Sallanan vücudum ve etraftaki düşen eşyaların sesleri ile gözlerimi açtım.
"Uyanın!" Kalın erkek sesi ile bilincim yerine geldi. Bütün ev dağılmıştı. Daha doğrusu dağılıyordu. Sağ tarafımdan düşüp parçalanan saat ile olayı kavramaya çalıştıkça sesler buna engel oluyordu.
"Yam yamlar geliyor. 8 dakikalık uzaklıktalar!"
Merdivenden zar zor inen Sarp gözleri ile salonu taradı. Göz bebekleri beni bulunca bir anlık parıldadı. Benim için endişelenmiş miydi? Hızla bana doğru ilerledi.
Ayağa kalkmaya çalışıyordum ancak durmadan dengemi toplayamayıp geri yere düşüyordum.
Sarp tek eliyle beni, diğer eli ile de koltuğa tutunup kalkmam da yardımcı oldu. Zel ile birlikte merdivenlerden inen erkekler hızlıca koridorda duvara yaslı duran - daha doğrusu yerde bir tarafa düşüp duran - çantaları sırtladılar.
Bizim çantalarımızı da zaman kaybetmeden sırtlanıp dış kapıya ilerlediler.
Sarp'ın koluna tutunup hızlı adımlarla çıkışa yöneldim.
Kapıdan çıkar çıkmaz araçlara doluştuk. Zel, ben, Sarp ve Thomas bir araç da iken diğerleri diğer araca bindiler.
Sesler öyle çoktu ki kulak zarımın parçalanıp, beynimin dışarı akmasından ölesiye tırsıyordum.
Kulaklarımı sanki bir faydası olacakmış gibi ellerimle tıkadım.
Gözlerim baskı altında kaldığından kısılmıştı. Thomas zar zor arabayı çalıştırıp gaza yüklendi.
Araba bir anda şaha kalkmış gibi gerileyerek öne fırladı.
Sağ elimi kulağımdan çekip önümdeki koltuk başlığına koydum. Cama doğru baktığımda yanımızdan geçip giden geyikler patika yolda zor giden aracı adeta sınıyordu.
"I can't driving the car. The road is very bad. Very difficult!"
Thomas ellerini sıkıca direksiyona yaslamış derin nefesler alarak kontrolün kendisinde olması için uğraşıyordu.
Arkamızdan gelen garip çığlık beni ürküttü.
"Thomas! You can do this!"diyerek arkadan seslendim. Yapabileceğine inanıyordum. Onu tanımasam da, yine de bu garip anda ona sonuna dek güveniyordum.
"I can't. You can't see that!" Elleri beyazlamış kan ter içinde kalmıştı.
"Yes...We all see it... But we trust you."
Yutkunup cevabını bekledim. Bu kötü yolda dahi pes etmemesini diledim. Bizi buradan sağ sağlim çıkarmasını...
Arkadan gelen gürültü ile bakışlarım oraya kaydı.
Arkamızda ki araç takla atarak parçalandı.
"Hayır!" Dikiz aynasından arkayı izleyen Sarp'ın yakarışı beni kendime getirdi. Yam yam sürüsü saniyeler birbirini kovalarken arabayı esir aldı. Gözlerimden bir iki damla yaş boşaldı. Onların hikayesi bitmişti. Aynısının bize de olmaması için dua ettim.
Dikiz aynasında Sarp ile göz göze geldim. Gözleri kızarmış ve yanakları ıslanmıştı.
Titreyen eli ile gözlüğünü çıkarıp kazağın kolu ile gözlerini sildi.
Thomas' ın durumu ise daha vahimdi. Bir yandan göz yaşını döküyor bir yandan arabayı kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
Onlar adına bir kere daha üzüldüm. Ben o çocukları tanımasam da Thomas ve Sarp onlar ile anı biriktirmişlerdi. Eren... Bartu... Emir... Hepsi göz yaşları eşliğinde uğurlandı.
Zel ortamda ki bu hüznün şu an pek işe yarar olmadığını düşünüp sakince.
"Biliyorum sizin için zor ama,toplayın kendinizi o şeyler bizide almasın. Thomas kendine gel ve çıkar bizi bu ormandan."
Bazıları Zel'e vicdansız diyebilirdi bu durumda. Ama Zel şu an en doğru şeyi yapmıştı. Duyguların bizi ele geçirmesine müsade etmemişti. Çünkü eğer kendimizi şu an içinde bulunduğumuz duygulara kaptırsaydık diğerleri gibi yem olacaktık. Şu an güçlü kalmamız gerekiyordu.
Thomas patika yolun sonunu da geçince kendimizi otobanda bulduk. Tam olarak nerede olduğumuzu bilmesem dahi istasyona gidiyorduk sonunda.
Arabanın içini kaplayan sessizlik bir buz yığının verdiği his ile aynıydı.
Dakikalar birbirini kovalarken Zel'e baktım. Haritayı açmış ve tam olarak konumumuzu belirlemeye çalışıyordu.
Haritada bir noktayı işaretleyip varacağımız noktayı işaretledi.
"300 metre sonra sola dönücez Thomas." Sabit ses tonu ortamda gezindi.
Thomas hafifçe kafa salladı. Direksiyondaki ellerini gevşetip tek eli ile gözünü sildi.
"16 saat sürecek istasyona varmak. 6 saat uzaklıkta bir benzinci var. Orada mola verelim Thomas. Yer değiştirelim. Kalan yolun tamamında ben sürerim."
Zel haritayı katlayıp bir cevap alabilmek için Thomas' ın konuşmasını bekledi.
"Tamam." Sakin sesinin altında yatan hüzün kalbimde bir hüznü doğurdu.
Bütün yol boyunca sessizdi araç.
Ne kuş sesi böldü bu sessizliği ne devrilen ağaç sesi...********************
Selamlar...
Nasılsınız gençler.
Sınav haftanız umarım iyi geçer.
Tyt ye bir yılım kaldı ve şimdiden korkuyorum ksjdjdj
Korkmam da gerek saten.
Neyse oylar ve yorumlar için hepinize çok teşekkür ederim ❣️♥️♥️Sizleri çoook seviyorum 🥰♥️🥰♥️🥰🥰♥️
Bayş😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-İLK DALGA-
FantasySaatler sonra ter kan içinde uyandım. Silik görüntüler zihnimde bir karmaşa eşliğinde dolanıyordu. Gördüğüm kâbusun etkisiyle ellerim titriyordu. Daha doğrusu bütün bedenim zangır zangır titriyordu. İki el yanaklarımı tutup başımı çevirdi. Gözlerim...