Bölüm 29

5.8K 246 59
                                    

Medya: Gökhan Altay ve Gece Karanlık❤❤❤

Oy sınırı:50

Yorum sınırı:90

Keyifli okumalar dilerim...❤❤❤

"Gece kriz geçirdiğinde ne yapıyordunuz Ender Bey?"

İçtiğim su neredeyse boğazımda kalacakken bakışlarımı anında Ender aptalına çevirmiştim. Anlamayarak Batu'ya bakarken konuyu nasıl değiştirebileceği düşünüyordum. "Anlamadım?" derken daha fazla endişeye girmiştim. Batu kaşlarını çatarak "Gecenin ileri derece öfke kontrol bozukluğundan söz ediyorum." dediğinde Ender de artık kaşlarını çatmıştı. Salak adam bunu bile bilmiyordu ki. Aklıma gelen ilk şey ile Batu'nun koluna dokundum.

"Abi, tuzluğu uzatır mısın acaba?"

"Tabi güzel- dur bir dakika ne?"

Tamam, aklıma gelen ilk şeyi söylemek derken bunu kastetmiyordum. Neden böyle bir şey dedim onu da bilmiyorum ama tek bildiğim şey işe yaradığı idi. Fakat eve gidince ne bok yiyeceğim orası mualla. Ağzımdan bir kere abi lafı çıkmıştı. Şu an tek sorunumuz ise Batu'nun elindeki tuttuğu tuz ile donup kalmasıydı. Hiçbir tepki vermezken tedirginlikle ona bakıyordum.

"Hassiktir adama inme geldi yeminle!"

Normalde Karan'ın bu dediğine gülerdim ama endişeli halim ve bulunduğumuz ortam buna büyük bir engeldi maalesef. Hele ki Ender, Leyla ve Defne cadısının yanında böyle bir an yaşadığımız için kendime çok kızıyordum.

Kimseye çaktırmada Endere baktım. Tahmin ettiğim gibi o da bana bakıyordu. İşaret parmağımı dudaklarımı götürerek konu tekrar açılırsa geçiştirmesi işaret ettim. Dediğimi yapacağını biliyordum çünkü asla iş ortaklarının yanında kötü bir imaj çekmek istemezdi. Başını salladığında alayla gülmeden edemedim. Yanımda oturan mafya kılıklı put kimi durmaya devam ettiğinde daha fazla dayanamayıp yanağına Osmanlı tokadımı geçirdim. Kafası yüz seksen derece dönerken endişeyle alt dudağımı dişledim.

"Kızım ne yaptın sen? Adamı öteki tarafa yolladın resmen!" diyen Özgür ile ona döndüm. "Elimin ayarı kaçtı biraz." dedim. Tek kaşını kaldırarak "Biraz olduğundan emin misin?" diye sorduğunda omuz silkip tekrar mafya kılıklıya döndüm. Sonunda kendine gelmişti. Fakat afallayan bakışları ile bana bakmayı sürdürüyordu. Daha fazla dayanamayıp "Sende biraz daha abart istersen. Tamam işte abi dedim sana." dediğimde yanımda oturan Kaan abim kahkaha atmaya başladı.

Bileğimden tutulup ayağa kalkmam ile bileğimi tutan mafya kılıklıya baktım. Beni içeriye doğru sürüklerken bileğimi ondan çekmek istedim ama herkesin gözü önünde onu dövme fikri pek akıl kârı değildi. Beni içeriye doğru sürüklemesine izin verdim. İçeriye geçtiğimizde bileğimi bıraktığında hayretle ona baktım.

"Sonunda ya. Bir an hiç bırakmayacaksın zannettim." dedim bileğimi tutarak. "Sen şimdi beni kabul ettin mi abin olarak?" diye sordu inanmıyormuş gibi. Gözlerimi devirerek konuştum. "Eğer seni kabul etmeseydim sana abi demezdim." der demez güçlü kolları ince belimi sarmalamıştı. Hiçbir şekilde kıpırdamazken gözlerimi yumdum. Bende çok geçmeden kollarımı beline dolamıştım.

Aslında bir bakıma yalan değildi söylediklerim. İlk defa birisi beni anlamıştı, bana at sürmeyi öğretmişti.

Hassiktir!

Aklıma gelen şey ile neredeyse göz bebeklerim yerinden fırlayacaktı. Fakat tam olarak emin değildim. Eve gidince hemen defterime bakmam gerekiyordu. Bunun doğru olup olmadığını öğrenmem gerekiyordu. Eğer doğruysa kendimi camdan aşağı atardım yemin ederim.

Yeni Hayat Ve AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin