19

7.5K 569 70
                                        

03.11.2021

***

Medya: Kendimden Hallice - Böyle Gitme

Bugün birkaç bölüm daha atacağım, karıştırmayın yavrular ❤️

Egemen bana heyecanla bakıyordu. Aynı heyecanı benim yüzümde de arıyordu ancak asılan suratımla kaşlarını çattı. ''Toprak...''

''Toprak, konuşalım mı?'' Çağın'ın sesini duyduğumda kafamı ağır çekimde çevirdim. Neden böyle olduğumu bilmiyordum. Sonsuza kadar burada kalamazdım değil mi?

Okulum açılacaktı sonuçta. Ki sadece o değil, benim bir hayatım vardı. Bu çiftliğin duvarlarının dışında, özgür bir Toprak olarak.

Yüzüne dikkatlice baktığımda hissettiğim o acı dolu ifadeyle zaten kafamdaki sorulara cevap bulmuş gibiydim. Buradan gittiğimde aynı kalmayacaktı, değişen şeyler olacaktı.

Bedenimi de ona çevirip üzerine yürümeye başladım. Alp ve Egemen'e bakıp: ''Siz oturun, geliyoruz şimdi.'' demiş, hemen ardından içeriye giren yardımcı ablaya: ''Birer kahve getirin misafirlerimize.'' demişti. Kadın onu onaylayıp mutfağa ilerlerken Çağın merdivenleri hızlı hızlı çıkmaya başladı. Peşinden aynı hızla gittim ben de. Bir ara ayağım takılır gibi oldu ancak toparladım. Titriyordum, korkuyordum, endişeliydim...

Koridorun sonuna, o gecede olduğu gibi konuşacağımız noktada durup beni bekledi. Karşısına geçtiğimde yüzündeki ifade kendini daha da belli eder oldu. Ellerimi tutup avucuna hapsetti. ''Gitme.'' Bunu beklemiyordum açıkçası. Başımı yukarıya kaldırıp şaşkınlıkla ona bakarken bir adım daha atıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Beni kolları arasına alırken benim de kollarım yerini, yani onun belini bulmuştu.

''Benim bir hayatım var, okulum var. Bu çiftlik dışında da bir hayat.''

''Toprak hâlâ tehlikedesin.'' Kendimi geri çekip sinirli bir ifadeyle baktım. ''Alp kontrolü sağladığında gelecekti. Öyle söylemiştin. Şimdi gelip beni alacaklarına göre her şey yoluna girmiş demektir değil mi? Tehlike falan yok.'' Kafasını anında iki yana salladı. ''Olmaz, izin veremem. Bir süre dah-''

''Peki burada kalsam ne olacak? Çiftlikten ayrılınca birlikteliğimiz devam edecek mi?'' diyerek sözünü kestim. Yutkundu, durakladı. Hatta dokunuşlarını bile gevşetmişti. Acı bir tebessüm kondu yüzüme.

''Anladım ben.'' dedim geriye adımlarken. ''Bu çiftlikte yaşanan burada kalır diyorsun yani.''  diye devam ettiğimde elleri bir süre karın hizasında kaldı. Ellerine baktı, sonrasında yüzüme. Dokunuşlarından ayrılırken üşümeye başlamıştım bile. ''Ama ben hapis hayatı yaşayamam Çağın. Burada kalmaya devam edemem.''

Çaresiz olduğunu belli eden yüz ifadesi ve bıraktığı solukla gözlerim dolmuştu. Hiçbir şey demedi. Kafasını yavaşça önüne eğip ayak ucuna bakarken, ben geriye adımlamaya devam ettim.

Az sonra hızlanıp merdivenlerden aşağıya indim. Buraya gelirken sıfır eşyayla gelmiştim, aynı şekilde gidecektim.

''Toprak.'' Merdivenleri hızlı hızlı inerken arkamdan bağırıyordu. Salona indiğimizde Egemen koltuğa yayılıp Alp ile sohbet ederek gülüşüyordu. ''Gidelim.''

Egemen ayağa kalkıp benim halimi fark ettiğinde endişeyle geldi üzerime doğru. ''Ne bu halin?''

''Toprak!'' Çağın bu sefer sesini çok daha fazla yükseltmişti. Arkama çevrildi bakışlarım. Benden bağımsız oluyor gibiydi. İrislerim onun irislerini arıyordu çaresizce.

BAŞ BELASI | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin