Ellerime değen sıcak eller ve tanıdık koku Sarp'a aitti. Silahın kabzası ile kelepçenin zincirine vurdu. Zarar görmesin diye de ellerimi tutuyordu.
Duyulan kırılma sesi ile sonunda özgür kalan bileklerimi iki yanımda sallayıp ayaklandım.
Adamın arkasında duran küçük beden korkuyla titriyordu. Adam tek eli ile kızın omzunu tutmuş onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama bunu bize belli etmeden yapma niyetinde gibi gözüküyordu.
"İndirin silahınızı!" Kadının gür sesi odada yankılandı. Onlar kendi silahlarını bize doğru tutarken savunmasız kalmak en kötü senaryo olurdu bizim için.
"Aynı anda indirip konuşalım. Zarar yok, şiddet yok, ihanet yok." Thomas'ın stabil ses tonu ikna ediciydi. Yani bana göre...
Kadının gözlerinden geçen saniyelik tereddütü son anda yakaladım. Emin olamıyordu.
"Peki..."dedi. Aynı anda bırakılan silahların tok sesi zeminde duyuldu.
"Neden buradasınız?" bu sefer adam söze girmişti.
"Ya siz?" Zel soruyu onlara yöneltip keskin bakışlarını kadının üzerinde gezdirdi.
"Biz burada yaşıyoruz. Tren istasyonu kontrol şefleriyiz. Şimdi soruyu tekrar size döndürelim. Neden buradasınız?" Kadının dediği ile beynimde ampul yandı. Tren'i kontrol edebilirse buradan daha hızlı gidebiliriz.
"Biz İstasyon aracılığıyla diğer şehirlere göç edeceğiz. Bu yüzden buraya kadar geldik. Daha güvenli bir bölgeye gitmeyi planlıyoruz." dedim.
"Bu havada göç etmek tehlikeli. Sonbaharın sonlarına geldik ve bazı yerlerde kar yağışı var. Tren rayları tehlikeli ve güvenilmez. Tek başınıza sağ sağlim bir istasyona bile varamazsınız." Dedi adam. Haklıydı, tek başımıza gitmek bu güvenilmez yol şartlarında tehlikeliydi.
"Varış rotanız neresi?" Dedi kadın. Ses tonu yumuşamıştı. Zararsız olduğumuza emin olamasa da daha sakindi.
"Kars... Ordan da yurt dışına geçeceğiz." Dedi Sarp.
"Peki nasıl gitmeyi planlıyorsunuz? İçinizde tren yönetebilen biri var mı?" Dedi kadın.
"Hayır... Bu yüzden size ihtiyacımız var. Varış rotamıza kadar götürün. Zaten burası yakında yıkıma uğrayacak. Yam yam sürüsü burdan bir kaç yüz kilometre uzakta. Varmaları uzun sürmez." Dedim.
Umut...
Umuyordum ki bize yardım etsinler.****
Vagonun içinde eskimiş koltukların üstünde kucağımda minik kızla oturuyordum.
Melek...
Tamda kendini yansıtan bir isme sahipti.Kollarıyla sıkıca sarmaladığı şiir kitabına ilişti gözüm.
"Alabilir miyim?" Narin ses tonum ile rica ettim.
Yanımda oturan Sarp gülerek mırıldandı.
"Benimle de bu şekilde konuşsan..."
Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Gözlerini kaçırıp yutkundu.
"Yani şey... Her neyse ben uyuyacağım." Dedi ve kafasını diğer tarafa yasladı.
Kızaran kulakları komiğime gitse de aldanmayıp tekrar Melek'e döndüm.
Kafasını sallayıp minik elleriyle kitabı bana verdi.
İlk sayfayı açtım.
"Okur musun?" Kelimeyi tam telaffuz edemese de anlaşılıyordu dediği.
Gülümseyip kafa salladım.
"Kutsallık
Kokundu beni büyüleyen,
Özlemindi seni hissettiren.
Kollarındı güven yayan.
Gülüşündü bakışlarımı çalan.Gözlerindi gözlerimi hapseden.
Aşkındı bizi bağlayan,
Aşkımdı seni bana anlatan.Sesindi kulaklarımda ki melodi.
Ellerindi göz yaşlarımı silen.
Omuzundu başımı yasladığım yer.
Dudaklarındı başka dünyaya açılan kapı.
Sendin benim;
aşkım, sevgim, hayallerim, dünyam.
Yine uyudum kollarında
Yine uyanıcam kollarında...... AzeNaz H..."
Okuduğum şiire hayran hayran bakarken beni asıl şaşırtan şeyse son cümleyi Sarp ile aynı anda söylememizdi.
"Bu şiiri biliyor musun?" Yaşadığım şaşkınlık sesime de karışmıştı.
"Evet..." Dedi.
"Peki başka bildiğin şiir var mı?"
Heyecan sesime karışıp giderken bu kadar mutlu olmamın nedeni neydi acaba?"Var ama..." Yarım bıraktığı cümle içimde ki heyecanı alevlendiriyordu.
"Ama?"
Bir kaç dakikalık garip suskunluğun ardından sonunda söze girdi.
"Çok uykum var. Yarın okurum bir tane." Diye adeta beni geçiştirdi.
Göz devirip kucağımda uyuya kalan minik bedene göz attım.
O daha çocuktu ve böyle bir dünyada gözünü açması hiç de adil değildi. Adeta cehennemi yaşıyordu.
Kafamı cama yasladım. Yağan yağmur bir ninni edasıyla beni uykuya çekiyordu.
Karanlık dünyaya kendimi teslim ettim. Yorgun bedenimin dinlemeye ihtiyacı vardı.
*************************
Selamlar🖐🏻
Bölümün sonundasınız...
Nasıldı peki bu bölüm sizce?
Yorum ve oylar için şimdiden teşekkürler 💜Diğer bölümde görüşmek üzere...
Bayş💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-İLK DALGA-
FantasySaatler sonra ter kan içinde uyandım. Silik görüntüler zihnimde bir karmaşa eşliğinde dolanıyordu. Gördüğüm kâbusun etkisiyle ellerim titriyordu. Daha doğrusu bütün bedenim zangır zangır titriyordu. İki el yanaklarımı tutup başımı çevirdi. Gözlerim...