6

10K 748 219
                                    

20.12.2020

***

Sabah dışarıda ki köpek sesleri ile uyandım. Yatağımdan hızla kalkıp pencereye gittim. Off çok tatlılardı. Keşke şu buz dolabı izin verse de dışarı çıkıp azıcık sevsem onları.

Yatağa sinirle oturup gözümü kapattım. Lanet ya...

Kapım çalınınca gelen kişiye baktım. Bu robot kızdı. Adı neydi ya..?

''Toprak bey kahvaltıya bekleniyorsunuz.'' Kafamı salladığımda çıktı. Yataktan kalkıp üstümü değiştirdim. Banyodaki işlerimi de halledip çıktım. Bugün izin verirse Egemen ile konuşacaktım. Çünkü beyimizin telefonu kıymetliydi ve benimde telefonum olmadığına göre...

Aşağıya indiğimde bahçeye kurulmuş masayı gördüm. ''Dışarıda mı yiyeceğiz?''

''Hayır sen mutfakta yiyeceksin. Misafirim gelecek'' dedi Çağın efendi merdivenlerden inerken. Kısaca süzdüm onu. Adam fazla çekiciydi. ''Beni değil kahvaltıyı ye'' dedi gülerek. Tabi ki alaylı bir gülmeydi bu.

Burun kıvırıp mutfağa yöneldim. Bir dakika ya... Ben bu adamı neden dinliyordum ki? İç sesim: geri zekalı çocuk. Bu adam sana yardım etti. Otur kıçının üstünde piçlik yapma diyordu ama tabi ki ben dinlemedim. Bahçeye doğru adımladığımda Çağın'ın kızıl bir afetle tokalaştığını gördüm.

''Geç Alev, otur şöyle.'' Kadın harbi alevdi...

Bahçeye girdiğimde gözleri bana kaydı. Çağın'ın gülümseyen suratı soldu ve sinirli bir hal aldı. ''Geç kalmadım inşallah'' dedim masaya otururken.

O beni öldürecek gibi bakarken korumalar koşarak geldi. Patronlarına mahcup bir şekilde bakıyorlardı. Muhtemelen beni gözden kaçırdıkları içindi.

Az önceki robot kız gelip portakal suyunu koydu. Bana bir bakış attı. Ama bu durumda bile canlı kanlı bir yüz ifadesi ile değil de hafif kaşlarını bükerek 'sözde' üzgün bir ifadeyle baktı Çağın'a.

Yok bu kızın bir problemi vardı.

Korumalar bana yaklaşırken kendimi geri çektim. Çağın bir el hareketiyle durdurdu onları. ''Çağın bu çocuk kim?'' Kadın gülümseyerek baktı bana. Bende sevimli olduğunu düşündüğüm bir gülüşle baktım. Gamzelerimi göstereyim derken felçli gibi görünmem dışında bir sıkıntı yok...

''Sokakta buldum'' Çağın'ın yanıtıyla anında ona döndüm. ''Sokakta?'' tek kaşını sorarcasına baktı. Tamam İbrahim Tatlıses gibi seni pezevenklerin elinden aldım demesinden iyiydi. Ama sokaktan ne yaa...

Kadın buna kahkaha atınca ona baktım. ''Ay ilahi Çağın. Bir ara yeğeninden bahsediyordun bu o mu?'' Çağın kısa bir an düşünüp kafa salladı. ''Can değil mi?''

''Evet Can ben'' Şimdi kendi ismimi söylersem bir boklar olur diye düşündüm. Zaten zorla oturduk anasını satayım

Yardımcılar gelip servis açtılar. Onlar bir işle alakalı konuşurken ben onları inceliyordum. Çağın efendi mesafeliydi ama kadının açık açık yazdığı belliydi.

Ara ara bir şeylere uzanmak istermiş gibi yapıp eline değme çabalarına abartılı bir şekilde göz devirdim. Bir ara Çağın bana bakınca gülecek gibi oldu ama kadın bakar diye uyarı mahiyetinde ayağıma vurdu. Pardon geçirdi. Adamın ayakkabısı ya tuğladan, ya da ayağı bile kaslı...

Yemeklerden sonra kahve içmek için verandaya geçince ben de yanlarına oturdum. Alev yanına oturmak istediğinde muhtemelen temas etmemek için beni yanına çekti. Baya yakın duruyorduk. Kokusunu duyunca bir kasılmadım değil. Adamın parfümü bile yakışıklıydı.

''Bu hafta şirkete uğrayacak mısın?'' Çağın kahvesinden bir yudum alıp masaya bıraktı. ''Sanmıyorum. Burada devam edeceğim'' Kadın bariz bir şekilde üzülmüştü. Çağın'ın kulağına yaklaştım. ''Kadın üzüldü.'' Bana bir bakış atıp kaşlarını çattı. ''Dibime girme''

''Sen çektin allah allah. Ben çok meraklıyım sanki'' Kendimi geri çekince tip tip baktı. O önüne dönüp kahvesini içerken yanımdan bir havlama sesi geldi. Ben korkuyla yerimden sıçrarken Çağın normal bir şeymiş gibi yanımda ki pitbulla pardon canavara benzeyen pitbulla baktı.

''Gitti mi veterinere?''

''Götürdük. Dişleri çıkıyormuş ondanmış huysuzlanması'' Dev gibi köpeğe baktım. ''Bunun mu dişleri çıkıyor? Daha ne çıkacak?'' Alev buna gülerken Çağın çok cahilsin bakışları attı. ''Tamam yerine götürün''

Köpek sanki onu sevmediğimi anlamış gibi yüzüme doğru havlayınca korkup aradaki mesafeyi kapatıp Çağın'ın koluna yapıştım. ''Çık üstüme çık çekinme''

''Sus be yiyecek beni şimdi'' Pitbull kulübesine giderken ben daha da yapıştım ona. ''Pencereden baktığımda daha tatliş köpekler vardı sanki''

''Bu da var, onlar da. Bir sürü hayvan var burada.''

''Başka ne var?'' Hevesle sormama gülüp kahvesinden bir yudum aldı. ''Kedi, köpek, tavuk, at, kaplan, pirana ve timsah'' Attan sonrasında kalbim teklemedi değil. Timsah ne anasını satayım...

''T-timsah mı?'' Kafasını sallayıp bize salak gibi bakan kadına dönüp sohbete etmeye devam etti.

Ben en iyisi bu adamla iyi geçinmeye bakınayım. Yoksa acımaz beni timsahlara verir maazallah.

**

Kahvaltıdan sonra kadını yolcu etmek için bahçe kapısına gitmişti. Ben de o arada gözümü kapatmış güneşin tadını çıkarıyordum. Birden yakamdan tutulup kaldırılmamla şoka uğradım. ''Ne oluyor lan!''

''Gel ben sana göstereceğim ne olduğunu!'' Beni içeriye alıp koltuğa fırlattı. Üzerime doğru geldiğinde yutkunarak geri geri gittim. ''Lütfen öldürme beni. Daha çok gencim'' Alayla kahkaha attı. ''Evet genç ve benimle inatlaşamamayı öğrenemeyecek kadar salak!'' dedi ve yakamdan tuttu tekrar. Bir anda cebinden bıçak çıkarıp boynumda gezdirince kedi gibi baktım ona. ''Yapma kıyma bana!'' dedim ağlamaklı sesimle.

Alayla sırıtıp serbest bıraktı. ''Geri zekalı velet!'' Parmağını bana doğrulttu. ''Bir daha emrinden çıkarsan seni piranalara yediririm.'' Kafamı salladım.

Bir süre yüzüme baktı yalan söylüyor muyum diye anlamaya çalışıyordu. Ben korkuyla bakmaya devam edince bahçeye doğru adımladı. ''Bari bahçeye çıkayım ne olur...''

Arkasını dönüp bana sinirle baktı. Kafasını işaret etti eliyle. ''Kafan çalışmıyor galiba'' Oflayıp bir adım yaklaştım. ''Evin içinde çok sıkılıyorum.'' Bir süre yüzüme baktı. Sonra bıkkın bir nefes verip korumalardan birini çağırdı.

''12.00-16.00 saatleri arasında bahçeye çıkabilir.''

''4 saat ne yaa'' diye homurdanınca korumaya baktı. ''Bu saatler dışında çıkmaya çalışırsa direkt piranalara at. Haber vermene bile gerek yok'' deyip çıktı. Ben şokla bakarken koruma bana tip tip baktı. ''P-piranalara mı a-at dedi o..'' koruma kafa sallayınca korkuyla yutkunup hızla odama koştum. Siktir et bahçeyi... Mis gibi oda burda takılırım ben...

Kısa oldu ama bekleyenler vardı hemen atayım dedim. Öptüm 😘😘

BAŞ BELASI | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin