22.bölüm

9.9K 141 20
                                    

EMİR ONAT

ceren gözlerime korkarak bakıyordu...neredeyse onun sesi bile onu korkutacak kadar cereni kendine hapsetmişti...

Hızla cereni kapının arkasına alarak
Elimle ağzını kapattım sakinleştigini anladığım an
kapıyı hızla açtım...

- istediğin kişinin ben olduğumu düşünmüyorum bora atahan...
Beni gördüğünde kaşını kaldırarak gözlerimin içine baktı...
Eliyle omzuma vurup...
- işinin bu kadar uzun sürmesine bakarsak...senin altindaki kadına şimdiden acıdım..

Gülümseyerek..omzuna koymuş olduğu eline baktım...
- senin kadar hızlı olmayabilirim ama emin ol altımdaki kadını senden daha çok inletirim...

Bir rekabetmiş gibi beni süzdü...elini çekip...
- kafa adamsın.. ama yinede ayağını denk al..tek bir yanlışta...

Dudaklarımı alayla kıvırarak tuvaletin kapısını kapattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Dudaklarımı alayla kıvırarak tuvaletin kapısını kapattım...
Boraya bakarak..elimi uzattım
- sizi tanıdığıma memnun oldum Bora atahan...

O ise hâlâ benden şüphelenerek..elimi sıktı...
- aynı şekilde bende emir Onat...

Arkama dahi bakmadan oradan uzaklaştım...

Rafet bey ve ailesi beni görür görmez ayağa kalktılar..
Rafet bey yanıma gelerek..
- oğlum iyimisin..
- iyiyim merak edilecek birşey yok...bu gece için bu arada teşekkürler ama benim gitmem gerek...

Rafet bey elimi sıkarak gülümsedi herkesle vedalaştıktan sonra hızla arabama binip atahan konagindan ayrıldım...

...

Gece... 01.56

Arabayı bahçeye park ettikten sonra arabadan inmemle efsun kapıyı hemen açtı ve yanıma koştu...

- emir nerdeydin..?
Adımlarımı kapıya doğru ilerleterek efsuna cevap dahi vermedim...
- emir...!!!
Kolumu tutup beni kendine çekti...
- benden neden kaçıyorsun?

Derince bir nefes alarak sıkılmış gibi yüzüne baktım...
- efsun artık benim karımmış gibi rol yapmandan sıkıldım...sadece kızım ve yiğenim için buraya geliyorum bunu kendin için anlama...

Dolmuş mavi gözleri bana bakarak...
- emir... lütfen bana böyle davranma...ben sana hiçbir şey yapmadım neden bana böyle davranıyorsun...

Kolumu ondan çekip..elimle kalbime vurmaya başladım...
- sen ne mi yaptın..!! Gerçekten bilmek istiyormusun efsun hanım...
Bu kalbi varya sen bu kalbi paramparça ettin!!!!

anlamayan gözlerle hâlâ bana aptal gibi bakıyordu...
Yalvararak.. ayaklarıma kapandı..
- emir... lütfen böyle konuşma..
Ama harekete dahi etmeden ona karşı olan tüm öfkemi kustum...
- o günü hatırlıyomusun!!! Alkollüydüm cerenle kavga etmiştik ve o kadar içmiştim ki gözümü dahi açamıyordum...

Utanarak.. bacaklarıma sarıldı... göz yaşları pantolonunun kumaşını ıslatıyordu...
- peki sen ne yaptın... kendini benim altıma soktun...seni sevmeyen sana değer dahi vermeyen bir adamın altına soktun kendini!!!!.

Ayağımla onu ittim... kızarmış gözleri bana aşağıdan utanarak bakıyordu...
Tek bir söz bile söylemedi...

Ona bağırarak...
- sen beni öldürdün efsun!!! Sen beni paramparça ettin!!!...
Şimdi bana söyle benim çocuğumu dogursanda seni nikahıma almayacak kadar değersizsin sen benim için!!!

Hıçkırıkları tüm konağı ayağa kaldıracak kadar sesliydi...ben ise konağa girip hızla kızımın odasına çıktım...

Masum bir melek gibi uyuyordu.. kucağıma yavaşça alıp odadan çıktım o sırada efsun bana deli gibi bakarak...
- hayır o benimde çocuğum...benden böylece alamazsın!!!...
Cevap dahi vermeden hızlı adımlarla konaktan çıkıp arabanin arkasına kızımı yavaşça yatırıp kapıyı kapattım.. Efsun arabanın önüne geçip...
- izin vermem!!! O benimde kızım...
Bana bunu yapamazsın emir!!!..

Ona bakmadan arabaya binip hızla konaktan ayrıldım...

SAAT 14.00

Bir kaç dosyayı da imzaladıktan sonra kapının çalmasıyla
- gir!!..
Deniz koşarak kucağıma atladı...
- baba benim canım çok sıkılıyo burda...
Asistanım emel bana mahcup bir şekilde bakıp...
-efendim küçük hanım sizi çok istedi bende getirmek zorunda kaldım...
Keskin bir sesle..
- tamam sen çık...
ha!! Bu arada iyi bir bakıcı bul sabah evde olsun...
- tamam efendim...

Asistanın gitmesiyle deniz bana bakarak..
-baba parka gidelim hadiii...
Yanağından küçük bir ısırık alarak...
- bak prenses şuan çok işim var biraz daha emel ablanla oyalan sonra söz seni bu gece istediğin heryere götürücem anlaştık mı??

Kravatımı çekiştirerek..
- ya banane ya!!! Ben seni istiyorum baba... lütfen
Karnından gıdıklayarak...
- olmaz küçük hanım çünkü siz çok tatlısınız ve ben bu küçük tatlı şeker prensesini akşam yemeyi düşünüyorum..
Deniz gülümseyerek kafasını onayla salladı..
- yaaa baba...peki tamam ben emel ablamla oynicam...
- hadi bakalım o zaman..... koşma deniz...!!

Ama çoktan gitmişti bile...bu tavırları bana birini hatırlatıyordu... tıpkı onun gibi inatçı... çocuksu..masum...
Biran sırıtmama neden oldu kızımın sevdiğim kadına benzemesi bile ilginçti...

Bu kadın beni kendine mühürlemisti sanki..

DENİZ ONAT

DENİZ ONAT

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
TAKINTILI TUTKU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin