2.BÖLÜM/ GEÇİTTE SIKIŞIP KALMAK MI?

723 165 78
                                    


Ölüm o kadar yakındı ki bana, nefes almak hiç bu kadar değerli hisettirmemişti. Sahi, insan zaten ölüme yaklaştığında anlamıyor muydu yaşamanın kıymetini?

22.09.2019

Üzerime dökülen meyve suyu mahvetti güzelim elbisemi. Bugün mezuniyet günüm ve ben göğsümde kocaman kırmızı bir lekeyle dolaşmak zorundayım.

Hayır ya! Bugünü böyle hayal etmedim ki ben!

Beyaz elbisemin içinde prenses gibi salınmalıydım.

Ben artık 18 olmuş, liseyi bitirmiştim.

Bugün benim doğum günüm. Ve yeni yaşıma berbat bir şekilde gireceğim.

Üstümdeki keple kapatmaya çalıştım kusurumu. Şu an gerçekten ağlayabilirim!

Dolan gözlerimle bahçedeki banka ilerledim. Dudaklarım arada titreyip üzgünlüğüme eşlik ediyordu sanki.

Yüzümü avuçlarımın içine alıp diğer kızları izledim.

"Benden daha güzeller" diye fısıldadım.

"Kim demiş onu?" Yanıma oturan karartıya döndüm hızlıca.

"Anne!" Dedim heyecanla.

"Sen gelmişsin. Gelemeyeceğini söyledin."
Annem meşgul, çalışan bir kadındı. Yetişmeyeceğini söyledi bugüne. Ama gelmişti. Benim için yurtdışından dönmüştü.

Cevap vermeden önce sarıldı bana. Alnıma bıraktığı öpücükle tüm hüznüm kayboldu birden.

"Hiçbir şey senden önemli değil. Bugün benim kızımın hem mezuniyeti, hem doğum günü. Seni asla yalnız bırakmam." Ellerimi tuttu, avuç içimi öptü.

"Her zaman olduğu gibi." Dedim gülümseyerek. Aynı anda sol gözümden süzülen gözyaşına da engel olamadım.

"Her zaman olduğu gibi." Diye tekrarladı beni fısıldayarak.

Ensemde hissettiğim büyük acı ağzımdan küçük çaplı bir küfürün çıkmasına sebep oldu. "Ölmüş müydük?" Bilmiyorum. Bildiğim tek şey o yaratıkdan kurtulmak için mucize lazımdı, umarım o mucize gerçek olmuştur. Çünkü ne ölmek istiyorum, ne de gözlerimi açtığımda o korkunç şeyi tekrar görmek.

Gözlerimi açmaya korkuyorum ama zorunda olduğumuda biliyorum. İstemiyorum! O yaratığı ve diğer üçünü etrafımda tekrar görmek istemiyorum! Yavaşça araladığım gözlerimi sadece bir beyazlık karşıladı. Yine neler oluyor? Gözpınarlarım da biriken yaşlar artık akmak için an kolluyor. Boğazımdan kaçan hıçkırıkla etrafıma baktım. Kaldığımız ahşap evle alakası yoktu buranın. Oradan çıkmıştım ama nasıl? En son hatırladığım dördümüzün de baygın olduğuydu. Peki burda neden beyazdan başka hiçbir renk yoktu? Bu fazla ürkütücü! Tıpkı beyaz bir sayfa gibi.

"Ölüm böyle birşey mi?" Diye sesli düşündüm. Bu durumda daha mantıklı bir açıklama bulamıyorum. Ölüm şu an kurtuluştu benim için. Yada yeni bir başlangıç mı?

"Kimle konuşuyorsun sen!" Arkamdan gelen sese doğru döndüğümde Aryayı beyazlığı içinden bana doğru gelirken gördüm. Yaklaştıkça silüeti netleşti. O an ölmediğim bir tokat gibi çarptı yüzüme. Ama ölmekten daha beter olacağım günlerin geleceğine artık tamamen inanıyorum.

"Nerdeyiz biz?" Dedim etrafıma tekrar bakarak. Afallamış halim dikkatinden kaçmadı. Eğer olurda geri dönersem bu yaşadıklarım yüzünden akıl sağlığımı kaybettiğimi düşünenler olacaktır. Gerçi bunca şey yaşayıp delirmemekde akıl karı değildi hani.

MÜHÜR +18 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin