Bölüm 25

5.9K 286 105
                                    

Medya: Çağan Karanlık ❤❤❤

Oy sınırı:45

Yorum sınırı:90

Keyifli okumalar dilerim... ❤❤❤

"Sorun bana biyolojik ailen ile yaşadığını neden söylememiş olman."

Korku, insanların önündeki en büyük engellerden birisidir. İnsanların başarılarını engelleyen, girişim ruhunu öldüren, acizliğini ortaya seren en kötü duygu... Korku; insana her bir günahı işletebilecek kadar berbat bir duygudur. Öyle bir histir ki, en çaresiz sensindir. İşte o çaresizliği doldurmak için insanoğlu her an, her şeyi yapabilirdi. Çünkü insanoğlu aciz varlıklardır. Bizler o acizliğin altında ezilip korkunun bizi yönetmesini izin veririz.

Bende şu an acizliğimin altında ezilip korkunun beni yönetmesine izin veriyordum. Sevdiklerimi korumak için her şeyi yapardım. Fakat arada ihanet varsa işler değişirdi. Aynı seneler önce yaptığım gibi.

(1,5 sene önce, 21 Haziran 2019)

"Hadi aç şu telefonu artık, Can!"

Telefondan tekrar 'aradığınız numara ulaşılmamaktadır' sesini duyduğumda telefonumu sinirle yere fırlattım. Kırılan telefonumu umursamadan odamdan çıkıp aşağı kata indim. Arkamdan gelen korumaları umursamadan Çukurdan çıktım. Arabamı park ettiğim yere geldiğimde önümü kesen iki adam ile kaşlarımı çattım.

"Ne istiyorsunuz?" diye sordum sinirli bir ses tonuyla. Üç saate aşkın bir süredir Can'a hiçbir şekilde ulaşamıyordum ve aşırı sinirliydim. Güney abi zaten Amerika da olduğu için arayamamıştım. Onu da endişelendirmek istemiyordum.

Sağ tarafımdaki adam "Arkadaşını geri istiyorsan dediğimizi yapmak zorundasın." der demez anında sol kolumu göğsüne yaslayıp sağ elim ile bileğinden tutup arabaya yapıştırdım. Çıldırmış bir şekilde konuştum. "Kardeşim nerede?" diye sorduğumda arkamdaki adam "Dediğimizi yapmadığın sürece sana, onun hakkında herhangi bir bilgi vermeyeceğiz." dediğinde hızlı bir refleks ile sağ cebimden çakımı çıkartıp arabaya yasladığım adamız boğazına dayadım. "Asıl sen şimdi kardeşimin yerini söylemezsen arkadaşın ölecek." dedim tehlikeli bir tonda. Adamı öldürmeyecektim sadece onun öyle bilmesi gerekiyordu. Fakat adam hiç ummadığım bir şey söylemişti.

"Onu öldürdüğün an arkadaşın da ölecek." dediğinde bıçağı adamın boynundan çekmeden afallayarak ona döndüm. "Ne dedin sen az önce?" diye sordum inanamayarak. Adamın ifadesiz suratında bir sırıtma oluştu birden bire. "Arkadaşın şu an bizim depomuzda misafir. Ve sen bizim dediklerimi üç saat içerinde yapmazsan arkadaşın ölecek." dediğinde nefretle konuştum. "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" diye sordum. Adam başını salladı. "Seni tanımayan yok Gece'nin Kraliçesi." dediğinde derin bir nefes alıp konuştum. "Bana derhal kanıt göster." dediğimde telefonunu çıkartıp bir şeyler yapmaya başladı. Birkaç saniye sonra telefon ekranını bana çevirdi.

O an nefes alamadım. Gördüğüm görüntü ile adeta nefesim kesilmişti. Can bir sandalyeye bağlı be yüzü kanlar içindeydi. Çok fazla kan...

Çakımı adamın boğazından çektim. Gülerek arkadaşının yanına geçti. "Benden ne yapmamı istiyorsunuz?" diye sordum sert bir sesle. Soldaki adam "Bize Atlas Karahan'a ait tüm depoların yerlerinin yazdığı kâğıdı getirmeni istiyoruz." dediğinde kahkaha atmaya başladım. Adamlar afallayarak bana bakmaya başladılar. Yüzlerinde biraz korku vardı. Çünkü karşılarındaki kız psikopatça kahkaha atıyordu. Kahkahalarımın arasında "Siz kiminle konuştuğunuzun farkında mısınız?" diye sordum.

Yeni Hayat Ve AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin