Bölüm 20

7.8K 312 86
                                    

Medya: Güney Vurulmaz ❤❤❤

Keyifli okumalar dilerim...❤❤❤

"E oha ama! Oğlum siz ne biçim zenginsiniz? Yemediniz, içmediniz tüm paraları atlara mı harcadınız?"

"Sana yoldayken söylemiştim, güzelim."

Yalnız şu an burada dokunduğum her şey servet değerindeydi. Tabi benim mükemmel ötesi araba ve motorlarım kadar etmezlerdi fakat yine idare ederdi.

Yalnız bu atlar maşallah asker ordusu gibi!

Kaan yanıma gelip gülerek kolunu omuzuma attı. "İstersen hemen binebiliriz." dedi.

Başımı iki yana sallayıp "Şu an değil ama belki öğleden sonra olabilir." dedim.

"Abi anahtarlar sendeydi. Açsan şu kapıyı da eşyaları yerleştireyim." diyen Özgür ile Kaan'ın konunun altından çıkıp arkama döndüm.

Özgür, elinde tuttuğu çantalar ile abisine bakıyordu. Kaan cebinden birkaç tane anahtar çıkartıp ev kapısında doğru yürümeye başladı. Onun peşinden giderken Özgür de hemen arkamızdan geliyordu.

Kaan evin kapasını açtıktan sonra içeriye girdik. İçeriye girer girmez direkt salon ile karşılaşmıştım. Evin içi çoğunlukla ahşaptan ve kahve tonlarından oluşuyordu

"Abi ben şunları odalara koyayım. Gece'nin eşyalarını hangi odaya koyayım?" diye sordu Özgür.

"Benim odamın yanındaki oda boş, oraya koy eşyaları."

Özgür başını salladıktan merdivenlerden yukarı çıktı. Kaan bana dönüp "Acıktın mı?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım. "Tabi ki de aç değilsin." dedi gülerek. Ardından "Hadi geç, otur." dediğine kapının önünden çekilip kahverengi deri ikili koltuğa oturdum. Kaan da ceketi çıkartıp yanıma oturdu.

"Sevdin mi burayı? " diye sorduğunda başımı salladım. "Evet, çok beğendim. Özellikle atlar çok güzel." diye mırıldandım.

Buruk bir tebessümle yere bakarken bakışları bana çevirdi. "Her yıl sonbahara girdiğimiz zaman Karanların okulları tatil iken gelirdik buraya. " diye başladı konuşmaya. "Defne, burayı sevmediği için pek gelmezdi. İşte o zaman biz çok mutlu bir aile olurduk. Keşke sen burada olsaydın. Sana küçükken at binmeyi öğrenirdik. " dedi özlem dolu bir ses tınısıyla.

"Öğretin o zaman. "

Kurduğum cümle ile afallarken ben bile dediğim cümleye afallamıştım. Bana tereddüt ile bakarken "Gerçekten ister misin? " diye sorduğunda başımı salladım. "Neden olmasın, bence güzel bir fikir. " diye mırıldandım.

O sırada merdivenlerden adım sesleri duymam ile bakışlarımı Kaan'ın üzerinden çekip merdivenlerden inen Özgüre baktım. O da üzerindeki ceketi çıkardıktan sonra karşıdaki tekli koltuğa oturmuştu.

"Eşyaları odalara yerleştirdim. Babamlara ne zaman haber vereceğiz? " diye sordu arkasına yaslanırken.

Kaan birkaç saniye düşündükten sonra cevap verdi. "Onlar uyanınca zaten ararlar. Hem bugün hafta sonu. Bugün erken kalkmazlar. " dediğinde kendimi tutamadan soru sordum.

"O zaman siz neden sabahın köründe kalktınız? " diye sordum merakla.

Özgür gülümseyerek "Biz abimle genellikle sabahları erken kalkarız. Peki sen neden bugün erken kalktın? " diye sorduğunda "Uyku tutmadı ama bende kendime şaşırdım. " diye cevap verdim. Ardından kolumdaki saate bakıp "Peki o zaman kadar ne yapacağız acaba? Böyle bom boş oturacak halimiz yok herhalde. " dedim.

Yeni Hayat Ve AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin