Kaçmış

59 0 0
                                    

"Off Simay of daldın gittin yine."

"Ha?" diye sızlandım

"Hani bu günü kızlar günü yapacaktık dalıp dalıp gidiyorsun?" dedi Serpil sitem edercesine.

"Ah.. Üzgünüm birşey düşünüyordum."
Evet. Bora'yı düşünüyordum.
Sabahtan beri!

"Neyse hadi pasta yapalım." deyip yataktan fırladı Serpil. Ve odadan çıktı.
"Çikolatalı ama" diye bağırarak peşinden gitti Didem
Didem demişken onunla o günki olayı hala konuşmamıştım. Yanlız kalmamızı bekliyordum.
Odada bir tek Gülizar ve ben kaldığımızda ona baktım. Oda bana bakıyordu.
"Ne düşünüyorsun" dedi gözlerini kısarak.
"Hiç" dedim omuz silkip.
"Kim" dediğinde ona baktım.
Neyden bahsediyordu?
"Ha" bu kelimenin ağzımdan çıkmasına bazen gerçekten engel olamıyordum.
"Düşündüğün kişi" bakışlarımı yere çevirdikten sonra sustum.
"Hadi ama farketmeyeceğimimi sandın? Bora'ya deli gibi aşıksın."
Gözlerimi pörtleterek ona baktığımda sırıtıyordu.
"Sen..."

"Şş bunu sonra konuşacağız hadi şimdi mutfağa." yanağıma sulu bir öpücük kondurup yataktan indi ve kapıyı açıp odadan çıktı.

Bugün borasız ikinci günümdü. Belkide onu özlemişimdir.
Onu özlediğim icin kendime çok kızıyorum.
Sonrada kendime kızdığım için kızıyorum. Onu özleyebilirim.
'Artık tam anlamıyla benimsin cadı'
Bunu söyledikten sonra bir kez daha öpüşmüştük ve sonra beni evime bırakmıştı.
Onunla o gün yaşadıklarımız...
Hayatım boyunca hep ilkimin özel olmasını istemiştim.
Peki ya özelmiydi?
O kişi özeldi ama ilkim özel miydi?
Gurur yapıp onu aramıyordum. Oda beni o günden beri hiç aramamıştı.
Belkide gerçekten benimle işi bitmişti?

"Simaaaaaay" Didem'in sesini duyduğumda gözlerimi devirip yataktan indim.
"Geliyoruuuuum"

(Bora'dan)

"Siktir git lan"
Diye bağırdım Deniz'e. Ama o hala evimde o lanet olası pis kokulu ayaklarını masaya uzatmış cips yiyordu.
"Deniz üçe kadar sayıyorum şu pis kokulu ayaklarınla üç saniyeye kadar evimi terketmezsen.."
Sonunda ilgisini çekebilmiştim. Bana gözlerini kısarak bakınca gözlerimi devirdim
Hışımla ayağa kalkıp cipsi masaya koyduktan sonra bana doğru yaklaştı.
"Al be yemedik evini. Hıh."

"Kız gibi trip atma lan."

"Boşwer tribi falan Simay'la noldu? Eğer olmadıysa bana ayarlayabilirsin yavrum." dediğinde gözlerimi kıstım.
"Tamam be tamam gidiyorum." deyip kapıya doğru yöneldi. Tam gidecekti ki birşey unutmuş gibi arkasına döndü.
Cipsi alıp sırıttı ve bana "Hıh" deyip evden çıktı.
O gittikten sonra evin bütün odalarına sprey sıktım. Özelliklede onun oturduğu yerlere.
Sanki çocuk ayağıyla ceset çiğnemiş lan. Bu ne koku!!
Odama gidip yatağıma uzandım ve telefonumu elime aldım.
Simay'la o günden beri hiç görüşmemiştik. Beni aramamıştı.
Tabi bende onu.
Benim aramam gerektiğini bildiğim halde hala aramamıştım.

Yatakta yüzüstü döndükten sonra Simay'ın kokusunu almıştım. Yastığımın o koktuğunu farkettiğimde cenneti koklamaya devam ettim.
Gözlerimi yumduğumda o gün yaşanılanlar aklıma geldi ve geri gözlerimi açtım.
Gözlerindeki korkuyu gördüğümde yapmak ile yapmamak arasında gidip gelmiştim. Ama onunda beni istediğini biliyordum. Bu düşünceleri aklımdan çıkarıp bir kez daha gözlerimi yumdum.

Kalçasına kadar uzanan kahverengi saçları...
Kahverengi gözleri...
Huzur bulduğum kokusu
Korkusu
Sevinci
Heyecanı
Herşeyiyle benim olmasını istiyordum.
Gözlerimi açıp yataktan fırlayıp duvara dayandım ve başımı kollarımın arasına aldım
Kendime bile itiraf edemediğim birşey olmuştu
Onu özlemiştim..
Ben... Bora Çevikel.
İlk defa bir kızı özlüyordum.
İlk defa bir kıza sevişmekten daha çok değer veriyordum.
Ama arayamıyordum. Belkide aramalıydım. Ama onu özlediğimi bilmesini istemiyordum.
Yanlışlıkla aradım desem?
Yok yok kanmaz
Şuan tek istediğim şey uyumaktı. 24 saattir uyuyamıyordum. Deniz ve ben Pınar ile ilgilenmiştik hasta olduğundan dolayı ne kendini nede bizi uyutmuştu.
Yastığa bir kez daha kafamı koydum ve gözlerimi yumdum.
5 saniye sonra yataktan fırlamam bir olmuştu.
Yok yok yok uyuyamıyordum.
Simay olsaydı uyumuştum ama şimdi uyuyamıyordum.
Telefonumu elime alıp numarasını çevirdim.

Sadece Sen.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin