F/ Kırk İki

1K 323 0
                                    

Yorumlarda buluşalım :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

---

Laurita

Ne feci bir kavgaydı ama! Gytha'nın herkesin ortasında ablasına söylediği o sözlerden sonra diyecek hiçbir kelime bulamadım ve beynim anlık hatasını gözlerimin önüne çıkardı. Faith'in o sözlerle değişen ve hüzünden çok korkuya bürünen yüzünü görmek de ayrı bir acı vericiydi. Kıza sarılıp onu sakinleştirmek isterdim. Ancak yaptığımız tek hareket etrafta fısıldaşanları dağıtmak ve boşça düşünmek için ortak oturma alanına geçmek oldu.

Bir saat geçmişti ve Farly ile hâlâ orada oturmuş konuşulanları dinliyorduk. Gytha, Faith ve birkaç melek haricinde tanıdığım çoğu kişi buradaydı. Una ve Lyndon bar masasının önünde oturmuş ciddi bir şekilde konuşuyorlardı ve Una'nın yüzünde yoğun bir endişe vardı. Hatta her an ağlayabilirdi. En yakın arkadaşının yaşadığı bu anda neden orada değildi? Faith'in herkesi dışlayan yapısını bildiğinden miydi? Sanmıyorum. Ben... Ben bu melekleri hâlâ anlayamıyordum. Diğer yanda ise Phelps ve birkaç melek sohbet ediyor, hatta daha çok dedikodu yapıyordu. Yanındakileri bugün yapılan antrenmandan hatırlamıştım. Cadby'i göremiyordum.

Derin bir nefes alarak doğruldum ve gerindim. Uzun oturmanın ardından kaslarımın yeniden harekete geçmesi rahatlama vermişti. Gerinme sırasında ise etrafa bakınca bir anda Bard'ın ortak oturma alanında olmadığı görünce Farly'e döndüm. Bu bakışıma sadece soran gözlerle baktı. Kaşlarımı çattım. "Bard nerede?"

Güldü ve omuz silkti. "Faith'in yanındaydı. En son." Konuşurken yüzüne yerleştirdiği ifadeye irileşen gözlerle baktım. Ne?

Tam ayağa kalkmıştım ki kapı açıldı ve içeri Bard girdi. Bir an oturma alanını taradı. Gözleri bizi bulunca geldi ve Faith'in toplantı yaptığını söyledi. Farly ile bakıştığımız sırada Bard bunu diğer meleklere söyledi ve bizi de yanına katarak alandan ayrıldık. Neler oluyordu? Yine başına bir şey mi gelmişti? Ya da görüşle alakadar bir durum mu vardı?

Uzun koridorları geçip toplantı salonuna gittiğimizde Faith oturmuş kara kara düşünüyordu. Kollarını birbirine dolamış, başını eğmişti ve toplu saçlarından kurtulanlar yüzünü bize karşı koruyordu. Bakışları ise direkt masanın altına giriyor ve kayboluyordu. Gördüklerinin masa altı olmadığına da emindim. Derinlere daldığı belli olan gözlerinde endişe ve korku kırıntıları vardı. Bir de heyecan...

İçeri girip kendimize bir yer seçtiğimizde salonun dolması uzun sürmedi. Profesörler de vardı. Ayrıca melekler yerlerine yerleşirken ayakta kalanlar duvar kenarlarına geçip beklemeye başladı. İçeri giren onca melek arasında Gytha da vardı ve yüzünde hiç mutluluk yoktu. Hatta daha doğrusu öyle bir ifade vardı ki sirke satıyordu resmen. Haklı mıydı bilmiyorum, ablası zor dönemden geçiyordu ve o da yardım etmeye çalışıyordu. Lakin Faith onu bu işe bulaştırmıyor, kardeşini korumaya çalışıyordu ama Gytha işi daha farklı anlıyor gibiydi. Ya da daha çok o bu işe karışmak istiyordu.

Herkes yerleştiğinde Faith başını kaldırdı ve odada bakışlarını gezdirdi. Herkesi tek tek süzüyordu ve sanki tepkilerini tahmin etmeye çalışıyor gibiydi. Ya da anlamadığım bir konuyu tartıyor da olabilirdi. Oturduğumda ise teşekkür edip kendisi öne yaslanıp derin bir nefes aldı. Sakinleşip özellikle kardeşine bakmadan konuya girdi. "Görüşte Cehennem Kapısı'nı görmüş olabilirim." dedi.

Farly'nin sorusu dakika bir ortaya atıldı. "Sen de emin değil misin?" Faith ona baktığında omuz silkti. "Esir altında olan iblisi orada görmüştüm. Perses de oradaydı ve Dünya'ya geliyorlardı." dediğinde bütün salon durdu. Tek kaşım havadaydı ve öylece Faith'e bakıyordum.

faith -düzenlemede-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin