Arka bahçe..

74 4 0
                                    

***

Sabah yine o lanet alarmın sesiyle saat 8 de gözlerimi açtım. Kendimi çok yorgun ve bitkin hissediyordum. Malum dün yaşanılanlardan sonra bu çok normal bence hala olayın etkisindeydim ve yatağımdan çıkmak istemiyordum. En iyisi bugün okula gitmemekti. Dün eve geldikten sonra anneme bile iyi akşamlar demeden eve gelip kendimi yatağa attım. Annem nolduğunu milyonlarca kez sorsada biseyim yok deyip tersleyip onu gönderdim
"Günaydın tatlım."
"Günaydın anne"
"Hadi kalk bakalım kahvaltı hazır. Elini yüzünü yıka kıyafetlerini giy ve sofraya gel bebeğim."
"Anne bugün okula gitmesem olmaz mı?" dediğimde annem sanki biraz kızmıstı ve
"Bu senin ikinci günün Simay saçmalama çabuk kalk ve hazırlan."
"Kendimi çok kötü hissediyorum midem bulanıyor, karnım agrıyor ve çok ateşim var." off bunu niye söylemiştim ki şimdi ateşimin olmadıgını görünce beni zorla okula yollayacak.
"Bir bakayım ateşine." tahmin ettiğim gibi tam zamanında. Geldi ve bit elini benim alnıma bir elini kendi alnına koyup ateşimi ölctü. Annem her ateşim var dediğimde aynı seyi yapardı.
"Ateşin yok Simay. Hatta turp gibisin. Beni daha da sinirlendirmeden kalk ve hazırlan. Hadiii hadiiiii!" deyip odadan çıktı. Kaltım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kısa siyah bir etek altına pembe muz çorap giyip üstümede kırmızı bir buliz giydim ve kahvaltı etmek için odadan cıktım. Annem de hazırlanmıstı.
"Benim gitmem gerek tatlım. Sakın yaramazlık yapıp okula gitmemezlik yapma. Kahvaltını güzel yap." deyip yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu. Bende ona gülümseyip.
"Tamam anne. Merak etme hadi görüşürüz." dedim bana gülümseyip evden çıktı. Bende kahvaltımı edip çantamı aldım ve evden çıktım. Okula gittiğimde o şerefsiz Bora daha gelmemişti. Onunla birdaha asla ama asla konuşmayı düşünmüyordum. Çantamı sırama koyduktan sonra Didem gülerek yanıma geldi. Yanağımdan bir makas alıp sırama oturdu.
"Naber güzellik?" deyip tatlı tatlı gülümsedi.
"İyiyimde ne bu sabah sabah bu kadar enerji" deyip bende gülmeye başladım.
"Ayyy dün bütün gün Kağanla beraberdim ona açıldım sevdiğimi söyledim. Ama sarhostu umarım unutmaz." dedi. Şaşırmıştım. Merakla
"Ee o ne dedi?" dedim
"Ne dicek kızım hiçbisey demedi ama ardından 2 dakika sonra çok güzelsin Didem diyip beni öptü." sevinmiştim.
"Aa çok sevindim. İnşallah bişeyler olur." diyip gülerek karşılık verdi
"Ayy inşallah. Neyse canım benim şimdi gitmem lazım Kağanı çok özledim gidip bi onu arayım. Sonra görüşürüz."
"Görüşürüz." dememe kalmadan kapıdan Bora göründü artist artist tavırlarla iceri girip çantasını sırasına fırlatti ve oturdu. Bu çocuğun gerçekten egosu tavan yapmıştı. Gülizar haklıydı. Serpil nesini seviyordu ki bunun. Aslında çok yakışıklı ama karakter yok. Offf banane ya. Derken ona dik dik bakıyordum. Bi anda bakışlarını bana çevirdi hemen kafamı çevirdim. Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Tam ayağa kalkıp bana doğru gelecekti ki. Ben ayağa kalkıp ondan önce davrandım ve kendimi sınıftan dışarıya attım. O sırada Gülizar geldi. Bana dogru gülerek geliyordu. Tedirgin bakışlarımı görünce onunda gülümsemesi soldu. Yanıma gelip
"İyi misin Simay noldu rengin atmış biri bişey mi dedi?" tedirgin bir ifadeyle.
"Yok yok çok iyiyim. Sadece biraz bunaldım. Başka bisey yok" diyerek buruk bir şekilde gülümsedim.
"Peki o zaman dışarı çıkmak ister misin? Zilin çalmasına daha 10 dakika var." hayır diyemicektim.
"Olur çıkalım" içeri girip çantasını bıraktı ve yanıma geldi. Bahçeye çıkıp bi banka oturduk. Oda iki çay ve simiy alarak yanıma geldi.
"Al bakalım."
"Teşekkürler." diyip yemeye başladım aç değildim. Ama birden bi iştahlandım.onunla havadan sudan konuşurken birden zil çaldı ve yavaş adınlarla içeri girdik. Daha 2. Günden arkadaş edinmiştim. Mutluydum. Ta ki içeri girip Bora'yı görene kadar. O dünkü kısa boylu çocukla gülerek birşeyler konuşuyordu. Sanki ona baktığımı hissetmis gibi birden bana baktı. Ve gülümsemesi yüzünden silindi. Ben anlamıyorum benim ondan nefret etmem gerekirken sanki o benden nefret ediyor gibiydi. Aptal herif. Nolucak. Dengesiz.
İçeri hoca geldi ilk ders Matematik di hay ben böyle işin... Matematik hocası aksi bir hocaya benziyordu. Yaşlı ve aksi.
"Günaydın oturun."
Dedi ayağa sadece 1-2 kişi kalkmıştı. Sanırım pek sevilmiyordu.
"Bugün yazılı yapıcam kaldırın defter kitabı." hassiktirrr şimdi sıçtım napıcam ? Ben tasınma dolayısıyla uzun süredir derste çalışamıyordum. Hoca
"Yerlerinizi değiştiricem. Sizi haylazlar. Sonra kopya çekiyorsunuz. Dersimde kopya çektirmem." sınıftan kahkaha sesleri duyuldu. Yavaş yavaş yer degistirirken oturduğum yerde kalıyım diye dua ediyordum.
"Uzun saçlı kızım. Seni ilk defa görüyorum. Yeni misin.?"
"Evet hocam."
"Adın ne?"
"Simay"
"Peki simay sende ıhmm. Bora'nın yanına geç." ne!! Boramı? Nediyor bu yaşlı aksi gerizekalı adam.
"Hayatta olmaz!" diye bağırırken sınıf bi an sustu ve herkes bakışlarını bana çevirdi. Şaşırmış görünüyorlardı. Boraya baktığımda dudağının bir kenarı alayla kıvrılmış beni izliyordu.
"Neden kızım?"
"Hocam lütfen beni başka yere oturtun onunla oturmak istemiyorum." hoca bir an bakışlarını Bora'ya çevirdi
"Ahh Bora Ahh yine kimbilir ne yaptın kıza."
"Hocam gerçekten dokunmadım. Bana iftira atmaya çalışıyor. Adını bile yeni öğreniyorum." Nee ! Seni pis yalancı. O an onu öldüresiye dövmek istedim. Ama yapamıcagımı bildiğimden sadece öldürecekmiş gibi bakmakla yetindim.
"Kızım Bora sana birşey mi dedi? Dediyse bakma sen ona ukalanın önde gideni arsızlıktan başka birşey yaptığı yok." diyince hafif sırıttım. Bora'nın yüzünden gülümsemesi silinmisti."
"Hayır hocam. Bişey demedi. Sadece muhattap olmak istemiyorum." hoca sinirlenmiş gibi bana baktı
"Ne yapabilirim. Herkesi bir yere oturttum bir tek orası boş kaldı. Sende oraya oturmak zorundasın kücük hanım. Hadi bütün ders seni bekleyemem." cidden bu okuldaki herkes mi dengesizdir ya. Hızla çantamı kaptığım gibi Bora'nın yanına oturdum. Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Bu bakışı fazla abarttı. Ve bende dayanamayarak ona dönüp.
"Ne bakıyosun? Ayı mı oynuyo?"dedim bian daha fazla güldü ve
"Evet" diye cevap verdi hayvan yaa. Öküz işte.
"Dön önüne be. Gerizekalı." eğleniyor gibi görünüyordu. Hoca sınav kagıtlarıni dağıtmaya başlamıştı. Lanet olsun bunları daha önce hiç görmemiştim. Hoca
"Bakalım unuttunuz mu? Geçen sene bunların hepsini işlemiştik. Çalışmanız lazımdı. Şimdi çalışanlarda çalışmayanlarda belli olacak." deyip hafifçe gülümsedi. Ama ben bunların hiçbirini hatırlamıyordum. Ve yapamıyordum. En sonunda bişeyler karalayıp pes ederek kalemi elimden bıraktım bakışlarım Bora'ya kaydığında oda bana bakıyordu.
"Hey kopyacı." dedim ve gözlerim kagıdına kaydı bütün hepsini yapmıstı. Ama nasıl ?? Şaşkınlıkla ona baktığımda sırıtarak bana bakıyordu.
"Tembel. Laf yetiştireceğine derslerine çalışsaydın şimdi böyle olmazdı küçük hanım. Haha." diye kulağıma fısıldadı.
"Sanane 0 alıcak olan benim sen değil."
"Kopya vermemi ister misin?" deyince tereddütte kaldım. Ama hayır. Bena dün korkunun iliklerini yaşatan bir insandan kopya alacak kadar. Düşük değildim ama bir yanımda çok istiyordu.
"Hayır. %100 onların hepsini yanlış yapmışsındır. Kendini çalışkan mı sanıyorsun. Haha yanılıyorsun."
"Peki güzelim. Sen bilirsin. Deyip kğıdını hocaya götürdü ve gelip yine sıraya oturdu. Ondam kopya almadığıma pişman olmuştum. Napıcaktım şimdi ben ? Dedim ve pes ederek kağıdımı hocaya götürdüm yerime geçdim ve Bora'dan oldukça uzakta durmaya çalısıyordum. Ki ben uzakta durdukça o mesafeyi kapatıyordu sinirlenerek. "Yeter!" diye bağırdım. Bi anda herkes şaşkınlıkla bana bakmaya başladı Bora'da onlar gibi şaşkınca bana bakıyordu. Neyse ki hoca duymamıştı. Tahtaya birşeyer çiziyordu. Ödev vermişti hay amk ikinci günden ödevmi olur.
"Bitirdiyseniz kağıtlarınızı getirin. Zile 1 dakika kaldı." demesine kalmada zil çaldı. Ve kendimi o lanet sıradan zor attım Bora ise gülerek bana bakıyordu. Sonra Gülizarla dışarı çıktık.
"Hey neden derste yeter diye bağırdın?" böyle bir soru soracağını beklemiyordum.
"Bora bana pis pis sırıtıyordu ayrıca ben ondan uzaklaştıkca bana dik dik bakıyordu. En sonunda dayanamayıp bağırdım ama ben bile bağırdıgımın son anda farkına vardım." diyerek gülümsedim. Oda bütün dişlerini öne serecek sekilde gülümsedikten sonra
"Bora öyledir aptal aptal gülmesi insanı sinir eder. Bir ara bana takıktı uğraşıp duruyodu. Hatta bir gün beni nerdeyse arabasıyla ezicekti." güldüm. Ve kantinin oralarda Bora yı gördüm. Ama o beni görmemişti. Bir elinde tost bir elinde ayran arkadaşlarının yanına gitti.

Lanet olsun

Yemek yerken bile çok tatlıydı. Hey ne diyorum ben kendime gelmeliyim
Gülizar beni sarstı;
"Hey sen iyi misin?"
"İyiyim. Hadi sınıfa çıkalım.
"Tamam" daha fazla Bora'yı görmek istemiyordum çok tatlıydı ama dün bana yaşattıkları unutulacak gibi değildi. Ayağa kalkıp sınıfa girerken bi anda bana baktı ve hemen yanındaki birine dönüp beni göstererek birseyler söyledi. Hey noluyor? Yanındaki çocuk kafasını olumlu anlamda sallayarak koşarak bana doğru gelmeye başladı.
"Simay bir bekler misin?" oldukça yakışıklı bir çocuktu baştan aşşağı onu süzerken "noldu" diye sordum Gülizara baktı ve
"Söylemem gerekenler var. Yanlız konuşmamız lazım."
"Sen kimsin? Ne konuşucaksın benimle" bu çocuğu benim yanıma Bora göndermişti bundan adım kadar emindim Boraya baktığımda gözlerini kısmış duvara dayanmış. İzi izliyordu. Cocuk;
"Sadece iki dakika hadi ama. Yanlız olman lazım." gülizara baktım. Oda bana bakıyordu.
"Sen git ben gelirim şimdi."
"Tamam" dedi kulagıma egilerek dikkat et. Diye fısıldadı gülümsedim ve cocukla beraber gittim
"Evet çabuk söyle gitmem lazım?"
"Bugün okul çıkışı okulun arka tarafın gel Bora abim istedi. Gelmezsen çok kötü olurmuş öyle dedi."
"Allah allah hiçbiryere gelmiyorum ben. Saçmalamayı kessin"
"Sen bilirsin ama Bora abimi kızdırmak istemezsin gelmezsen dün yaşanılanlardan daha kötüsünü yaşatırmıs." lanet olsun ne diyo bu? Bide yaptığı rezillik yetmezmiş gibi herkese gitmiş anlatmış. Bir an şaşkınlıkla çocuğa bakarken.
"Benim şimdi gitmem lazım. Ama bence gel. Gelmeni tavsiye ederim. Aksi takdirde kötü şeyler olurmuş. Hadi bayy" deyip koşarak Bora'nın yanına gitti ve bişeyler anlatmaya başladı. Hayır gidemezdim. Ondan korkuyordum ya yine bana bişey yaparsa. Aaahh gitmezsemde daha kötüsünü yapar derken ikinci zil çaldı ve koşarak okula girdim.

***

Sonunda bugünkü kabusumda bitmişti artık eve gitme zamanı. Bir an Bora'ya baktım ve gözlerini kısmış 'gelmezsen çok kötü olur.' der gibi bana bakıyordu. Tamam lanet olsun gidicem cantamı topladıktan sonra okuldan çıktım arka bahçeye doğru yürüdüm...

Sadece Sen.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin