.
Duyulmayan çığlıklarım, görülmeyen çırpınışlarım, ellerimin altında ölen Cenkin bir hayvan kadar bile değer görmemesi, Cenki bir hayvanla kıyaslayacak kadar büyük bir çaresizliğe düşmem benim için ölümden beter bir hal almıştı.
Sahipsiz bir kedinin yasını üç gün Karalar giyerek tutan insanlar Cenkin cansız bedenine karşı kadeh kaldırıyordu.
Şimdi herkes yerine oturmuş içkisini yudumluyordu. Emre Pelinle sorunsuz bir şekilde sohbet ediyordu. Kısılan müziğin sesi çığlıklarım duyulmasın diye sonuna kadar geri açılmıştı. Herşey gerçek olamayacak kadar korkunç ve rüyaya sığmayacak kadarda hissedilebilirdi. Bir dünya insanın normaline ayak basmıştım buraya geldiğim ilk gün.Yardım istemenin hiçbir faydası olmadığını anladığımda gözlerimi onca istisnadan sonra yeniden Devrime çevirdim.
Bedeninin tüm yükünü duvara vermiş, olmadığı kadar katı bir ifadeyle bakıyordu etrafa. Soğukkanlı kalmaya çalışıyordu. Herkes gibi o'da sessizliğini bir köşede koruyordu.
İnatla bakmıyordu gözlerime. Yalnızca suçlular kuramazdı göz teması sadece onlar sessiz kalırdı. Devrim suçsuzdu ama bir türlü bakmıyordu gözlerime. Baksaydı görürdü kopardığım fırtınaları fakat o fırtınaya kapılmaktan korkuyordu. Belkide bugün gözüme bakan herkesi içine çekeceğim fırtınalar kopartıyordum. Gözlerimin önünde katledilen arkadaşımın bir hiç gibi karşılanmasına dayanamıyordum...Artık farkedilmek istiyordum.
Gözlerimi inatla, Devrimin hersaniye kaçırmak için uğraş gösterdiği kara gözlerine kenetlediğimde bakışlarımı fark etmiş ve yutkunmuştu. Ardından ise gözlerini sersemleten bir edayla gözlerime değdirdiğinde, boynum ağlamamak için direren ve titreyen dudaklarımla sol omzuma doğru eğilmişti. Yardım etmesi için basbas bağıran bakışlarımı gözlerini kapatarak sonlandırmıştı.
Damla damla dökülen gözyaşlarımla bende gözlerimi kapattım ve Cenk'e doğru döndüm.
"Özür dilerim Cenk. Kimseye duyuramıyorum sesimi. " Dedim sadece Cenkin hissedebileceği bir şekilde. Ben bile duymamıştım bu söylediklerimi.Hıçkırıklarımın arasında nefes almaya çalıştım. Cenk çoktan ölmüştü fakat ben yaşıyordum işte. Bana yardım etseydi. Kolay mıydı benim yaşadıklarım. Değildi. Yerde yatan ceset dün Emre kılığındaydı ve bugün de Cenk. Yaşadıklarım ve bana bunu yaşatmayı seçen her kimse onun yakasına yapışacaktım.
Zaten duvara yaslı olan bedeninin arkasından başını da duvara yaslamıştı ve ardındanda yeniden açtığı gözleriyle kolundaki saate bakmıştı Devrim. O kadar saniyesi saniyesine geçiyordu ki herşey takip edemiyordum. Kolunu yeniden cebine soktuğunda yavaşça doğruldu. Gözleri bir müddet etrafta gezindi ve ardından yönünü koridora doğru ayarladı. Şaşkınlıkla, Devrimin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken o sırada koridorda birinin gölgesi görünmüştü. Devrimin yanına geldiğini tahmin ediyordum. Kapıya kadar geldiğinde ve Devrimle buluştuğunda kim olduğunu sonunda anlamıştım. Barandı. Devrimin hemen yanına geçti ve kuşkulu tavırlarıyla birşeyler söylemeye başladı. Gözleri tesadüfen üzerimde ve ardından da Cenkin üzerinde gezdiğinde duraksamıştı. Şaşkındı ve tümüylede gergin duruyordu.
Sönen tüm umutlarım Baranın beni fark etmesiyle yeniden yanmaya başlamıştı. Baran bana yardım ederdi. Nihayetinde Baranla da arkadaştık. Yardım etmesini dört gözle bekliyordum. Saniyeler sonra gözlerini bizden ayırdığında ve Devrimle öylesine normal bir biçimde konuşmaya başladığında sinir sistemlerimin çökmeye başladığını hissettmiştim.Bu kadar sessizlik benim gibi birine bile fazla gelirdi.
Yavaşça ayağa kalktım ve hiddetle yanlarına doğru ilerlemeye başladım. Attığım topu topuna on adım sonrasında büyük bir çöküşle yanlarına ulaştığımda yaptığım ilk şey gözyaşlarımı silmek olmuştu."Devrim!" Dedim nefesimi toparlamaya çalışarak. İfadesiz ve sert bakışları değişmemişti.
"Neden yardım etmiyorsun! Birşeyler yap! Ölüyor lütfen birşeyler yap!" Dediğimde dudakları aralanmıştı fakat geri kapanmıştı.
"KONUŞSANA! BİRŞEYLER DE! ÖLÜYOR ARKADAŞIM!" Dedim son gücümle bağırarak. Belirli belirsiz kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhûn
Roman pour AdolescentsAvuçlarım yalvarırcasına bakıyor gökyüzüne. Gökyüzü gürlüyor. Yanaklarım kıvrılıyor içim soğuyacak diye. Rüzgar çıkıyor. Yağmur yağıyor sanıyorum ve ellerimi biraz daha açıyorum. Elime düşen sıcaklıkla irkiliyorum. Çekinmiyorum ellerimi geri çe...