MÜHÜR +18 (DÜZENLENİYOR)

GİRİŞ / KELEBEĞİN RÜYASI

Merhaba :)  Yukarıya tanıtım videomu ekliyorum önce onu izleyin :)

Yazdığım, kurguladığım ilk hikayem:)

Kendi dünyanızdan olmayan birine aşık olursanız neler olur peki? Aşk mı kazanır yoksa nefret mi? Hadi görelim:)

Siz okuyarak biraz vakit kaybedersiniz ama ben dünyaları kazanmış kadar mutlu olurum :)

İyi okumalar (;

Ateş çemberinin ortasında ne işim vardı bilmiyorum ama, şu arkası dönük ne olduğu belirsiz şey" kadın mı?" " Erkek mi?" veya bir "canavar?" hakkımda hiç iyi şeyler düşünmüyor orası kesin.

Evet! şu an tam ellerim ve ayaklarım bağlı ateş çemberinin içindeyim. Karşımda ki ne olduğu belirsiz yaratık birşeyler mırıldanıyor, ama anlamıyorum. Elinde tuttuğu hançerden kan damlıyor, bakılırsa o benim kanım, çünkü avucumdaki ıslaklık ve acı bu gerçeği söylüyor bana.

Ne siktir! Benim "k_kanım"
Allahım ben nerdeyim? Boğazım kurak bir çöl gibi kuruyup, dudaklarım suya hasret toprak gibi çatladı. Ordan sızan kan metalik tadı damaklarıma yaydı. Çırpınıyorum... Ama nafile! Parmak uçlarım bile hareket etmiyor! Bunun aksine dikenli teller el ve ayaklarımı kesmiş durumda."Neler oluyor?" Canım çok yanıyor ve ben ağlamaktan başka hiç bir şey yapamıyorum. Uzandığım yer buz gibi bir toprak. Balçıkla sıvanmış pis kokulu bir zemin. Çırpındıkça elimi kolumu kesen dikenli teller etime daha çok gömülüyor. Bu canımı daha çok yakmanın yanı sıra, boşuna çırpınmam da beni güçsüz düşürüyordu. Karşımdaki kişi arkasını döndüğünde, boğazım yırtılırcasına bağırmamı sağlayan şey ağzının ve burnunun kesinlikle olması gereken yerde olmamasıydı. Tabi bu benim ölümü hissettiğim ilk an olmuştu. Grimsi teni alnındaki iri büyük ve sadece beyazdan oluşan gözleri, uzun siyah saçları, bir insan boyundan daha uzun olan boyu... Bağırmak istiyorum, ama onuda yapamıyorum. Sesim çıkmıyor! Lanet olsun sesim neden çıkmıyor? Bunu yeni farkettiğim an gözlerim dehşet verici şekilde açıldı ve karşımdaki artık kişi demeyeceğim, yaratığın gittikçe bana yaklaşıp mırıldandığı sözcükler korkudan nefesimi kesmeye yetmişti.

Korkunç yüzü beni deliye çevirmiş, ağlamak ve gülmek arasında gidip geliyorum. Elindeki hançerden katran karası bir sıvı akıyor ve bu sıvının tarifsiz berbat bir kokusu var. Yine başlamıştı fısıltılı şeyler söylemeye. Etrafımdan çıkan dumanlar, çemberdeki alevlerin harlanması tanrım! Bu yaratık mı yapıyor tüm bunları? Korkuyorum, ağlamaktan artık önümü göremez olmuştum. Kafamı sağa sola sallıyorum. Aklımı kaçırmış gibiyim.

"Mühür nerde?" Diye soruyor cılız ve çirkin sesiyle, sesinden anladığım kadarıyla bir kadın. Anlındaki sadece beyazı olan gözleri gözlerime kenetlendi. Allahım yardım et!
Kıyafetimin sol tarafını yırtıp çekiyor. "İşte burdasın, güzelliğim ve gücüm."
Demesi ve deli gibi kahkaha atması daha çok debelenmemden başka bir şeye yaramıyor.

Kafamı eğdiğimde sol göğsümde tam kalbimin üstünde küçük bir işaret görüyorum üçgen şeklinde olan işaretin içinde birbirine geçmiş küçük üçgenlerde var. Bu ne anlamda bilmiyorum ama aradığı kişi ben olamam. Ben ne olduğunu kavrayamadan katran karası pis kokan sıvılı hançeri kalbime geçiriyor...