KAHVALTI SENDROMU

1.4K 54 0
                                    

Açık kalan televizyonun sesine uyanan Amin, çoktan kalkıp kahvaltıyı hazırlamıştı. Mutfakta pişen yemeğin ilginç kokusuna uyanan Edwin mutfağa girdi. Yüzünü ekşitti:

“Bu kokan şey ne?”

“Felafel…”

Edwin, şaşkın bir ifade takındı:

“O ne demek?”

Amin, belki de uzun zamandır ilk defa gülüyordu.

“Bizim oraya has bir yemek. Beğeneceğine eminim.”

“Sanmıyorum.” dedi yüzü buruş buruş olan Edwin. “Kokusu hoşuma gitmedi. Ben, kendi bildiğim kahvaltıyı yapmayı tercih ederim.”

İkilinin sesine uyanan Martin de mutfağa girdi.

“Hey! Bu kokan şey ne?”

Edwin, elini yüzüne kapatarak gülmeye başladı. Amin cevap vermemeyi tercih etti.

Amin, hazırladığı ekmek arası felafeli alarak koltuğa geçmişti. Jack, Bill, Martin ve Edwin ise masada oturuyor ve kızarmış ekmek, kızarmış balık, patates cipsi, omlet, peynir ve közlenmiş domatesten oluşan kahvaltılarına devam ediyorlardı. Tabi bir de dilimlenmiş jambon…

“Balığı ne zaman pişirelim?” diye sordu Amin.

Cevap, balıktan nefret eden Jack’ten geldi:

“Mümkün olduğu kadar çabuk yapın lütfen. En azından o yediğin şeyin kokusu evi terk etmiş olur. Sanırım, balık kokusu daha iyi gelir.”

“Aslında güzel bir yemektir.” dedi Amin… “Sadece kimyonu biraz fazla kaçırmışım. Bu kadar fazla kokmasının sebebi bu… Amerika Birleşik Devletleri’nde bu köfteleri yemek için, hamburgere verdikleri paradan daha fazlasını harcıyorlar.”

“Bir bardak daha çay içmek isteyen var mı?”

Bill’in bu sorusuna masadaki herkes bardağını uzatarak cevap verdi. Çaydanlıktaki çayla herkesin bardağını dolduran Bill, kendi bardağının ancak yarısını doldurabilmişti.

“Benim çayımı içebilirsin.” dedi Edwin.

“Teşekkür ederim. Sen de benim çayımı içebilirsin o zaman!”

Bill, umursamaz bir tavırla, kendi yarı dolu bardağı ile Edwin’in bardağının yerini değiştirdi. Nezaketen sorduğu soruya umduğu cevabı alamayan Edwin ise, bu durumdan pek de memnun olmamıştı.

ŞU SAATTE ORADA MIYDIN?!(Son Sayfası Yırtık Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin