SABAH GÜNEŞİM

1.3K 141 13
                                    

Sabah beni uyandıran genellikle yatağıma vuran güneş ışığı olurdu.Fakat sevgilim eve geldiğinden beri artık onun sayesinde uyanıyordum. Kimi zaman parmak boğumlarını yüzümde gezdirerek, kimi zaman da yüzüme düşen perçemleri üfleyerek beni uyandırmayı kesinlikle her defasında başarıyordu.

Ağrıyan gözlerimi ellerimle ovuşturup sabahın verdiği anlamsız ifadeyle yüzüne baktım.

"Günaydın prenses. "

Deyip gülümsedi.

Esnedikten sonra yavaş yavaş kendime gelip nihayet konuştum . Normal bir insan olsa beni beklerken çatlardı . Ama o hala nasıl sabrediyordu bu halime, hala anlamıyordum doğrusu.

"Günaydın aşkım. "

"Kendini iyi hissediyor musun?"

Başımla onayladım.

"Eğer iyi hissetmiyorsan gitmeyiz okula."

"Hayır hayır. Ben iyiyim. Senin sayende."

"Çok korkuttun beni. Deli kız!"

"Korkutmak benim işim. "

Deyip gülmüş ve esnemiştim.

Bu halime gülüp başımın tepesini öptü. Geri yatağa uzanmıştık. Birden üzerime çıktı. Bir eliyle bileklerimi kavramıştı. Alnımı kocaman öptü.

"Çok güzelsin. "

Deyip saçlarımı okşayıp dudaklarımı öpmeye başladı. Dudağımı ısırdığında canım yanmış, minik bir inilti koparmıştım. Ağzıma kan tadı gelince yüzümü buruşturdum. O ise hınzırca gülüyordu.

"Dudağımı kanattın ya!"

Dedim elimim tersiyle dudağımı silerek. Gergin,sert göğsünü patakladım.

"Komik olan ne acaba sorabilir miyim?"

Dedim kaşlarımı çatarak. Dudağımda biriken kanları emmişti.

"Alacakaranlı'taki Edward mısın sen be, kan fantezin olduğunu bilmiyordum."

"Bu sefer de ben okula gitmek istemiyorum. Boşver gitmeyelim uyuyalım. "

Dediğinde bu sefer ben onun üzerine çıkıp onu altıma almıştım.

"Hadi hadi tembellik yapma. "

Çıplak göğsünü öpücüklere boğdum bu sefer. Huylanıyordu.

"Burada yaşamak istiyorum."

Deyip omzumu işaret etti.

"Yaa şımarıcam şimdi. "

Deyip ağzımı ellerimle kapatıp kıkırdadım.

"Bi tek bana şımar. "

Deyip dudaklarıma tüy kadar hafif bi öpücük kondurdu.

Ellerimle başını başıma yasladım.

"Şükürüm..."

Saat 06. 30 olmuştu bile.Kıyafetlerimizi giydik. Sevgilim kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Yardım etmeme izin vermeyerek,tek eliyle belimi kavrayıp beni soğuk tezgâha oturttu. Mini etek giydiğim için soğuk tezgâh doğrudan çıplak bacaklarıma temas etmişti, birden irkildim.

"Alışveriş yapmam gerekiyor."

"Niçin?"

"Bay Min'in ikizlerinin doğumgünü var iki gün sonra unuttunuz mu?"

"Aah evet. Ben onu çoktan unutmuşum."

"Hediye almamız lazım. En sevdikleri renklerde olan bir elbise görmüştüm mağazada. Gidip bakalım istiyorum."

KUZENİM | JEON JUNGKOOK  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin