𓁲16𓁲

101 17 18
                                    

Minho, Felix'in odasına yaklaştığında kapının önüne nöbet bekleyen iki askeri görmesiyle duraksamış ve kaşlarını çatmıştı. Adımlarını daha hızlı atarak yürümeye devam etmişti. Odaya gireceği sırada askerler tarafından durdurulduğunda sinirle onlara bakmıştı.

"İzin almadan bu odaya giremezsiniz. Ayrıca kendisinin şu an kimsenin girmesine izin vereceğini sanmıyorum."

"Ne saçmalıyorsun sen? Beni odaya sok yoksa ben odayı sana sokacağım ve sana yemin ederim ki odadaki en küçük şeyi bile o daracık deliğinden çıkarman imkansız olacak."

Asker, şaşkın bakışlarını Minho'ya yönelttiğinde Minho tüm ciddiyetiyle ona bakmaya devam etmişti. Kısa bir süre sonra da aynı asker kapıyı çalmış ve yüksek sesle konuşmuştu.

"Bay Lee, bir misafiriniz va-"

"Lix, içeri girmeme izin ver lütfen."

Odadan bir süre ses gelmediğinde Minho tekrardan konuşacakken içeriden "Minho hyung? Gelebilirsin." şeklinde Felix'in sesi yükseldiğinde Minho en yapmacık gülümsemesini askere sunmuş ve odaya girmişti.

Felix yatağında öylece oturuyordu. Şiddetli bir ağlama krizi geçirmiş ve yeni sakinleşmiş gibi görünüyordu.

"Lix, ben-"

"Kabul ettim."

Felix'in birden bire konuşmasıyla birlikte Minho duraksamış ve Felix'e bakmıştı. Felix de ona dönüp buruk bir şekilde, gözleri kısılana kadar gülümsemişti.

"Birkaç hafta sonra evleneceğim... Hey, benim adıma mutlu değil misin? Artık arkadaş değiliz sonuçta."

"Seni tehdit etti, değil mi? Hyunjin'e zarar vereceğini söyledi."

Felix'in gülümsemesi yavaş yavaş solarken başını aşağı yukarı sallamıştı. Minho da bunun üzerine Felix'in yanına adımlamış, ona sıkıca sarılmıştı.

"Merak etme, iyi olacağım."

"Evlenmeyeceksin, boşuna kendini üzme. Çünkü daha öncesinde bu saçmalığa bir son vermiş olacağız."

"Aptal olma. Kralın isteklerine karşı gelemeyiz."

"Bana güven, her şey yoluna girecek."

"Yeniden arkadaş mıyız peki?"

Minho, Felix'in başını kaldırıp ona baktığında ilk olarak hâlâ sulu sulu duran gözleriyle karşılaşmıştı. Göz yaşları her an akmaya hazır gibi görünüyordu.

"Bunu düşünmem gerek."

"Asıl aptal sensin, görüyor musun?"

Felix gülerek konuştuğunda Minho da gülmüş ve Felix'in saçlarını dağıtıp yanına oturmuştu.

"Anlaşılan birkaç gün burada olacağım. Lee Seksi Minho ile oda arkadaşı olacak olmak nasıl bir duygu?"

"Lee Seksi Minho, basit bir aşçı ile oda arkadaşı mı olacak? Oh, onur duydum. Sanırım yatağımı kullanmana izin verebilirim."

"Onu akşam düşünürüz. Gel, Hyunjin'e bakalım. Bu arada, onunla birlikteymiş gibi davranmanız işimize gelebilir. Sana planı anlatayım..."

Minho, Felix'e birlikte Hyunjin'in odasına giderken sessiz olmaya dikkat ederek planı noktasına kadar anlatmıştı. Felix ise onu tüm dikkatiyle dinlemişti. Detaylar konuşulacağı zaman orada olsa iyi olurdu.

En sonunda Hyunjin'in odasına geldiklerinde Minho kapıyı çalmak için uğraşmadan direkt içeri dalmıştı. Chan irkilerek ona bakmış olsa da Hyunjin, odaklanmış bir şekilde çizimini yapıyordu. Çok fazla konuşup onu rahatsız etmemek iyi olurdu bu yüzden sessizce arkasına geçip yaptığı resmi izlemeye başlamışlardı.

Kill The King (Stray Kids) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin