𓁲19𓁲

138 19 51
                                    

Medyanın bu bölümle falan anlamı yok ama Stan Pentagon✊

Pentagon - Daisy

_____

"Seonghwa!"

Minho, koşarak kelimenin tam anlamıyla Seonghwa'nın üzerine atladığında Seonghwa onu tutmuş ve sıkıca sarılmıştı. Minho'nun titreyen bedeninden onun ağlıyor olduğunu kestirebiliyordu.

"Seni çok fazla özledim."

"Ben de seni özledim, Min. Burada ne işin var?"

"Onları görmeye gelmiştim. Seni gördüğüme de çok sevindim."

Seonghwa, gülümseyerek Minho'nun kendisine bakmasını sağlamış ve ellerini yanaklarına yerleştirip göz yaşlarını silmişti. Seungmin ise olanları şaşkın bir yüz ifadesiyle izliyordu. Minho'nun daha öncelerde birkaç damla gözyaşı döktüğünü görmüştü ancak bu kadar içli ağladığına ilk kez şahit oluyordu.

"Neler yaptın bakayım sarayda?"

"Hiç seni özlediğim için ağlamadım Seonghwa. Söz verdiğim gibi, ağlamadım."

Seonghwa gülümserken Minho, onu izlemekle meşguldü. Yıllar boyu görüşmemişlerdi. Onu çok fazla özlemişti.

"Bu arkadaş kim peki?"

Seonghwa, Seungmin'e baktıktan sonra tekrar Minho'ya dönmüş ve gülümsemesi sırıtmaya dönerken koluyla Minho'nun kolunu dürtmüştü.

"Ah, yoksa siz-"

"Öyle bir şey değil. O Seungmin. Sarayda bana bakan ailenin çocuğu... Seungmin, bu da Seonghwa. Size bahsettiğim, öptüğüm erkek."

"Aslında ben seni öpmüştüm."

"Ne fark eder ki? Öpüştük sonuçta."

Minho burnunu çektikten sonra kaşlarını çatarak Seonghwa'ya bakmış ve bunun üzerine de Seonghwa, kıkırdayarak Minho'nun saçlarını okşamıştı.

"Bir ara daha güzel sohbet edelim, tamam mı? Şey... O biliyor mu?"

Seonghwa, son cümleyi Minho'nun kulağına fısıldadığında Minho başını iki yana sallamış ve "Eve dönerken ölürsem öğrenecekler. Ölmezsem sonra söyleyeceğim." demişti. Seonghwa da bunun üzerine anlayışla başını sallamıştı.

"Hwa, bunlar kim?"

Arka taraftaki evlerin birinden çıkan bir genç Seonghwa'nın yanına geçip sorusunu yönelttiğinde Seonghwa onu elinden tutarak iyice yakınına çekmiş ve uzanıp boynunu öpmüştü.

"Bu sana daha önceden bahsettiğim adam."

"Şu ilk aşkın olan mı? Minho, değil mi?"

Seonghwa başını onaylar şekilde salladığında yanındaki, Seonghwa'nın elini istemsizce biraz daha sıkı tutmuştu. Minho bunu fark ettiğinde onun biraz da olsa kıskandığını anlamıştı.

"Minho, bu Hongjoong. Sevgilim."

"Bizim şimdi gitmemiz gerekiyor Seonghwa. Yol tehlikeli olacak."

Minho, sessiz bir iç çekip arkasına dönerken Seonghwa onun yüzünün düştüğünü fark etmişti. Bu yüzden Hongjoong'dan izin aldıktan sonra elini bırakmış, Minho'nun arkasından ilerleyip beline kollarını sarmıştı.

"Yanlış anlama Seong, seninle tekrardan birlikte olmayı falan istediğim yok. Biz birlikte yapamadık."

"Mutlu ol, Minho. Yanıma gelmeyi de unutma sakın."

"Sevgilin bana öldürecekmiş gibi bakmayı keserse gelebilirim."

Minho, Seonghwa'ya doğru dönüp kollarını sıkıca boynuna dolamış ve Seonghwa'nın kollarının da sıkılaştığını hissettiğinde gülümsemiş, ardından kulağına yaklaşıp diğerlerinin duyamayacağı bir şekilde bir şeyler fısıldamıştı. Bu da Seonghwa'nın, gözlerini büyüterek geri çekilmesine sebep olmuştu.

Kill The King (Stray Kids) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin