F/ Otuz Altı

1K 336 0
                                    

İyi Bölümler :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

---

Bard ve birkaç elfle antrenmandaydık. Atış çalışıyorduk ve birçok elf bıçak atarken bazıları ses yalıtımı olan odalarda silah atışı yapıyordu. Bazıları ağır silahları oldukça iyi testlerde çalışırken bazıları daha küçük silahlarla çalışıyordu.

Ortama bakınca ok atışlarına çalışanlara baktım. Bard da onlardandı ve yanında ona bunu öğreten biriyle ok atmaya çalışıyordu. Bir ok yaydan çıkıp arkadaki süngerle kaplanmış duvara saplandı. Başını arkaya atıp inlediğinde ona yaklaştım ve güldüm.

Başını yana yatırdı ve güldü. "Bu iş bana göre değil galiba." Yanındaki Profesör Tilda koluna hafifçe vurdu. Kadın silahlarda bir harikaydı ve bizlere eğitim veriyordu. "Hemen pes edemezsin. Sen bir savaşçısın." diyerek gaza getirmeye çalıştı. Biz gülerken kadını yüzünde ciddiyet vardı.

Tekrar hafifçe vurdu ve bir ok alarak elindeki yaya gerdi. "Tekrar izle." deyip oku serbest bıraktı ve ok hızlı bir şekilde hedefe saplandı. Tam nokta atışı diyemezdik ama en azından Bard'a göre fazlasıyla yaklaşmıştı.

Elimdeki hançeri döndürdüm ve Bard'a güldüm. "Sana bol şans!" diye takıldım. Bana gülüp yüzünü şaka icabımda ekşitti ve bir ok daha alıp yaya yerleştirdi. Ben işime dönerken bir hüsran sesi kulağıma gelince güldüm.

Hedefimin karşısına geçip pozisyonumu aldım. Bir tahta adamdı ve çıkıntı sopaları engel olmak için öylece duruyordu. Vurulunca dönüyordu ve ben de hançerle karşılık veriyordum. Kendimi savunurken ve sıkı bir şekilde ter dökerken biri omzuma dokununca korkudan sıçradım. Tahta adamın bir sopası bana sertle çarpınca irkildim. Elimle kolumu ovuştururken gözleri iri bir şekilde bana bakan elfe döndüm. Gülünce rahatladı ve eliyle sanki görünen bir yeri gösterir gibi "Morris seni çağırıyor." dedi.

Başımla onayladım ve teşekkür edip onu yolladım. Soyunma odalarında hızlıca yeni kıyafetler giydim ve antrenman odasından çıktım. Temiz havayı rahatça soludum ve üsse girdim. Koridorlarda yolumu kolayca buldum ve Morris'in odasının kapısını gördüm. Ulaşınca hafifçe çaldım ve cevap beklemeden girdim. Morris araştırma yapar gibiydi ve bir şeyler karalıyor, önündeki monitöre bakıyor, tekrar not alıyordu.

Ben gelince doğruldu ve eliyle önündeki koltuğu işaret etti. Ben yerleşince doğrulup oturuşunu değiştirdi. Derin bir nefes aldı. "Bugün Faith ilginç bir fikirle bana geldi." Düşünür gibi yapıp kaşlarını çattı. "Araştırma yapmış ve bazı bilgilere ulaşmış. Bilgilerimize."

Yüzümü buruşturdum. O da ne demekti? Bilgilerimize derken neye ulaşmaya çalışıyordu?

Omuz silkti. "Derslerde görmediğiniz bir konudur. Bir elf bir melekten güç alabilir." Tekrar kaşlarımı çattım. Ne? "Ama bunun için bedeller vardır. Her iyi bir amaca ulaşmak için verilen kötü bedeller gibi." dedi.

Ağzımı açıp konuşacakken elini kaldırıp beni susturdu. "Bir ayin gereklidir. Elf en savunmasız hale getirilmelidir. Bu savunmasızdan kastım, ruhendir." Soru soran gözlerimi anlamış gibi devam etti. "Ölümden önceki o ince sınıra gelinmelidir. Elfin kanı tamamına yakını akıtılır ve melek elfin ruhuna süzülür."

Tek kaşımı kaldırınca başını değişik bir şekilde salladı. "Bunun için elf gönüllü olmalı. Melek de işini nasıl yapacağını bilmeli ve işin sonunda ikisi de bir süre komada kalır." Kaşlarım çatılı onu izlemeye devam ederken hafifçe omuz silkti. "Çok gizli bir ayin değil. İyi düzeye gelmiş araştırmacı elf bu bilgiyi bilir. Ama ilginç bir şekilde Faith de bunu öğrenmiş."

faith -düzenlemede-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin