"söz veriyorum, kalk hadi..."

1K 156 323
                                    

Bölüm sonu notlarına dikkat edenleri bu bölümde öğreneceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm sonu notlarına dikkat edenleri bu bölümde öğreneceğim..

°•°•°

Beomgyu sarayda can sıkıntısıyla gezerken bulduğu renkli boncuklar ile hyunguna ve eşine elinden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyordu.

Beyaz ipe geçirilmiş mavi ve mor boncuklar uyumla sıralanıyor, iki zıt renk olmasına rağmen hoş duruyordu. Beomgyu kendisini işe fazla kaptırmışken, kapısı tıklatarak açılmış içeriye adım sesleri dolmuştu. Beomgyu kafasını kaldırıp gelene bakmış ve bunun askerlerden birisi olduğunu görmüştü. Asker başını yere eğmiş odanın ortasına gelene dek durmamıştı. "Hekimimizin sizden küçük bir ricası var, Efendim." Demişti asker.

Beomgyu elindeki ipliği boncukları dağılmayacak şekilde yere koymuş ve "nedir o?" Diye sormuştu. Asker kafasını yerden kaldırmadan "odasına gittiğinizde söyleyeceğini iletmemi istedi." Demişti. Beomgyu kıkırdamış ve "ona gelemeyeceğimi ve işlerimin olduğunu söyle." Demişti gülerken. Asker hızla kafasını sallamış ve eğilerek odadan çıkmıştı.

Soobin, Beomgyu'nun hekim işlerine ilgisi olduğunu bildiği için ona bir sürü şeyler öğretmiş, öğretmesinin yanında bazen işleri üzerine atmıştı. Ne zaman onu yanına çağırsa illa bir görev veriyordu. Soobin aslında bunu Beomgyu'ya satasmayı sevdiği için yapıyordu. Hemde birisine bilgilerini aktarmak, öğretmek hoşuna gitmişti.

Eğer şuan alfalarına bileklik yapmak için uğraşmasaydı gidebilirdi de. Onun için umursamadan mor ve mavi boncukları sıralandırmaya devam etti. Taehyun ve kendisi için hangi rengi yapacağına henüz karar verememişti. Soobin'e bilekliği verince az çok tepkisini tahmin edebiliyordu ama Taehyun'un tepkisini kesinlikle tahmin edemiyordu.

Taehyun iki gün önce kendisine bir itirafta bulunmuştu. Beomgyu o an içinden ne geliyorsa söylemek için geriye çekilecek iken araya giren farklı bir konuyla ortam dağılmış, omega kendine o cesareti bulamamıştı. Feromonları gelmişti. Kurdunun bedenine bağlı zincilerin anahtarı yine kurdundaydı ve o zincirlerden sonunda kurtulmuştu.

Feromonları yok iken kendisini eksik hissediyordu. Saraydakilerin hepsi yaşananları bilse dahi Beomgyu dışarıya çıkmaya utanıyordu. Çünkü feromonları yoktu. Feromonları olmayan bir omega hep toplumdan dışlanmıştı. Beomgyu o omegalardan olmadığı için Tanrıya şükranlarını ateş başında dile getirmişti.

Taehyun kendisine o günden sonra da bir daha konuyu açmamıştı. Eşlenmek için hazırlıklar çoktan durmuştu. Taehyun hiçbir şeyin artık aceleye getirilmeyeceğini söylemişti omegaya. Her şey tadında olacaktı.

Beomgyu renklerin anlamlarına çok bağlı bir insandı. Soobin için bilekliği yaparken aslında kendisi ile Soobin için değil de Yeonjun ile Soobin için yapıyormuş gibi hissetmişti. Onun için ikisini anlamdıracak renkler bulmakta özen göstermişti. Mavi 'güven'in rengiydi. Mor, mavi kadar saf değildi. Mor 'korku'nun rengiydi. Mor gibi negatif bir rengin mavi gibi bir pozitif rengi bastıracağını düşünmüyordu Beomgyu. İkisi uyumlu olduğu için seçmişti mor ve maviyi.

Lo♡er / taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin