32. Bölüm

1.6K 88 117
                                    

Hepinize merhaba canlar. Çok uzun zaman oldu değil mi? Nasılsınız, iyi misiniz? Çok özlemişim burayı biliyor musunuz? Bu sefer sizi hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım. O zaman sizi iyi okumalar dilerim. Yorumlarını görmek istiyorum.

Not: Gece'nin öldüğü yıl 2021 yılının sonlarıydı ve biz 2024 yılının ilk aylarından başlayacağız.

Oy:70
Yorum:80

(11 yıl önce, Gece 7 yaşındayken)

"Bugün bir aile gördüm, biliyor musun?"

Atlas Karahan, koca avucunun içinde sımsıkı tuttuğu küçük elin sahibine bakabilmek için kafasını aşağıya eğdi. Küçük kız masmavi gözlerini kendisine dikmiş ve hayranlıkla yalnızca onu izliyordu. Kendisi bazen afallıyordu bu gözlerin önünde. Ya cidden hiçbir şey anlamıyordu veya kız çok cesurdu.

"Nasıl bir aile?" diye sordu Atlas Karahan meraklı bir tınıyla.

"Anne, baba, ağabey ve kız kardeş. Ağabey kardeşini salıncakta sallıyordu ve babası da çocuklarının fotoğraflarını çekiyordu. Anne ise onları izliyordu ama gülümseyerek." Kız bu söyledikleri normal gördüğü bir şeyi anlatıyormuşçasına anlatıyordu.

Atlas Karahan aklındaki soruyu hemen soruverdi. "Sen neler hissettin?" Küçük kız omuzlarını silkerek cevap verdi. "Hiçbir şey." Adam duyduğa kelime karşısında kaşlarını çatmıştı. Bir yandan ise içinde tarif edilemez bir duygu belirivermişti. Kız her geçen gün kendisine benziyordu. Sanki onun gerçek kızıymış gibiydi. "Nasıl hiçbir şey?" diye sordu bu sefer.

"Annem hiçbir zaman gülümsemez, babam ise hiçbir zaman fotoğraflarımı çekmez ve bir ağabeyim yok." dedi tok bir sesle küçük kız. Fakat içi şu sözleri söylerken bile ağlıyordu. Ağlaması yasak olduğundan kendini sıkıca kasmıştı. Sonrasında karşıya baktığı kafasını tekrar heybetli adama çevirdi.

 "Hiçbir zaman sahip olmadığım bir şey için ne hissedebilirim ki?"

Adamın küçük kızdan dolayı attığı küçük adımlar durdu. Aynı zamanda da kızın adımları adam yüzünden duruverdi. Atlas Karahan duydukları karşısında neler diyeceğini kestirmişti. Yaklaşık iki yıl önce tanıştığı bu küçük kız hiç böyle cümleler duymayı beklememişti doğrusu. Gerçi bu onun esiriydi. Tüm gerçekleri yüzüne vurmuştu o yaşta. Atlas Karahan durdukları sokak arasında son derece pahalı olan kumaş pantolonuna rağmen pis yere diz çöküp kızla aynı boyuta geldi. Yıllar önce de aynı böyle bir sokak arasında dizlerinin üstünde tanıştığı küçük kız gelince adamın yüzünde mazi dolu bir gülümseme peydahlaştı.

"Senin bir ailen var, çocuğum." dedi bir kez daha gerçekleri yüzüne vurarak. "Senin ailen benim. Annen de, baban da, ağabeyin de benim." İşte bu kıza söylediği yalanların en büyüğüydü.

Küçük kız huzursuzca kafasını omuzu yönünde çevirerek gözlerini omuzuna dikti. "Bir aileye ihtiyacım yok zaten." Adam kızın cümleleri karşısında adeta mest oluyordu. "Neden böyle düşünüyorsun?" 

"Çünkü bana kendimi nasıl koruyacağımı öğretiyorsun. Eğer beni annem veya babam korumayacaksa ailem olmasının hiçbir anlamı yok. Hem zaten onlar bana zarar veriyor."

Atlas Karahan hiç düşünmeden kızın ellerini avuçları arasına alıp saf bir şefkatla parmak uçlarıyla ellerini okşadı. Küçük kız adeta adamın ayarlarıyla oynuyordu. "O zaman benimle bir şey hayal etmeni istiyorum. Sonrasında bana düşüncelerini söyle." Kız hemen kafasını sallayarak onu onayladı. Adam ne derse küçük kız düşünmeden onun dediğini yapıyordu.

Yeni Hayat Ve AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin