her bir detayında gezinmeye başladığında ezberimin zayıf olduğunu anlamıştım. Suratına o kadarda hakim değildim. Yeni sezgiler görüyordum ifadesinde. Neyin ifadesizliğiydi bu. Karma karışık gibi bakıyordu önüne. Gözlerinin sisi gözlerimde ki ışığa perde çekti. Duyduğum özlemin kat ve kat sayılarını görebiliyordum ona bakarken. Garipti. Devimle karşılaştığım ilk günden bu yana değişen bir şey olmamıştı. Üstüne tonlarca olumsuzluk eklenmişti. Emre binlerce kez göz devirmişti. Nefret etmişti benden. Vede Devrim ona özlem duymam için hiçbir çaba sarfetmemişti. Hatırlatmıştı da kim olduğunu. Arsızlık benim arsızlığımdı.

"Sormak istediğin şeyler yok mu Devrim?" Dedim kısık sesle. "Beni özlemedin mi diye sormayacak mısın?" Dedim ardından. Yutkunuşuna seyir kalmıştım. Kaybolduğu boşluktan çıkmadı. Hala önüne bakıyordu.

"Canımı yakmaya çalışıyorsun. Hoş değil." Dedi düz sesiyle. Dudağımın sağı kıvrıldı.

"Neden böyle düşünüyorsun?" Dedim fısıltıyla.

"Senin nezdinde özlenecek bir insan değilim." Dedi.

"Çık benim nezdimden." Dedim. Gözleri üzerime çevrildi.

"Senide üzmem diyemedim ama seni özlediğimi söyleyebilirim." Dedim gözlerine bakarak. Kırpılmak bilmeyen gözleri önüne çevrildi.

"O halde?" Dedi.

"O halde, özledim seni." Dedim.

"Ne diyebilirim Yazgı." Dedi.

"Canın yandı mı?" Dedim. Yutkunduğunda alnında beliren damara kaydı gözlerim. Kafasını salladı. Ardından yola sabitledi gözlerini.

"Yandı." Dedi. "Benim canım gözlerine baktığım heran Yazgı, heran yanıyor." Dedi ardından.

"Ne yaptım ben sana?" Dedim kızar bir ifadeyle fakat aynı zaman da kısık bir sesle.

"Ben sana yaptım Yazgı. Ben sana yaptım dayanamıyorum şu haline. Gözlerinin haline bak. Çekilmişsin hayattan." Dedi gözlerime acınası halimi göstermek ister gibi baktığında.

"Fırtına dindikten sonra toprak suyu çekmeye mahkumdur." Dedim. Devrim sarı ışığın vurduğu gözlerini gözlerime çevirdi.

"Şöyle konuşmaktan çekinmiyorsun ya ben çok kötü oluyorum bil." Dedi. "Geceleri uyuyamıyorum falan. Söyleme böyle şeyler Yazgı." Dedi kısık sesle. Elim sakalına gittiğinde yavaşça okşadım suratını. Gözlerini kapattı. Suratını okşamamda bir mana yoktu. Farkındaydı ve geri çekilmedi.

"Ne fark eder ki? Atlattım işte çoğu şeyi." Dedim.

"Sen hiçbir şeyi hiçbir şekilde atlatamadın Yazgı." Dedi kaşlarını kırarak. Gözlerim doldu rüzgar çarpmışçasına ani. "Çok güzel kanıtlarım ama uyuyamam. Uykum kaçar. Biliyorsun." Dedi. Dudağımın kenarı kıvrıldı. Elim bu sıralar dağınık olan dalgalı saçlarına gitti ve saçlarını yavaşça karıştırmaya başladım. Gözleri yeniden kapandı.

"Emre için delirdiğini gördüğümde çok abarttığını düşünmüştüm. Bu kadarı fazla demiştim. Delirmenin ne demek olduğunu anladım seni ararken." Dedi kısık sesiyle. Duymak istemediğimi belli etmek istercesine kafamı arkaya attım ve koltuğa yaslandım.

DilhûnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin