İçeri girdiğimizde bir anda Serpil'in bana söyledikleri aklıma geldi. Onun yanına gidip "Serpil sen kuzeninide getiricektin?" dedim sorar bir şekilde. "Ya teyzem onun gelmesine izin vermedi. Son anda arza çıkardı." dediğinde birşey demeden ettrafıma baktım. Bir çift göz bizim üzerimizdeydi. İçerideki ses çok fazlaydı. Bir an kulaklarımın zarı patlayacak zannettim. Ama bir süre sonra alıştım. Dördümüz bir masaya oturduktan sonra hepsi birayla başlamak istediler bende bira istediğimde karşı masamızdaki iki erkek bize bakıyordu. Hemde ne bakmak. İkiside yakışıklıydı. Biri sarışın biri esmer. Ve kaslı. Off çok taştılar. Ve esmer olan bana bakıyordu. Onlara hiç aldırmadan önüme döndüm. Masada sohbet başlayınca bende katıldım. Göz ucuyla karşı masaya baktığımda bizim masaya doğru yürüyorlardı. Ve bizim masaya geldiler.
"Selam güzellikler takılmak ister misiniz?" dediklerinde hepimiz birbirimize baktık. Sonunda Didem cevap verdi.
"Tabi takılırız gelin oturun." deyince yana kaydı. Bana kaş göz işaretleri yaparak kafasını yana kaymam için işaret etti. Yana kaydığımda esmer olan benim yanıma sarışın olan Didem'in yanına oturmuştu. Gülizar ve Serpil' se bizi hiç takmıyordu. Didem ve sarışın çocukta karsımızda gülüşerek fısıldaşıyorlardı. Bence esmer olan daha yakışıklıydı. Sonunda çocuk benimle muhabbeti başlattı kulağıma
"Adın ne bakalım senin" diye bağırdı. Bağırmasına karsın onu zor duyuyordum.
"Simay, senin?" diye bağırdım bende ona.
"Cengiz" deyip göz kırptı. Sonunda siparişlerimiz geldiğinde biramdan bir yudum aldığımda yüzümü buruşturdum. Cengiz beni görüğünde kahkaha attı. "Ne o alışkın değilsin galiba?" dedi alayla.
"Evet uzun zamandır içmiyorum birde. Pek alışkın değilim."
"Hmm bakire misin?" diye sorduğunda gözlerimi pörtleterek ona baktım. Hiçbirşey demeden ondan biraz uzaklaştım. Beni yine kendine çektiğinde
"Anlaşıldı. Bakiresin. Saf bir kıza benziyorsun. Buralarda ne işin olur anlamış degilim."
"Eğlenmek için." diye karşılık verdim.
"Hmm eğlenelim o zaman." deyip beni oturduğum yerden kaldırdı. Sahneye götürdüğünde dans etmeye başladı. Bende ona bakarken "hadii" dedi gülerek. Bende yaptığını yapıp dans etmeye başladım.
Gelen geçen küçük bardaktaki viskilerden ve diğer başka alkollü içeceklerden içiyordum. Bu sarhoş olmama yetmişti. Sonunda ortam biraz dağıldığında Didem ve o çocuğuda dans ederken gördüm. Serpil ve Gülizar ortada yoktu. Cengiz'e sarılarak yavaşca dans etmeye başladım. Kaslı göğüslerini avcumun içine alıp dans etmeye devam ettim.
Bora'yı özlemiştim. Kendime ne kadar söz versemde yapamıyordum. Cengiz bana Bora gibi sarılırken onu özlememek mümkün değildi
Kafamı kaldırıp suratıma bir gülümseme takındım. "Cengiiiiz seen çook tatlısıııın." dedim sarhoş bir ifadeyle. "Sende öylesin güzelim." deyip boynumdan öpmeye başladı. Öpmüyordu. Resmen emiyordu. Bakışlarını bana çevirip alnını alnıma yasladı ve dudaklarıma yapıştı. Beni aç gibi öpüyordu. Ve bende ona karşılık veriyordum. Tek hamlesiyle beni kucağına aldıktan sonra öpmeye devam etti. İkimizinde nefesi içki kokuyordu. Bunu biliyordum. Etrafıma baktığımda bizim gibi birçok çift gördüm. Hatta bizden daha ileri gidenlerde vardı. Dudaklarımı ondan çekip kucağından indim gözlerimden damlayan gözyaşlarına aldırış etmeden konuşmaya başladım.
"Yapamam. Başkasına deli divane aşıkken seninle öpüşemem." deyip daha şiddetli ağlamaya başladım.
"Saçmalama. Yarın ikimizde unutacağız. Gel buraya." deyip beni kendine çekti. Ve öpmeye başladı. Dudaklarımı zar zor çekip "Gitmek istiyorum." dedim.
"Hayır gitmeni istemiyorum." derken telefonumun sesini duydum.
Cengiz'e bakıp "müsaade et." deyip telefonumu cebimden çıkarıp dışarı yürüdüm
Omeygat
Bora arıyordu. Hemen telefonu açtım. "Ne" diye bağırdım sarhoşluğun verdiği cesaretle
"Nerdesin sen arıyorum arıyorum ulaşamıyorum. Hangi deliğe girdin yine Simay." diye bağırdı.
"Oo Bora bey beni meraktamı edermiş." diye bagırdım ardından bir kahkaha patlattım.
"Sarhoşmusun sen?" dedi normal bir ses tonuyla.
"Ne önemi var." diye bağırdım.
"Nerdesin sen. Hemen geliyorum."
"Hayır Bora bey hiçbiryere gelmiyorsun. Eğlenmek benimde hakkım. Hep sen mi eğleniceksin. Şimdi napıcam biliyor musun içeride 2 saattir dans ettiği adamın dudaklarını patlatana kadar öpücem ve evine gidip altına giricem. Bakalım o zamanda bu kadarda umrunda olucakmıyım." dedim ağlamaklı çıkan sesimle.
"Simay saçmalama. Sarhoşsun ne dediğini bilmiyorsun. Bana hemen nerede olduğunu söyle ve o bahsettiğin şerefsizden uzak dur beni bekle." diye emir verdi
"Lan seviyom ulen ben seni. Hiçkimsenin sevemiceğinden daha fazla seviyom. Ama sen beni üzmekten kırmaktan başka birşey yapmıyorsun. Çok seviyom ulen anlasana çok seviyom." diye bağırdım. Oda bağırmama karşılık vererek
"Simay nerdesin?" dedi.
"Söylemiycem. Yanlız kalmak ağlamak hatta ölmek istiyorum anladın mı?" dedim. Ağlamaya başlamıştım.
"Bak güzelim sarhoşsun. Yanlış birşey yapmandan korkuyorum. Bana yardım etmezsen sana yardım edemem. Şimdi bana nerede oldugunu söyle." dediğinde sesi sakin çıkıyordu. Ama sinirlenmişe benziyordu.
"Bora ben sana sarılarak uyumak istiyorum." diye fısıldadım.
"Bende istiyorum güzelim bende sana sarılmak istiyorum ama bana nerede oldugunu söylemen lazım." dediginde ona buranın adını verdim hemen geliyorum diyerek telefonu kapattı. Yere çökerek ağlamaya başladım. Çok canım yanıyordu. Çantamı almak için içeri girdiğimde Cengiz'in masada içki içtiğini gördüm. Didem ve o çocukta yok olmuştu. Çantamı aldığımda Cengiz beni gördü ve yanıma gelip kolumdan tuttu. "Bırak. Gidicem erkek arkadaşım beni alıcak."
"Madem erkek arkadaşın vardı ne diye orospuluk yapmaya geldin buraya" diye bağırmaya başladığında suratına tokatı yapıştırmam Bir oldu.
"Asıl orospu senin anandır düzgün konuş." dediğimde adamlara baktı. Ve "çıkın lan." diye bağırdı. Herkek dışarı çıktığında şaşkınlıkla Cengize baktım. Tek bir lafıyla herkes dışarı çıkmıştı. Dudaklarıma yapışıp beni kucağına aldığında kafamı iki yana sallıyordum. Onunla öpüşmek istemiyordum. "Bekaretini almadan elimden kurtulamazsın ufaklık." dediğinde korkmaya başladım.
