16. Bölüm: Kapanan Kapılar

9 2 0
                                    


Saatler geçmişti. Belki iki saat belki de üç. Saniyeleri saymayı bırakalı çok olmuştu. Bir türlü uykuya dalamayan bilincim beni çıldırmak üzereydi. Her yerim tutulmuştu. Gün ağarmamış, günışığı kendini sunmamıştı. Ellerimi örtünün altından çekip üste çıkardım. Bacaklarımın üzerine koyup avuçlarımı açıp kapattım. Karıncalanan parmaklarım isyan edercesine zorluyordu beni. Gözlerimi omzunda uyuyan Sarp'a çevirdim. Uykuya dalan bedeni uyuştuğu için başı omuzuma düşmüştü.

Pürüzsüz tenine diktim bakışlarımı. Sakalları yavaştan çıkmaya başlamıştı. Gözlerinin şişliği onu bir çocuk gibi gösteriyordu. Saçları gözlüğünün üzerine düştü. Kıvırcık tutamlar birçok kızı kıskandıracak derecede kusursuzdu.

Gözlerimi ondan ayırıp bakışlarımı cama diktim. Yol boyunca görmediğimiz Yamyamlar sanki bir tuzağa çekiyordu bizi. Sessizlikleri kötü haberin bekçisiydi sanki. Başımı iki yana salladım. Kötü düşünceler zihnimi esir alıyordu. Derin bir nefes aldım. Elimi saçlarımın arasından sıkıntıyla çektirdim. Parmaklarım da hissettiğim yağlanma ile uzun zamandır duş almadığım geldi aklıma. Kötü korkmuyordum neyse ki ama bedenimi yıkayıp ferahlatma isteği ile dolup taşıyordum.

Gözlerimi Sarp'a çevirdim. Elimi başının altına koyup yavaşça kaldırdım. Omuzumda bir boşluk hissi yakaladı beni. Kafasını geriye yaslayıp elimi çektim yavaşça.

Örtüyü aralayıp sessizce sıyrıldım. Ayağa kalkar kalkmaz bacaklarıma yayılan sızı arttı. Elimden geldiğince esneyip vagonun çıkışına doğru yürüdüm. Diğerlerini uyandırmamak için dikkatli adımlar atıyordum.

Dördüncü vagona girdiğimde bedenime çarpan soğuk hava ile tüylerim dikeldi. İlk vagona doğru aralıksız ilerledim. Kontrol kabinine vardığımda durup kapıyı yavaşça açtım. İlk başımı uzattım içeriye. Gözlerimle etrafı tararken Serap ablayı kocası ile derin bir tartışma içinde buldum. Ses yalıtımı olduğunu çözdüğüm vagona girip kapıyı arkamdan kapandım.

Kapanan kapının metalik sesini duydukları an ikisininde bakışları bana çevrildi. Serap ablanın gergin yüz hatları hafifçe yumuşadı ama bakışlarında ki sıkıntı ve endişe yerini korudu.

Tek kaşımı havaya kaldırıp ne olup bittiğini öğrenmek için gözlerimle sorular yönelttim.

İkiside bakışlarımı görmezden gelip sessiz kalmayı seçtiler. Belki özel bir konudur. Çok kurcalamasam daha iyi olur.

Ben Serap ablaya yaklaşırken o kocasına bir bakış atıp bana doğru ilerledi. Yanına iki adımda vardığımda kulağına eğilip fısıldadım.

"Duş alabileceğim bir yer var mı?"

Kafası ile arka tarafımda kalan bir numaralı vagonu işaret etti.

" Bir numaralı vagonda bulunan vip banyoyu kullanabilirsin." Dedi.

Zengin insanların kullandığı bir tren ile yolculuk yapmamız beni mutlu etti. Normal trenlerde bu tür şeyler bulamaz. Neyse ki vip yolculu gidiş geliş trenini kullanıyorduk.

Kafamı hafifçe eğip teşekkür ettim.
Adımlarım hızlı sayılamayacak olsa da seri bir şekilde ilk vagona geri döndüm. Sağda ve solda olmak üzere iki kapı vardı. Bu vagon biraz daha kısaydı ama genişliği bunu örtüyordu. Sağ tarafta kalan kapıya ilerleyip açtım. İlk seçimimin doğru olması ile gülümsedim. İçeriğe girip kapıyı arkamdan kilitledim. Minik banyoda bir küvet ve lavabo vardı.

Küvete ilerleyip suyu açtım. İçi su ile dolan küvet neyse ki temizdi. Belki de kısa süre önce Serap abla temizlemişti. Kızının sağlığı için hijyene dikkat ediyordu.

-İLK DALGA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin