"Choi sürüsünden Beomgyu ile eşleşeceğimi duyurun."

1.3K 189 215
                                    


°•°•°

Güneş batmış tüm halk uykuya dalmıştı. Beomgyu uyumamak için direniyor, sıcaklığa çekilmemeye çalışıyordu.

O omegaya yardım etmek istiyordu.

Herkesin uyuduğuna karar verdikten sonra sıcak yatağından ayrıldı Beomgyu.

Üzerinden hanbokunu çıkarmamıştı. Yanan mumu söndürüp odadan çıkak için kapıya ilerledi. O omegayı kurtarma iç güdüsüyle hareket ediyordu hala.

Odanın kapısını açıp kafasını çıkardı. Mumların aydınlattığı koridora bakıp kimsenin olmadığını fark edince çıktı odadan. Duruşunu düzeltip koridorda yürümeye başladı.

Bu gün kral hizmetkarlarının yüksek bir mevkide olduğunu öğrenmişti.

Zindana giden yolda duruşunu bozmadan ilerledi Beomgyu. Normalde koridor boş olurdu ama sessiz olmazdı. Mutfaktan gelen sesler, eğitim alanındaki askerler, odaları temizleyen görevlilerin sesleri hep koridora taşardı.

Zindan kapısının önünde duran iki askere yaklaştı. Askerler doğrudan karşıya bakıyordu, bakışları bile titremiyordu.

"Kapıyı açın lütfen, zindandakileri kontrol etmem lazım." Dedi titreyen ellerini görmesinler diye arkasına saklarken.

Feromon salgılamamak için kendini zor tutuyordu.

Askerler cevap vermemiş hatta en ufak bir şekilde tepki bile vermemişlerdi.

"Kralın emiri. Lütfen kapıyı açın." Dedi Beomgyu işe yaramasını umarak. 'Neden bu vakitte?' Diye sorsa cevap dahi vermezdi.

Askerlerin irisleri kendisine dönünce Beomgyu içinde zaferi kutluyordu. İki askerinde alfa olduğunu anlamıştı. "Yazılı izin lazım." Dedi birisi.

Beomgyu gerildiğini fark ettirmemek için derin nefesler aldı. "İyi, siz bilirsiniz. Kralın emirine uymadığınızı Efendimize söyleyeceğim." Deyip arkasını döndü Beomgyu.

Bozguna uğramış gibi hissediyordu. Tam bayrakları indirecek iken kapının sesini duydu. Geri arkasına döndüğünde askerlerin tepkisiz olduğunu ve kapıyı açtıklarını gördü.

Yüzündeki gülümsemeyi saklamaya çalışarak zindana girdi. Çoğu suçlu uyuyordu. Sabah gördüğü omegayı hissetmek için omega hislerine başvurmuştu Beomgyu. Omeganın kokusunu alınca zindanın sonuna ilerledi.

Demir parmaklıkların ardında yerde yatan kişiyi gördü. Omega güçsüz düşmüş yerde uzanıyordu. Öylece tavana bakıyordu.

Beomgyu koşup demir parmaklıklara tutundu. "Hey!"

Yerde yatan omega bakışlarını kendisine çevirmekle yetinmişti sadece. "Seni buradan çıkaracağım." Dedi Beomgyu. Omega ilk yanlış işittiğini sansa da yerinden doğrulup Beomgyu'ya doğru emeklemişti.

Sabah askerlerden çaldığı anahtarı göğüsünden çıkardı Beomgyu. Kilidi açıp omeganın çıkması için geriye çekildi. Huening Kai bunun bir pusu olduğunu düşünse de sonradan vaz geçmişti. Bu sabah kendisini kralın yanında görmüştü. Bakışları hiç de hoş değildi.

Huening Kai dışarıya çıkmıştı. Beomgyu "bekle, kapıdakilerin yerinden ayrılmasını sağlayacağım." Dedi.

Huening Kai başını sallayıp Beomgyu yanından ayrılacak iken kolunu tuttu. "Bunu neden yapıyorsun?" Dedi. Kim karşılıksız yardım ederdi ki?

"Bir nedeni yok. Sen bir veliahtsın. Burada olmayı hak etmiyorsun." Dediğinde Huening Kai gülümsedi. En azından birisi ona veliaht gibi davranıyordu.

"Krallığıma dönünce seni ödüllendireceğim, omega." Beomgyu buna hayır demezdi.

Birbirlerine gülümsediler sadece. Beomgyu güven verir gibi kafasını sallayıp omeganın yanından ayrıldı.

Yüzüne telaşlı bir ifade takıp zindanın ana kapısını açtı. "Yeni gelen veliaht krala suikast kurduğunu itiraf etti. Kral tehlikede, yanına gidin. Ben diğer askerlere haber vereceğim."

Beomgyu'nun oyunculuğu taktir toplardı. Askerler yemi yutmuş ve kraliyet odasına koşmuşlardı. Beomgyu zindandan çıkıyor gibi yapıp kapının önünde durmuştu.

Huening Kai yanına gelmiş ve zindandan çıkmışlardı. Sarayın koridorunda kimseye gözükmeden koşuyorlardı.

Çıkışa varınca Beomgyu, Huening Kai'ye döndü. "Bundan sonrasında size eşlik edemem." Dedim.

Veliaht omega kafasını sallayıp gidecek iken durdu. "İsmin nedir?" Diye sordu.

O sırada arkadan bir ses duyuldu. Bu sesin sahibini iki omega da çok iyi biliyordu. İkisi de başının dertte olduğunun farkındaydı.

"Beomgyu."

"İsmi Beomgyu."

°•°•°

Askerler kralın oturduğu tahtın önüne omegayı fırlattığında dizleri üzerinde çöküp alnını yere koydu. Elleri arkadan halat ile bağlanmıştı.

"Bir suçluya yardım ettin." Dedi Alfa.

"Bunun cezasının ağır olduğunu biliyor olmalısın." Dedi alfa.

Aklında gayet güzel bir plan vardı. Beomgyu'nun suc işlemesi ise cabasıydı.

Ailesi son günlerde alfayı başka omegalar ile eşleşmeye zorluyordu. Artık bir kraldı. Yanında bir eşi olmalı ve kendisine sahip çıkmalı, yardım etmeliydi.

Sadece bir süreliğine karşısındaki omega ile evli kalabilirdi. Ailesi susana kadar. Sonra ayrılır omegayı saraydan gönderirdi.

Omegayı buraya getirttirirken aklında sadece bu vardı. İnsanlara hizmetkarı olarak tanıttırsa da planı farklıydı.

Bunu omegaya nasıl söyleyeceğini düşünüyorken omeganın işlediği suç ağır olsa da onu affedecekti.

Omega ceza olarak bilse de ceza olmayacaktı.

"Onu götürün. Odasından çıkarmayın ve hazırlıklara başlayın. Tüm halka ise Choi sürüsünden Beomgyu ile eşleşeceğimi duyurun. Çevre krallıklara haber yayılmasın." Dedi alfa.

Kralın cümlesi biter bitmez omega kafasını kaldırdı. Kollarına giren iki betayla durumu kavramıştı.

"Hayır, hayır eşlenmek istemiyorum." Dedi Beomgyu. Kralın umurunda olmamıştı. Zaten onunla mühürlenecek hali yoktu.

Sadece ailesini susturmak için.

"Hak ettiğim ceza bu değil!" Diye bağırdı Beomgyu. Kral tahtından kalkıp omegaya adımladı.

Alay eden bir şekilde güldü. "Hak ettiğin ceza idam." Dedi Alfa. Omega işlediği suçun büyüklüğünün farkında değildi.

Beta askerler Beomgyu'yu odadan çıkartırken tüm gücüyle bağırdı Beomgyu, "Öldür daha iyi!"

BÖLÜM SONU

Uzun bir bölüm başlığı...

Eva-

Lo♡er / taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin