Anladın mı?

30 0 0
                                    

Bora'nın kollarında uyandıktan sonra saate baktım eğer annem gelmişse beni keserdi. Bora yanımda uyuyordu. Uyandırmaya kıyamadığım için yanağına küçük bir öpücük kondurup evden ayrıldım. Tabi üstümü giyinmiştim.

Eve doğru hızlı adımlarla yürürken bir yandanda çantamdan telefonumu bulmaya çalışıyordum. En son Bora telefonumu kurcalıyordu belkide orada kalmıştı.
Hassiktir.
Rahatlamama sebep olan şey ellerarasıdaydındaydı. Telefonu bulduğum için kaldırımda sevinç dansımı yapmıştım. Allah'tan buralarda kimseler yoktu yoksa deli damgası ile beni taa Manisa ya uçururlardı.
Telefonumdan annemin numarasını bulup arama tuşuna bastım.
"Anne neredesin?"

"Tatlım sanırım bugün yine gecikeceğim kapıyı kilitle yatarken olur mu?" dediğinde rahatlıkla nefes aldım.
"Tamam anneciğim seni seviyorum iyi akşamlar."

"Bende seni tatlım."
Telefonu kapatıp adımlarımı yavaşlattım. Hızlı adımlar beni susatmıştı. Çantamdaki pet şişedeki suyu aldım ve kafama diktim. İşim bitince geri çantama sıkıştırdım.
Kafamı çevirdiğimde çığlığı basmam bir olmuştu.
Karanlıkta yüzünü tam göremediğim biri tam karşımda duruyordu.
Elini ağzıma bastırdı.
"Şş sakin ol benim" dedi tanıdık bir ses.
Ellerini ağzımdan çekince derin bir nefes aldım.
"Eymen?" dedim nefes nefese
Güldüğünü hissettim. Karanlıktan göremiyordum yüzünü.
"Evet benim Simay. Senin gece gece ne işin var burada"
Dediğini umursamayarak yumruğumu omzuna geçirdim.
"Korkudan çocuğum olmayacak aptal." dediğimde güldü.
"Soruma cevap ver"
Ne cevap vereceğimi düşünürken Eymen'in telefonu çaldı.
Bana eliyle 'bir dakika' işareti yapıp arkasını döndü ve konuşmaya başladı.
Yalan bulmak için kafamı çalıştırdım.
O sırada Eymen bana döndü.
"Şey.. Tuğçeler'e gittim. Oradan geliyorum." dediğimde nefes aldı.
"Tamam. Arabam orada hadi binde bırakayım seni" deyince teklifini reddedemedim.

Arabaya bindiğimizde gergindim yalan söylemeyi pek beceremezdim. Ama bu aralar fazla yalan söylemeye başlamıştım.
Eymen'de emniyet kemerini taktığında arabayı çalıştırdı.
Birden aklıma çarpan soru ile Eymen'e döndüm.
"Eymen?"

"Efendim cadı"
Cadı? Bana Bora'yı hatırlatıyordu.
"Ya cadı deme bana" dediğimde güldü.
"Peki ne var söyle?"

"Şey geçen okul tuvaletinde kızları konuşurken duydumda senin birini sevdiğinden falan bahsettiler. Eğer anlatmak istersen yani.. Dinleyebilirim"
Bana baktığında gözlerimi kaçırdım.
"Yok öyle bir şey. Kimseyi sevdiğim yok yanlış anlamışsındır yada onlar yanlış biliyordur." dedi soğuk sesiyle.
"Peki" diye mırıldandım.

Eve geldiğimde Eymen'e teşekkür edip arabadan indim.
O soruyu sorduğumdan beri gergin görünüyordu. Sevdiği kızı bilmeyi çok isterdim doğrusu böyle yakışıklı bir çocuğu kim kaybetmek isterdi ki?
Cidden Eymen yakışıklı bir çocuktu.
Simsiyah saçları, bembeyaz teni ,ela gözleri ,kaslı vücudu ,ensesindeki dövmesi ve kızlar tarafından olan ünüyle kim onu kaybetmek isterdi ki?
Tamam farkındayım biraz yavşak bir kızım ama Eymen gerçekten yakışıklı bir çocuk.

Kapının kilidini bulmaya çalışırken bir yandanda küfür ediyordum. Kendimi eve sarhoş gelmiş kafa güzelliğiyle kapı kilidini bulamayan gece karısını çocuğunu o sesle uyandıran maço adamlar gibi hissediyordum.
Anahtarı kilide soktuğum an telefonum çaldığı için işimi daha hızlı hallettim.
İçeri girip telefonumu bulup kim olduğuna bile bakmadan cevapla tuşuna bastım.
"Efendim" dedim nefes nefese

"Neden beni uyandırmadın? Gecenin bir yarısı tek başına gitmekte ne oluyor" deyince gülümsedim.
"Çok tatlı uyuyordun kıyamadım. Ayrıca gecenin bir yarısı falan değil Bora saat henüz 9" dediğimde nefes sesleri geldi.
"Birdaha olmasın ne olursa olsun ben götüreceğim"

Sadece Sen.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin