İnsanlar umursamazdı. Hayatın sorumluluğu ağır geldiğinde kolaya kaçmak için yok saymayı seçerlerdi. Kurallara uymazlardı. Bir başkasının ne duygularını ne hayatını önemsemezlerdi. Ceplerindeki parayla tüm dünyayı satın alabileceklerini düşünürlerdi. Bir canın bedeli birkaç sıfırlı rakamlardan ibaretti. Fazla şımartılmanın faturası gücü büyük adamlara yetmeyen sıradan insanlara kesilirdi.
Kurallara sonuna kadar bağlı olan Emma Order için az önce yaşananların açıklaması bundan ibaretti. Yaşadığı korku hala üzerindeyken kolejli zenginlerin kendilerini bir şey sanmasına bir kez daha sinir oldu. O çocuğun arabasının freni tutmasaydı, hatta frene basma zahmetine bile girmeseydi güçlü aileleri en iyi avukatı tutacak ve bir can almanın ağır yükünü kanunsuz çocuklarının omuzlarından tek seferde alacaklardı.
Okulun ilk günü sakince yaya geçidinden karşıya geçmek hayatının son günü olabilirdi. Arkasından ağlayacak kimse yoktu ama neden ölsün? Hem de düşüncesizin teki sabahın köründe kafayı çekti diye neden yaya geçidinde metrelerce havaya uçsun? Öfkeyle soludu. Bunca şeyi o ikisine demeyi isterdi fakat içinden söylenmek daha kolaydı. Hem güvenilir birilerine benzemiyorlardı. Onlar gibiler haksızken haklı olmanın yolunu her zaman bulurdu. O çocuk da öyle yapmamış mıydı? Yaya geçidine 60'la girmesine rağmen onu suçlamamış mıydı?
"Ne konuşuyordun onlarla?"diye sordu Elisa. Arkadaşına araba çarpmak üzere olmasından ziyade St. Josephlilerle ne konuştuğunu daha çok önemsiyordu ve bu Emma'yı rahatsız etmişti.
"Bana çarpmasına ramak kalan, sabah sabah kafayı çekmiş biriyle ne konuşabilirim?"dedi sertçe. Hala öfkesi geçmemişti. Sabah sabah, yaya geçidi üzerinde böyle bir şey yaşamayı beklemiyordu.
"Onların kim olduğundan haberin yok galiba?"
"St. Joseph'li olduğu kesin!"
"Onlar sıradan St. Joseph'liler değil! St. Joseph dörtlüsünün üyeleri! Ron ve Spike!" Emma gözlerini devirdi. Lise magazinini takip etmediği için pişman değildi. "Ayrıca Spike bayağı ilgili duruyordu."
Elisa yine uçuk kaçık fantezilere kapılmıştı işte. İlgili duruyormuş! "İçkili araba sürdüğü için plakasını polise vermemden korkmuştur." Buna zerre ihtimal vermezdi. Onun gibiler polisten, kanundan korkmazdı. Polis de kanun da onlarındı. Dünyanın en rezil kuralıydı bu. "Tanımadığı birine karşı ne tür bir ilgisi olabilir?" Kucağında tuttuğu defterleri çantasına soktu ve yürümeye başladı. Elisa'ya göre bir erkek ve bir kız sadece flört amacıyla konuşabilirdi. Az önceki saçma sapan duruma bile kendine göre bir yorum yapmayı başarmıştı Elisa.
Fakat Elisa ne gördüğünü biliyordu. Spike'ın bakışlarında başka bir şey vardı. Bir erkeğin ne zaman arkadaşça ne zaman flörtöz baktığını anlardı. "Sen yine de onlara karşı dikkat et. Onların neler planladığını duyuyoruz." Emma ise onun gerçekten bu kadar düşünceli olduğunu sanmıyordu. Kolejli biri onunla ilgilenecek olsa Elisa'nın hissedeceği tek duygu kıskançlık olurdu. "Belki de seni biraz saf görüp açmak istemiş olabilir."diye devam etti.
"Açmak derken?"dedi Emma ters bakışlarla. Belli ki Elisa bu konuyu lastik gibi uzatacaktı. Onunla alay edebileceği hiçbir anı kaçırmazdı. Erkekler konusunda onun gibi olmadığı için eziyet dolu laflarına maruz kalırdı sık sık. Gücendiğinde ise arkadaşça tavsiyede bulunduğunu söyler kendini haklı çıkarırdı.
Elisa onun saflığı karşısında kahkahayı patlattı. "Açmak derken seni yatağa atmaktan bahsediyorum. Yüz metre uzaktan bile hiç sevgilin olmadığı anlaşılır. Şu haline baksana."
Emma öfkeyle nefes verdi. Bu onu ilgilendiren bir mesele değildi fakat geçen seneden beri takmıştı. Flora'nın üstüne bile bu kadar gitmiyordu. Onunla alıp veremediği neydi anlayamıyordu. Sinirle sarı saçlarını çözdü ve tekrar sıkıca toplayıp at kuyruğunu da kendi etrafında döndürerek topuz yaptı. "Tüm St. Joseph'lilerin yedi gün yirmi dört saat birini yatağa atmayı istediğini düşünmek abartı değil mi sence de? Ayrıca benim tercihim beni ilgilendirir. Ben sana bir şey demiyorum." Adımlarını hızlandırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R.E.S (askıda-yine😕)
Teen FictionRomanceTR "Gençlik Rüzgârıyla Savrulanlar 🪁" listesinde! * Söz konusu Ron White olduğunda aşk, ağıza alınacak son kelimedir. Hayatı eğlence, alay ve oyunlardan ibaret olan bu serseri çocuğun kalbi her türlü heyecanı hissetmeye hazırdı. Fakat aşk a...