Kahvaltı

45 0 0
                                    

(Simay'dan)

Sabah farklı bir evin farklı bir yatağında uykudan uyandığımda başım çatlıyordu. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Aşşağıdan çatal bıçak sesleri geliyordu. Mutfağa girdiğimde Bora'yı karşımda krep yaparken gördüm o daha beni görmemişti ve birşeye ilgiliyken çok daha tatlı görünüyordu. Mutfak tamamen dağılmıştı. Heryer heryerdeydi. Ama başarılı bir şekilde tavayı elinde oynatıyordu.
"Günaydın." dedim titrek bir sesle.
Bakışlarını bana çevirdiğinde beni umursamayıp önüne döndü.
"Nasıl oldun?" dedi kreple ilgilenirken
"Başım ağrıyor biraz."
"Ağrımaması anormal olurdu zaten. Ne kadar içmişsin ya."
Dediğinde utançtan yanaklarımın kızardığını hissesiyordu. Kafamı yere diktiğimde halı desenini inceliyordum.
"Dün bana dediklerini hatırlıyor musun?"
Bakışlarımı ona çevirdiğimde bana bakmıyordu. Dün ona dediklerimin hiçbirini hatırlamıyordum. Sadece eve geldikten sonra banyoya girdiğimi yemek yediğimi Bora'nın boynuma krem sürdüğünü ve beraber uyuduğumuzu.
Hee tabi birde o lanet tecavüz girişimini. O unutulacak gibi değildi zaten. Şimdi onu aklıma getirmek istemiyordum.
"Hayır ne dedim." dedim gözlerimi pörtleterek. Bana bakıp dudağının bir kenarını yukarı kıvırdı.
"Gerçekten telefonda bana söylediklerini seni kurtardığımı o adamın sana tec.." demesine kalmadan sözünü kestim
"Tamam o şerefizi ve sarkıntılık olayını hatırlıyorum."
"Bence basit bir sarkıntılık değildi." deyil gülmeye devam etti.
"Sana teşekkür edememiştim."  dedim utanarak.
"Bir teşekkür ile kurtulacağınımı sanıyorsun. Bu ikinci seni kurtarışım." dediğinde daha çok utandım
"Benden utanma. Suratıma bak." dediğinde ona baktım.
"Ne yapmamı istiyorsun. Benim gibi birisi ne verebilir sana her işte beceriksizin tekiyim." dediğimde bir kez daha güldü.
"Bana borçlusun ufaklık."  dediğinde seslice iç çektim.
"Ne istiyorsun?" dedim gözlerimi devirirken.
"Şimdilik birşey istemiyorum. Elbet işim düşer."
Dediğinde cevap vermedim ve salataoık domates peynir salam ve reçelin olduğu masanın sandalyesini çekip oturdum. Bana sinirli bakışlarını yolladı. "Oturmayımı düşünüyorsun. Sen otur ben hazırlayım. Oh ne ala. Kak yardım et. Krepleri tabağa koy." dediğinde kafamı salladım. Ve krepleri tabaklara koymaya başladım.
"Dolapta meyve suyu var. Onlarıda doldur bardaklara." dediğinde dolaba gidip meyve suyunu aldım ve bardaklara döktüm.

Sonunda kahvaltıyı etmeye başladığımda çok acıktığımı anlamıştım. Kıtlıktan çıkmış gibi yemek yerken. Bora yemeğini bırakmış beni izliyordu. Bende ağzımdakini bitirip ona döndüm.
"Ne?" dedim alaycı bir ifadeyle
"Yavaş ye boğulucaksın. Önünden almıyorum." deyip güldü ve yemeğine döndü. Bende yavaşca yemeği yemeye başladım. Salatalığa uzanıp çatalımı batırdım ki aynı salatalıkta onunda çatalını gördüm
Ona gözlerimi kısmış bakarken oda bana 'bu benim' der gibi bakıyordu. Salatalığı almaya çalışırken işi inada bindirdim. O en sonunda pes edip çatalını çektiğinde zafer benim gülümsemesi yaptım
"Çocuk gibisin. Biraz büyü." dediğinde ona baktım. Ve morelim bozulsada belli etmemeye çalıştım.
"Nedem böyle dedin?" dediğimde birşey demeden yemeğiyle ilgilenmeye başladı. Doyduğumu hissettiğimde "Ellerine sağlık." deyip masadan kalkmaya çalıştım. Ama o kolumi tutup beni kalkığım yere geri oturttu.
"Çünkü öyle davranıyorsun." dediğinde bana bakıyordu. Şu konuyu kapatmaya çalışıyordum.
"Farkında değilim."
"Farkındasın."
Dediğinde susup yere bakmaya başladım.
"Neyse seni evine bırakayım işlerim var." dediğinde kafamı salladım

Eve geldiğimizde hiçbirşey demeden arabadan inmeye çalıştım. Ama kolumu tutup beni geri oturttuğunda ona şaşkınca bakmaya başladım.
"Bana borçlusun , unutma."
"Tamam unutmam tekrardan teşekkür ederim."  deyip arabadan indim ve eve girdim.

Sadece Sen.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin