11.09.2021
***
Yine evde sıkıntıdan patladığım bir güne uyanmıştım. Egemen ile dün konuşmuştum. O halinden memnundu. Çünkü benim gibi eve tıkılmamıştı. Merkezi bir yerde kaldıkları halde dışarıya çıkıp gezdiğini söylüyordu. Ben ise Allah'ın unuttuğu bir yerde bulunan bu çiftlikte bahçeye bile çıkamıyordum.
Kahvaltı sonrası evin içerisinde volta atarken merdivenlerden gelen ayak sesleriyle kafamı çevirip gelene baktım. Altında spor şortu, üstünde ise atletiyle gövde gösterisi yapan Çağın'ı gördüğümde yutkunmadan edemedim. Pekala, adamın çok kastığı falan yoktu, benim ağzımın suyu akmıştı.
Onu fazla süzmüş olmalıyım ki, yine o ukala gülümsemesini yüzüne kondurup tam yanımdan geçti. Yoğun kokusu başımı döndürmeye yetmişti. ''Hayırdır? Basketbol mu oynacaksın?''
''Basketbol için daha farklı bir tarza bürünüyorum.'' dedi, geri geri gidip aynı zamanda bana bakıp üzerini işaret ederken. Burun kıvırıp dudaklarımı büzmüştüm. ''Aman ne güzel.''
Mutfağa ilerleyip birkaç saniyenin ardından koca bir şişeyle döndü odaya. İçerisinde su vardı. Evet o kadar zekiydim ki anlamıştım...
''Salak Toprak.''
''Kendini bilmen ne hoş.'' demişti, benim kendi kendime hakaretime istinaden. Salak Toprak evet. Neden sesli söylersin ki?
Merdivenlerden inmeye hazırlanırken hızla yanına koştum. ''Nereye?''
''İzin verirsen spor yapmaya gidiyorum kocacım.'' Arada böyle alay dolu ifadeler kullanırdı ancak ben bir arsız olduğum için sırıtmadan edemiyordum. ''Bak bu kadar bahsetme, sonunda beni almak zorunda kalacaksın.'' Bana cevap vermeden aşağıya indi. Artık konuşmaya bile tenezzül etmiyordu beyefendi.
''Hayırdır? Sen nereye?'' dedi, son birkaç basamak kala. ''Ben de geleceğim. Çok sıkılıyorum. Hem belki bana da bir şeyler öğretirsin.'' Bir süre yüzüme bakmış ardından tek kaşını kaldırıp alaylı bir ifadeyle baştan aşağıya süzmüştü beni. ''İhtiyacın olduğu doğru aslında.''
Anında sinirle ellerimi belime koydum. O ise bu sinirli ifademden asla kokmamış -salak Toprak, niye korksun ki?- koca şişeden büyükçe bir yudum alıp aşağıya inmişti. Aynı esnada gülüyordu. Resmen eğleniyordu benimle.
Odaya giriş yaptığında kapı kapanmadan ben de içeriye girmiştim. Bana hayret dolu bir ifadeyle baktı. ''Ciddisin yani?''
''Evet.'' Bir süre inceledi ardından aynı alaylı ifadesine büründü. ''Pekala, gel bakalım.''
Hava sıcak olduğu ve rahat olmam için ben de şort giyinmiştim. Üzerimde ise sade bir tişört vardı. Suyunu bir kenara bırakıp, kum torbasının önüne geldi. Birkaç kere dokunup bir adım geriye gitti ve bir süre izledi. Az sonra kafasını hafifçe salladı. ''Bugün kum torbası üzerinde çalışacağım.'' Heyecanla yerimde zıplayıp alkış yapmıştım. Bu çocuksu heyecanıma gülmüştü ama ilk defa alaylı değildi. ''Hadi başlayalım hemen.''
''Önce biraz ısınman lazım.'' Ben nasıl ısınmam gerektiğini düşünürken o, odanın içerisinde bulunan müzik çaların yanına gidip bir şarkı açtı. Şimdiden havaya girmiştim.
''Ee nasıl ısınacağız?'' Bunu söylediğimde bana ciddi misin bakışları attı. Ciddi olduğumu anladığında göz devirmiş: ''Beden eğitimi derslerine biraz daha katılsaydın keşke.'' demişti.
''Maalesef serbest bırakıyordu hoca. Beden eğitimi derslerinde hangi hoca spor yaptırıyor ki?'' demiştim burun kıvırarak. ''Durum o kadar vahim mi ya? Yazık size.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞ BELASI | bxb
Azione[TAMAMLANDI] Toprak ve arkadaşı çalışmak zorundaydı. Ancak arkadaşının bulduğu iş onlara uygun muydu? Başlangıç:12.11.2020 Bitiş: 03.11.2021