Bölüm 26

6K 274 64
                                    

Medya: Karan Karanlık ❤❤❤

Keyifli okumalar dilerim... ❤❤❤

Oy sınırı:45

Yorum sınırı:90

Başıma giren keskin ağrılar ile gözlerimi yavaşça araladım. Gözlerim ilk olarak tanıdık gelen siyah tavan ile karşılaştı. Kaşlarım yavaşça çatarken birkaç saniye nerede olduğumu algılamaya çalıştım. Yattığım yerden doğrulup ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Çıplak ayaklarım parkelerin soğukluğu ile titrerken yataktan kalkmıştım. Odanın aralık kapısını görünce buranın Gökhan'ın evi olduğunu hatırlamıştım. Üzerimde aynı o günküne benzer bir kazak vardı fakat tek fark altımda bana aşırı derecede bol gelen bir eşofmanın olmasıydı. Belini biraz daha yukarı çekip sıkılaştırdıktan sonra aralık olan odanın kapısından çıktım. Merdivenlerden inerken arkamda bir nefes hissettiğim an hızla arkama dönüp önümdeki bedenin kasıklarını bir tekme attım.

"Siktir!"

"Oğlum arkamdan niye sessiz sessiz yaklaşıyorsun?"

Utançlara alt dudağımı ısırırken bakışlarımı yere indirmiştim. Açıkçası bu soğuk nevalenin acı çekişini izlemek ne kadar hoşuma gidecek olsa da şu an içinde bulunduğum durum buna izin vermiyordu maalesef. Sinirle derin nefesler aldığını duyduğumda yavaşça gözlerimi ona diktim. Kasıklarına attığım tekmeden dolayı elleri belinde öne doğru eğilmişti. "Sen iyi misin?" diye sordum kısık bir ses tonuyla. Kısılan gözlerini bana döndü. "Sence nasıl gözüküyorum?" diye sordu soruma cevap vermek yerine. Alayla "Bana kalırsa geleceğin baba adayı için hiç uygun değilsin." dediğimde buz gibi bakışlarını üzerimde gezdirdi. "Bu komik değildi." diye mırıldandı.

Bana göre gayet komikti.

Merdivenlerin son basamaklarından inip tekrar ona döndüm. "Hadi ama çok sert vurmadım! Bence olayı dramatize etmeye gerek yok, Karanlığın oğlu." dediğimde o da merdivenlerden inmişti. Sabırla derin bir nefes aldı. "Hata seni eve alan bende!" diye kendisine sinirlendiğinde yüzümde bir sırıtma oluşmuştu. Ona doğru bir adım atarak "Güzel, hatanın sende olduğu da kabul edildi. Var mı başka bir şey?" diye sordum. Fakat o beni aldırmayıp oturma odasına gidip koltuğa oturdu. Ben ayakta durmaya devam ederken dik dik bana bakmaya başladı. "Ne diye dikiliyorsun kızım? Otursana!" dediğinde sinirle işaret parmağımı ona salladım. "Bana kızım deme! Hatırlatırım benim bir ismim var. Bir türlü sana öğretemediğim bir ismim var." diye söylendim sonlara doğru alayla.

"Doğru, sen koskoca Gece'nin Kraliçesisin. Sana yakışmazdı böyle laflar." dediğinde göz devirip karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Bakışlarımı ona dikip "Umarım üzerime yine o arkadaşın değiştirmiştir." diye söylendim. Fakat istediğim cevabı alamamıştım. "Ben değiştirdim üzerini." dediğinde şaşkınlıkla göz bebeklerim büyüdü. Tam ona bağıracakken tekrar konuşup konuşmamı engellemişti. "Bakmadım vücuduna." dedi donuk sesiyle. "Çok pardon da bakmadan nasıl değiştirebiliyorsun? Herhalde daha önce çok kızın üzerini değiştirdin?" dedim sorar bir şekilde. Tek kaşını kaldırarak "Oradan bakınca sapığa benzer bir halim mi var?" diye sorduğunda dudaklarımı büküp omuz silktim.

"Şimdi sürekli karşılaştığımızı düşünürsek bana göre sapık olma ihtimalin var ki, ben neredeyse bundan emin olmak üzereyim." dediğimde bu sefer o göz bebeklerini şaşkınlıkla büyüttü. "Seni takip etmediğimi söylemiştim küçük." dediğinde işaret parmağımı iki yana salladım. "Cık cık. Ya Gece ya da Gece'nin Kraliçesi diyebilirsin. Karar sana ait." dediğimde derin bir nefes alıp başını iki yana doğru salladı. "Yaraların konusundaki hassasiyetini az çok anladım, kimsenin görmesini istemiyorsun. Merak etme asla öyle bir pislik yapmam." dediğinde donuklaşmıştım. Başımı iki yana sallayıp kendime geldim. "Tamam, bence artık gitme vaktim geldi." deyip ayaklanacakken dediği şey ile derin bir şekilde yutkundum fakat ifadesiz suratımı korumaya devam ettim.

Yeni Hayat Ve AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin