Her zaman olduğu gibi okuldan çıkmış durakta bekliyorduk. Artık arkadaşlarım o çocuktan hoşlandığımı biliyorlardı. Hatta ablamgile de anlatmıştım. Ama hepsi ağız birliği yapmış gibi " bu çocuk sana bakmaz hem de çok havalı kesin 3-4 tane sevgilisi vardır" diyip bir ağızdan konuşan seslere kulak ardı bile etmiyordum. Kimsenin lafıyla hareket edicek değildim elbet ama yine de sinirleniyordum. Bir nevi hoşlantıdan ziyade hırs olmuştu. Bir o kadar uzak olan bu insanı birgün benimle olucağını bizimkilere göstermeliydim derken o çocuk yine geldi. Bu sefer elinde telefonu yoktu. Ellerini ceplerine sokmuş paytak paytak geliyordu. Bana bakıyordu ve ben ona bakamıyordum. Hemen başımı önüme eğmiştim. Alime'yi dürtüp bana bakıp bakmadığını sorup duruyordum. Sürekli Alime o çocuğa bakıp bana " baktı , bakıyor hala bakmaya devam ediyor" demesiyle yüzümde oluşan bu tebessümü arkadaşlarım ziyadesiyle farketmişlerdi. Engel olamıyordum zaten bu tebessüme. Onun sayesinde oluşan istem dışı birşeydi bu. Otobüsten o çocukla ben indik. Artık Alime kendi duraklarında iniyordu.Bu sefer ön de ben arkamda o yürümeye başladık. Bi hayli hızlı adımlarıma eşlik ediyordu adeta. Köşeye döndüğümüz an arkamdan seslendi. Birşeyler dedi ama ben anlamadım. Daha hızlı yürümeye devam ettim. Tekrar seslendi ama yine anlamıyordum. O kadar heycanlıydım ki kulaklarım duymuyordu sanki. Durmak istedim ama duramadım. Daha hızlı adımlarla yokuşun sonuna geldiğim de dönüp baktım. Yine aynı yerde bana bakıyordu. Ama ben yine başımı öne eğip eve girdim. Bu böyle devam ederken hafta sonu dışarda kızlarla top oynardık. Yine cumartesi günüydü bu sefer onların orda oynuyorduk. Kız arkadaşımın ufak kardeşiyle ilgileniyorduk onların orda. Annesi kapının önünden ayrılmayın deyince mecbur o çocuğun kapılarının o tarafta oynuyorduk. Elbette bu durumdan bir hayli hoşnuttum. Çünkü onu görme ihtimalim bile beni mutlu ediyordu. Arkadaşlarıyla apartmandan çıktılar. Bağıra bağıra arkadaşlarına "bilader siz gidin ben gelmicem. İşlerim var az" diye kendini belli etmeyi iyi beceriyordu. Ama ben hiç ona bakmadan top oynamaya devam ediyordum. Konuşmaya mehilli ama benden yüz bulamıyor gibi bi hali vardı. Çünkü buna izin vermiyordum. Veremiyordum. Eve çıkıp balkondan izlemeye devam etti. Ama akşam üstü oluyordu ve benim eve gitmem gerekiyordu. Yokuştan iniyordum yavaş yavaş arkamı döndüğüm sırada balkonda değildi. Apartman boşluğunun ordan bana baktığını gördüm. Benimle konuşmaya gelicekti ama benim buna cesaretim bile yoktu. Hızlı adımlarla eve doğru gittim. Ve hemen internet başına oturdum. Arkadaşları "Ahmet" diye seslenirken duymuştum. İsmi Ahmetti. Facebook da aramaya başladım ama bir türlü bulamıyordum. Soyadını öğrenmemiz gerekiyordu ve bu görevi ablamgil üstelendi. Hangi zil olduğunu bilmiyorduk o yüzden zillerin üstünde ki soyadları teker teker denedik ama yine bulamıyorduk çocuğu. Ya hesabı yoktu ya da başka bir isimle kayıtlıydı. Pes etmiyorduk. Ve bir an da bir arkadaşlık isteği geldi. Hasan İbişoğlu diye biri beni eklemiş. Proline bakıyorum o çocuk. Evet benim baktığım çocuk beni eklemiş. Hem de ismi Ahmet değil Hasanmış. Oyy hepimiz bir an da bi kahkaha patlattık akıllara zarar. Adının Hasan olması çok tuaftı. Havalı , bir o kadar yakışıklı bu çocuğun ismi Berk , Okan olmalıydı diye düşünürken Ahmet ismini bi nevi kabul ederken Hasan ismini bir türlü kabullenmiyorduk. Kabul etmedim. Ama arkadaşlarım zorla kabul ettirdiler. Anında mesaj geldi. "Selam , nasılsın" diye. Ben hala o çocuğun olduğuna emin olamıyordum. Acaba biri beni mi işletiyordu ya da bizimkiler şaka mı yapıyorlardı anlam veremiyordum. Bekledim. Ellerim kılavyenin üstünde ama yazamıyorum 2. mesaj geldi. "Orda mısın tatlı kız" demesiyle beynimden kaynar sular boşaldı. Bu ne hız. "Tatlı kız" demekte neyin nesiydi ? Sert bi çıkışla konuşmaya eşlik ettim etmesine ama onun olmasını istemiyordum hiç. Bu konuşan çocuk benim baktığım çocuk olmasın derken 2. şoku yaşattı bana "Benimle Çıkar Mısın ?" yazısını okumak istemiyordum ama bizimkiler hep bir ağızdan okuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bey
ChickLit2oo9'un Ağustos ayında başlayan bir hissin bu denli kuvvetli olucağını Asiye de bilemezdi ki. Sadece hislerini duyabilirken şimdi koca bir aşkın içinde yandığını görücek. Ve bu hissi yaşatan kendi benliğine bir hayli kızarken daha sonra . . ❤