Ada sakinlerinin, kıpkızıl yüzünde belirsiz bir ifadeyle yaşamını sürdüren Mr. Drake'e, "Domuz gibi insandır." demelerinde haklı olup-olmadıklarını düşünen Murat, bu yaşlı kurdun aptalca bakışlarının arkasında yatan zeki bir tilkinin olduğuna emindi. Şimdi, bu zeki olduğunu düşündüğü adama sorduğu soruların cevaplarını bekliyordu. Mr. Drake, elindeki sigarasını, henüz bitmemiş olmasına rağmen ceviz ağacından yapılmış, daire şeklindeki kül tablasına söndürdü. Murat, "Canlılara zarar verdikleri yetmiyormuş gibi, cansızlara da işkence yapmanın yolunu bulmuşlar." diye geçirdi içinden...
Ağaçlardan masa, sandalye yapılmasını anlamlı buluyordu; ama kül tablası yapılmasını, sanki doğaya açılmış bir savaş gibi görüyordu. Hem doğaya temiz hava veren ağaçları kesiyorlar, hem de havayı kirleten sigaraları, onlardan yapılmış kül tablalarının bağrında söndürüyorlardı. Âdeta intikam alır gibi... Temiz hava ve pis havanın kan davası gibi bir şeydi bu, Murat için...
Uzun sayılabilecek kadar süren sessizliği Mr. Drake bozdu.
"Bekçinin adı Derek Parker... Uzun zamandır bu adanın bekçiliğini o yapar. Enteresan bir adamdır. Karısını sürekli döverdi. Bir sabah aniden 'Karım beni terk etti.' demeye başladı. Onun bu sözüne kimse inanmadı tabi... Karısını öldürdüğünü iddia edenler bile oldu. Parasız gezer. Eline geçen üç senti içkiye verir. İçmeden duramaz. Geçen senelerde bana bir arsa sattı. Yirmi iki bin dolarlık arsayı, on bir bin dolara aldım. Aldığı parayı hemen bitirdi tabi... Kendisine birçok defa 'O saçtıkların konfeti değil, para!' demek istesem de üzerime vazife olmadığını düşünerek hiç sesimi çıkarmadım."
Burada bir müddet sessiz kalmayı tercih eden Samuel, bu kısa süren sessizlik molasına bile bir sigara yakacak zamanı sığdırmıştı. Bu arada yanına gelen orta yaşlı bir adam, "Fazla sigaran var mı?" diye sordu.
"Hayır! Fazla sigaram yok. Sadece kendime yetecek kadar var. Hem sigaranın fazlası da olmaz. Herkeste, kendisine yetecek kadar vardır."
Adam, sorduğu soruya pişman olmuşçasına başını önüne eğip Samuel'in yanından uzaklaştıktan sonra yaktığı sigaradan bir nefes alıp, dumanını serbest bıraktı ve sözlerine devam etti.
"O, çok değişik bir adam bayım. Sürekli olarak 'Para saklanmaz, çok günah!' diyor; ama sürekli de para buluyor. Para için her şeyi yapıyor. Buradaki tatilcilerin getir-götür işlerini yapıp, onlardan para alıyor. Tabi yine içkiye veriyor. Derek, bu meretsiz kalmamak için, adam bile öldürebilir."
Samuel, bu ifadesinin ardından bir süre gevrek gevrek güldü. Anlattıkları, yan masadaki ihtiyarlar tarafından da duyulmuş olacak ki; bir-iki ihtiyar daha başını sallayarak; "Evet" der gibi bir ifadeyle, Samuel'in gülüşüne eşlik ettiler. Bir müddet sonra derin bir iç çeken Samuel, sözlerine devam etti:
"Saçlarının bir kısmı, kafasındaki bir yaradan dolayı döküktür. Zaten bu yaştan sonra onlara da fazla ihtiyacının olduğunu düşünmüyorum. Sanırım yüz elli yaşında falan olmalı."
Samuel'in bu soğuk esprisine kendisinden başka gülen olmamıştı. Kendisini zorlayarak, biraz daha resmi bir ifade takındı.
"Pekâlâ! En fazla yetmişinde filan olmalı... Kesinlikle daha fazla değildir. Aslında Derek birden bire çöktü. Bundan on sene önce, en fazla kırk yaşında gösteriyordu; ama kızının ölümü onu fena hırpalamış olmalı... Bir anda ihtiyarlayıverdi. Tıpkı, Pamuk Prenses'in üvey annesi gibi... Gel, gör ki; bedeni çok sağlamdır. Her sabah muhakkak koşusunu yapar. Soğuk havanın iliklerimize kadar işlediği kış günlerinde bile o buz gibi suya girer." Sonra birden titredi. Tarif ettiği suya girip-çıkmış gibi bakıyordu Murat'a.
"Kızı neden öldürüldü?"
"Bunu hiçbir zaman öğrenemedik. Dedim ya; Derek biraz garip bir adamdır. Bundan on yıl önceydi. Derek'in on altı yaşındaki, dünyalar güzeli kızı, bir sabah sahilde ölü bulundu. Kız, o kadar güzeldi ki; çok sevdiği dolunay akşamlarında iskeleye çıktığında, sanki iki tane ay olduğu hissine kapılabilirdiniz. Polis, Kamala'nın ölümünün intihar olabileceği üzerinde durdu. Aslında cinayet olduğunu gösteren bir kanıt da yoktu; ama Derek buna hiçbir zaman inanmadı. Çünkü kız sahilde ölü bulunduğunda yarı çıplak vaziyetteydi ve Derek, Kamala'nın bir şekilde öldürüldüğüne inandı. Hâlâ da öyle düşünür." Mr. Drake, bir sigara daha yaktı, uzunca bir süre içine çekip, dumanı serbest bıraktıktan sonra sözlerine devam etti: "Kamala, Derek için her şeydi. Kızından başka kimsesi yoktu. Onun ölümünden sonra, meczup gibi oldu. Şu yukarıdaki tepeye gömdü onu... Her hafta en az bir kere mutlaka oraya çıkar."
"Peki, Nerissa?" diye sordu Murat.
"Nerissa'nın kim olduğunu ben de bilmiyorum bayım. Sanırım bu adaya ilk kez geldi. Daha önce ismini hiç duymadım."
"Adaya girenlerin listesine ulaşamaz mıyız?"
"Emin olun, o liste size benden daha yakın Mr. Poyraz. Adada güvenliğe o kadar çok önem veriliyor ki; girip-çıkanların isimlerini en yakınlarıyla bile paylaşmıyorlar; ama bu sefer durum farklı ve tabi dedektifliğinizin gücünü kullanarak, o listeye ulaşabilirsiniz."
"Adadaki güvenliğin ne derece iyi olduğu konusunda yanıldığınızı düşünüyorum Mr. Drake. Eğer adadaki güvenlik gerçekten iddia ettiğiniz kadar iyi olsaydı, Bill Redenblack ölmezdi ya da en azından katili şimdiye kadar çoktan bulunurdu."
Mr. Drake cevap vermedi. Dedektif Poyraz, bir süre daha düşünceli bakışlarla seyre dalan ve âdeta bir bacayı andıran yaşlı adamı izledikten sonra, adaya giriş-çıkış kayıtlarının yapıldığı ofise gitmek üzere, sandalyesinden kalktı.
Ani bir tavırla geri döndü.
"Şey... Mr. Drake... Dün birtakım hediye ve mektuplar göndermiştim. Bana gelen herhangi bir yanıt var mı acaba?"
Samuel, şaşkın ve aşağılayıcı bir ifadeyle Murat'a baktı. "Tek sorunumuz size gelecek olan mektuplar mı?" diyecek gibi olsa da, Murat'ın Issie Adası'nın güvenliği hakkında söylediği sözlerin rövanşını daha sonra almayı düşündü.
"Hayır, Bay Poyraz. Size herhangi bir mektup ya da hediye paketi gelmedi. Geldiği takdirde sizi bulacağımdan emin olabilirsiniz."
Murat, imalı bir tavırla kendisine bakan Samuel'e, "İyi günler!" diyerek yanından ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞU SAATTE ORADA MIYDIN?!(Son Sayfası Yırtık Kitap)
Mystery / ThrillerKısa zamanda 32 baskı yapan ve 2012 Anadolu Edebiyat Ödülleri'nde ROMAN dalında ödül alan, sıradışı bir polisiye roman... 'Son Sayfası Yırtık Kitap' artık WattPad'de! Keyifli okumalar... Demek buraya baktın. Ama burası "orası!" değil. Peki söyle o z...