𓁲6𓁲

225 29 89
                                    

Uyarı: Bu bölüm cinsel içerik barındırıyor özellikle taciz/tecavüz konusunda hassas olanların işaretleyeceğim alanı geçmeleri onlar için iyi olacaktır.

_____

O andan iki gün sonrasında hâlâ Felix yataktan çıkamayacak kadar yorgun hissediyordu. Sürekli kusuyor ve rahat yemek yiyemiyordu. Toz gerçekten işe yaramıştı ve Felix en azından bunun için mutluydu.

"Kendini daha iyi hissediyor musun? Yarın sana asıl ilacı vereceğim. Ama en azından mide bulantını kesmeliyiz."

"Hâlâ bulanıyor ama artık daha az."

Seungmin başını sallamış ve Felix'in ateşini kontrol ettikten sonra elini başının altından geçirip doğrulmasına yardım etmişti. Felix bedenini Seungmin'e yasladığında da Seungmin ona ilacını içirmişti.

"Jeongin bana diğerlerinin seni merak ettiğini söyledi. İyi arkadaşlar edinmişsin."

"Sanırım onlara fazla ayak bağı oldum. Pişman hissediyorum."

"İstemeseler sana yardım etmezlerdi, değil mi?"

Seungmin Felix'i tekrardan yatağa yatırmış ve üzerini örtüp kısa bir süre saçlarını okşamıştı.

"Her şey yoluna girecek."

Felix başını yavaşça sallayıp gülümsemiş ve Seungmin ona dinlenmesi dinlenmesi gerektiğini söyleyip odadan çıktığında gözlerini kapatmıştı. Gerçekten biraz dinlenmek iyi gelebilirdi.

Birkaç saatini uyuyarak geçirdikten sonra kapısının çalınması ile birlikte gözlerini aralamıştı. Akşam olmak üzereydi. Bu saatte Seungmin de gelmezdi ki.

"Majestelerinin emriyle buradayım. İçeri girebilir miyim?"

"A-ah, evet. Tabii."

Felix yapabildiği kadar hızlı bir şekilde doğrulmuş ve dağılmış saçlarını bir çırpıda düzeltmişti. O sırada kapı açıldığında da Chan içeri girmiş, Felix'e bir süre baktıktan sonra dudaklarını aralamıştı.

"Ayağa kalkabilecek kadar iyi misiniz?"

"Ne?"

Chan'ın birden bire sorduğu soru üzerine ona bakmıştı. Chan ise oldukça sakin duruyordu.

"Ayağa kalkabilecek kadar iyi olup olmadığınızı bilmem gerekiyor."

"Evet. E-evet kalkabilirim sanırım."

"Öyleyse, majesteleri bu gece sizi odasına bekliyor. Güzel görünmenizi istediğini söyledi."

Felix'in nefes alışları, tıpkı kalp atış hızı gibi oldukça hızlanmıştı. Bu planın işe yaraması gerekmiyor muydu? Şimdi ne yapacaktı? Oraya gitmek istemiyordu. Kralı görmek istemiyordu.

"Ama ben-"

"Majesteleri, yürüyebilir durumda olduğunuz sürece itiraz kabul etmeyecektir."

"Yalvarırım..."

Felix, artık dayanamayıp ağlamaya başladığında yataktan zorla kalkmış ve Chan'ın önüne gidip diz çöktükten sonra ellerini önünde birleştirmişti.

"Yalvarırım beni buna zorlamayın. Birkaç gün... En azından birkaç gün izin verin. Majesteleriye yürüyebilecek durumda olmadığımı iletin. Karşılığında ne gerekiyorsa yaparım, yemin ederim!"

Felix öylece durmuş ağlarken Chan sadece ifadesiz bir yüzle ona bakıyordu. En sonunda Chan birkaç adım geri çekilmiş, bunun üzerime Felix de küçük de olsa bir umutla Chan'a bakmıştı.

Kill The King (Stray Kids) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin