Arabanın yavaşça fren yapmasının verdiği o his ile gözlerimi açtım. Başımı yasladığım camdan kaldırıp etrafa bakındım. Benzin kokusu burun direklerimi sızlattı.
Görüş alanıma giren beden ilk kapımı açtı sonrada elini bana uzattı. Güneş ışığının gizlediği yüzünü görmesem de kim olduğunu biliyordum.
Bana uzattığı eli kavrayıp arabadan indim. Arkamdan gelen kapının kapanma sesi ile daldığım gözlerden çektim bakışlarımı.
Zel ve Thomas da arabadan inmişti. Zel belinde olan tabancayı çıkarıp benzinliğe doğrulttu. Ne zaman almıştı onu?
"Gerekmedikçe sıkma. Eğer benzinliğe sekerse kurşun, burdan bedenimiz kül olmuş olarak çıkarız."
Sarp'ın fısıldar tonda ki uyarısı ile Zel hafifçe kafa salladı.Thomas da silahını çıkarıp çift eliyle kabzayı kavradı.
Ellerinin titriyişi dikkatimi çekti.Yanına adımlayıp silahı yavaşça ellerinin arasından aldım.
"Bende kalsa daha güvenli olur." Dedim.
Anlayışla göz yumdu.
Grubun önüne geçip yavaşça benzinliğin marketine adımladım.
Arkaya dönüp Sarp'a hitaben gözlerimle arabayı gösterdim. Dudak hareketleriyle 'Benzini doldur.' dedim.
Gözlüğünü eliyle hafifçe yukarı itip arabaya ilerledi.
Bu da onun onaylama şekliydi.
Markete adımlayıp kapıdaki yansımamın arkasında saklanan karanlık ortama göz attım. Sağ elimle tetiği çekip yavaşça kapıyı açtım. Kapıdan gelen gıcırdama sesi ile gözlerim kısılıp kaşlarım çatıldı. Gözlerim hızlıca içeride gezindi. Zel arkamdan temkinlice içeri girdi. Thomas arkasından onu takip etti. İkisi sağ tarafa yönelince bende sol tarafa yöneldim.
Elime bir alışveriş arabası alıp mermer zeminde tekerlek sesinin çıkmaması için dua edip yavaşça ilerledim. Her reyonu boşaltıp sadece gereksiz olanları bırakıyordum.
Duyduğum mermi sesi ile kulaklarım saniyelik olsa da çınladı. Namluyu sesin geldiği yöne çevirdim. Alışveriş arabasını kapıya doğru ittirip reyonların arkasından dolaştım. Ses, Zel ve Thomas'ın olduğu taraftan gelmişti.
Rüzgarla karışıp giden o fısıltıdan daha kısık olan inlemeyle yutkundum. Erkek sesiydi ama Thomas olmaması için dua etmem gerekliydi.
Önümdeki reyonun altından akan kızıl kanı gördüğümde hızlıca arka tarafına geçip önümdeki manzaraya baktım.
Yerde benden belki bir iki yaş büyük bir gencin yerde kanlar içinde kıvranması gözüme ilişen ilk şeydi.
Ayakta duran iki bedene kaydı gözlerim.
Zel kaşları çatık bir şekilde yerde yatan bedeni süzüyordu. Tabancası sol elinden sarkmıştı. Sağ kolundan akan kan ile hızla yanına koştum.
Bıçak kesiği olduğu belliydi. Yerde duran ve bize ait olmayan bıçak ile zihnim yapboz parçaları gibi olayı bağdaştırdı.
Ellerimi yarasına değdirmeden akan kanların izin verdiği müddetçe yarayı inceledim. Thomas tişörtünün ucunu tutup sertçe asıldı. Yırtılan kumaş sesi ile adamın kısık inlemeleri birbirine karışıyordu. Karnından akan kan onu daha da güçsüz kılıyordu.
Thomas elindeki tişörtüne ait olan bez parçasını katlayıp Zel'in koluna sardı.
Gözlerimi ikisi üzerinden çekip adamın yanına çömeldim. Gözlerindeki nefret ile yakamı tutup sertçe çekti kendine doğru. Beklemediğim hareketi ile üzerine düştüm. Hızlıca kolları arasında bedenimi çevirip belimi kanlı gövdesine yasladı. Boğazıma dayadığı metalin soğukluğu ile yutkundum. Zel hızlıca silahı doğrulttu.
Kulağımın yanında bulunan dudakları hafifçe kıpırdandı.
"İndir silahını" boynuma değen nefesi ile zar zor nefes aldım.
Bedenim tiksinircesine ondan uzak kalmamı istese de ölmemek için beklemem gerekiyordu.Zel çatılan kaşlarını sanki mümkünmüş gibi daha da çattı.
Yan taraftan gelen kalın erkek sesi ile başımı bıçağın izin verdiği kadar çevirip baktım.
Sarp eline aldığı tüfek ile buraya geliyordu. Benzinlik de böyle şeyler ne arıyordu?
"İki silahın mermisinden daha hızlı mısın?"
"Sarp"
Sesim istemsizce huzursuz ve kısık çıkmıştı.
Yüzüne yerleştirdiği şeytani gülümseme ile buraya doğru ilerledi.
İtiraf etmem gerekirse...
Korkutucu gözüküyordu.*********************
Merhabalar gençler....
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum.
Oylar ve yorumlar için sizlere teşekkür borçluyum.
Yorumlarda sorunuz varsa sorun...
Sıradaki bölümde neler olmalı sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-İLK DALGA-
FantasySaatler sonra ter kan içinde uyandım. Silik görüntüler zihnimde bir karmaşa eşliğinde dolanıyordu. Gördüğüm kâbusun etkisiyle ellerim titriyordu. Daha doğrusu bütün bedenim zangır zangır titriyordu. İki el yanaklarımı tutup başımı çevirdi. Gözlerim...