"Alimeee ya Alime delirecem. Resmen çocuk arkadaşlarına beni göstermiş. Yüzlerinde ki o alaycı gülümsemelerini gördün mü ? Sus birşey deme ya ben o çocuğa karşı birşeyler hissediyorum. O ise beni arkadaşlarıyla alay konusu yapıyor. Ne bu Alime. Bu çocuğun her hareketi neden benim duygularımı ele geçiyor. Ne oluyor bana söylesene. " diye sokak ortasında ses tonuma hakim olamıyordum. Alime öylece oturup bana bakıyordu. Kardeşim benim gibi buruktu. Ne onun elinden birşey geliyordu ne de benim. Gururum yine tavanlardaydı. Lakin ondan hoşlandığımı Alime söyleyene kadar. Hissettiğim bu duygu hoşlantı mıydı ? İsmini bile bilmediğim bu çocuktan nasıl hoşlanırdım ki. Saat ilerliyordu ve biz eve geç kalıyorduk. Söylene söylene evlere dağıldık. Ve direk uyumalıydım. Sürekli uyuyarak çözüm yolu buluyordum. Ağlamak yerine uyuyordum. Kendime geliyordum ve tekrar yeni birgüne uyanıyordum. Alime hastalanmıştı. O yüzden tek başıma okula gidicektim. İlk defa o çocuğun evlerinin önünden geçmek yerine yolumu değiştirerek diğer sokaktan durağa gittim. Ona trip atmakta neyin nesi diyen iç sesimi duymuyordum bile. Trip değildi bu sadece gururuma engel olamıyordum. Daha ağır basıyordu. Ve onu görmek dahi istemiyordum. Otobüse bindim. Okula geldim. Dersler yine aynı monotonlukla devam etti. Yine duraktaydım ama bu sefer ilk gelen otobüse bincektim çünkü onunla karşılaşmak dahi istemiyordum. Her zaman olduğu gibi başım önüm de kimseye bakmıyorum. Otobüsüm gelir gelmez en öne oturdum. Lüzumu yok arkaya gitmeye. Cama yasladım başımı dışarıya bakarken son dakka da yine o çocuk geldi. Hemen başımı eğdim. Arkaya doğru ilerledi. Ona sinirliydim ve bir durak erken indim. Yürümeyi bir hayli seviyorum. Yavaş yavaş yürüyordum ki o çocukla karşılaşmayım diye. Arkadaşlarıyla birlikte yine o duvarın orda oturuyorlardı. Hepsinin bana baktığını hissediyordum ve sinirli bir şekilde hızlı adımlarla eve gittim. Bu böylecede devam etti bir süre. Bi kaç hafta bi kaç ay böyle ilerledi. Sürekli o çocukla karşılaşmaya başladık. Onca zaman kapısının önünden geçtim. Görüyüm umuduyla yanıp tutuşurken şimdi o gözlerine hayran olduğum çocuğu görmek dahi istemezken sürekli dibimde bitiyordu. İçten içe sinirleniyor bi yandan da seviniyordum. Artık kapıların önünden geçmeye başladım. Okul çıkışlarımız sürekli denk geliyordu. Ticarette okumadığı kesindi. Ama hangi okul bilmiyorum. Yine otobüse aynı an da bindik. Ben ön tarafta o da arkada duruyordu. Aynı an da indik. Ben hızlı adımlarla eve doğru ilerlerken onun baktığını hissedebiliyordum. Kaplumbağa misali yürüyen çocuk şimdi benimle aynı adımlarla ilerliyordu. Garip halleri vardı. Bunu anlayabiliyordum. Yokuştan indikten sonra arkamı döndüğüm de yokuşun orda durmuş beni izliyordu. Hemen başımı çevirip eve girdim. Bu çocukta bi haller vardı ve ben bundan baya hoşnuttum. İlgisini hissediyordum sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bey
ChickLit2oo9'un Ağustos ayında başlayan bir hissin bu denli kuvvetli olucağını Asiye de bilemezdi ki. Sadece hislerini duyabilirken şimdi koca bir aşkın içinde yandığını görücek. Ve bu hissi yaşatan kendi benliğine bir hayli kızarken daha sonra . . ❤