18

7.3K 644 75
                                    

02.11.2021

***

Medya: Yaşlı Amca - Giderdi Hoşuma

Ne giyerse giderdi hoşuma
Öyle tatlı bela ki başıma
Darlamasa bide her durumda
Öyle bir sevicem ki sonra...

Günün ikinci bölümüdür, karıştırmayınn<33

''Görüşürüz Toprak. Bana yaz mutlaka tamam mı?'' Can'a sıkıca sarılıp kafamı aşağı yukarı salladım. Bu birkaç haftada fazlasıyla bağlanmıştım ona. Gözlerimin dolması ve saniyeler sonra burnumu çekmemin sebebi de oydu.

''Tamam oğlum ağlama.'' Alayla konuşup tekrar sarıldı sırada derin bir nefes sesi duymamla kendimi geri çektim. Can bir süre yüzüme baktı gülümsemiş, ardından Çağın'a sarılmıştı. ''Görüşürüz dayı. Sen de uğra bir ara bize.''

''Uğrarım aslanım. Selam söyle annene.''

''Tamamdır.'' Etrafa bir zil sesi yayıldığında Çağın'ın telefonu olduğunu anlamam uzun sürmedi. O uzaklaşmaya başlarken ikimiz de bunu bekliyormuş gibi ardından bakmış, gözden kaybolunca birbirimizin sırıtan yüzüne dönmüştük. ''Oldunuz yani siz?''

''Olduk.''

''Aferin lan sana!'' dedi koluma bir tane geçirerek. Eli baya ağırdı şerefsizin. Yüzümü buruştururken yanaklarımı avuçladı. ''Tamam tamam büzme dudaklarını çocuk gibi.'' Benden uzaklaşıp geriye birkaç adım attı. ''Hadi görüşürüz. Kendine dikkat et.'' dedi basamakları inip arabaya ilerlerken. Bir yandan da el sallıyordu bana. ''Görüşürüz.'' Aynı şekilde el sallarken arkamdan adım sesleri geldi. ''Görüşürüz dayı.''

''Hadi git artık.'' Çağın'ın böyle demesiyle göz devirdim. Yeğenine bile böyleyse...

Tabii ki Can bu hallerine alışkın olduğu için büyük bir kahkaha atmış ve lüks aracının kapısını açıp binmişti. Bahçeden ayrılırken gözden kaybolana kadar izlemeye devam ettik.

''Hadi içeriye.''

''Sıkılıyorum ben içeride.'' Önden önden giderken geleceğimi biliyormuş gibi cevap vermeye bile tenezzül etmedi.

Koltuğa oturup telefonunu eline aldı. Telefonla oynamaya başlarken beni unutmuş gibiydi. Ya da hâlâ az da olsa bir çekingenlik söz konusu. Etrafa baktığımda kimsenin olmadığını görüp yanına ilerledim. Tam dibine geçip kendisine sırıtarak bakmaya başladım. Tipim komik gelmiş olmalı ki kaşlarını çatmış, gözlerini kısmıştı. Kafasını iki yana sallayıp bıkkın bir nefes verdi ve telefona geri döndü. Ben dudaklarımı büzerken, saniyeler sonra onun da dudaklarının kıvrıldığını gördüm. Bundan cesaret alıp yanına daha çok yanaşıp başımı omuzuna yasladım.

Hafifçe düzeltti duruşunu. Biraz daha aşağıya kayıp rahat bir pozisyona geldiğinde ben de daha çok yayıldım bulunduğum yere. Ayaklarımı da kendime çekip koluna girdim.

Telefonuna baktığımda haber sitelerini incelediğini gördüm. Yani benim gibi instagramda falan gezinecek hali yoktu. Sahi, bu adamın sosyal medya hesabı var mıydı?

''İnstagramın var mı? Takipleşelim.''

''Her adımım belli olsun diye mi?''

''Ne alaka?'' dedim kaşlarımı çatıp bedenimi geri çekerken. ''Her şeyini paylaşmazsın sen de.'' diye devam ettim. Kafasını bana çevirip yüzümü incelemeye başlamasıyla düşen kaşlarım ve büzülen dudaklarımla karşılık verdim. Dudakları kıvrılırken konuştuğumuz konuyu unutup gülüşüne odaklandım.

BAŞ BELASI | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin