3

13.2K 958 137
                                        

15.11.2020

***

''Sen!'' dedi üstümdeki adam.

''Ben ya ben... Azrailin...'' Kanım donmuştu. Çok korkunç görünüyordu. Üstümdeki adamın yüzünden ölmesem de, gelen kişi beni öldürecekti. Şimdi boku yedik...

Adam yavaş yavaş üzerimize doğru geliyordu. Üstümdeki adamın afallamasından faydalanıp kendimi yana attım. Siyahlı adam yataktakini yakasından tutup kafasını suratına gömdü. Bir kırılma sesi geldiğinde çığlık atıp elimle ağzımı kapattım. Muhtemelen burnu gitmişti.

Oluk oluk kan akarken ceketinin cebinden çıkardığı bıçağı elinde bileyerek korkunç gülümsemesiyle baktı suratına.

''Şimdi sana ne yapmalıyım Osman.''

''Lütfen kıyma bana... Ben bir şey yapmadım. Bu işin başında ben yokum. Ben sadece bir piyonum'' Adam korkunç bir kahkaha bıraktı odaya. Yankılanan sesiyle ürperdim.

''O şerefsizin itlerinden biri olduğunu kabul ediyorsun yani?'' dedi tek kaşını kaldırarak.

''Beni öldürmen bir işe yaramaz ki... Bulurlar seni. Yine başın belaya girer. Önemli bir adamlarıyım sonuçta'' Siyahlı adam yeniden kahkaha atıp kafasını ona çevirdi. Gülümsemesi yavaşça solup ciddileşti. Bir anda ensesinden tutup yakınlaştırdı. Bıçağı boğazına dayayıp:

''Az önce piyon olduğunu söyledin. Şimdi ise önemli bir adamıyım diyorsun. Hangisine inanmalıyım?'' Osman denen adam korkuyla yutkunup etrafına baktı. Ne diyeceğini hesap etmeye çalışıyordu ama bir şey bulamamıştı.

''Ben de öyle tahmin etmiştim.'' diyen adam bıçağıyla boynunu kesip yatağa fırlattı. Tekrar bir çığlık atıp ağzımı kapattım. Bakışları bana dönünce elindeki bıçağı adamın gömleğine sürüp yanıma geldi. Geri geri giderken ellerimi önüne tuttum.

''Lütfen bana bir şey yapma. Beni buraya zorla getirdiler'' Üzerime yürümeye devam ederken geri geri gidip duvara yapıştım. Korkuyla suratına baktım. Elindeki bıçağı yüzümde gezdirerek beni inceliyordu.

''Ee her şeyi gördün. Ne olacak şimdi?'' Anında kafamı salladım.

''Kimseye söylemem. Hem benim görsel hafızam bok gibidir. Vallahi bak... Robot resim falan da çizdiremem ki ben...'' Kısa bir an gülecek gibi oldu. Sonra kendini toparladığı esnada kapıya vuruldu. Hızla vurup bağırıyorlardı.

Kafasını kapıya çevirdi. Kısa bir an düşünüp bana baktı. Ben bir yandan kapıyı dinliyordum.

''Osman! Osman iyi misin?'' Bu Şahin şerefsizin sesiydi. Kapıyı yumruklamaya devam ettiler. Ağzımı açıp kaçalım diyeceğim esnada, elini koyup sıkıca kapattı.

''Sakın sesini çıkarma!'' Nefesi yüzüme gelirken korkuyla kafamı salladım. Bana bir bakış atıp elini çekti. Pencereye açıp dışarıyı kontrol etti. Yüksekliği hesap etmeye çalıştığını anladım.

''Osman bekle bizi içeriye giriyoruz!'' Aynı anda kapıya büyük bir darbe vurulduğunu anladım. Adam beni öldürmese de bu itlerin elinde kalacaktım.

Adam perdenin arasından çıkıp bana baktı.

''Seninle sonra hesaplaşacağız. Bir yere kaçamayacağını biliyorsun değil mi? Bulacağım seni'' deyip pencereye gitti. Anında aydınlanma yaşamış gibi kolundan tutup durdurdum onu.

''Bekle...'' Koluma bakıp bakışlarını gözlerime çekti. Sinirle kaşlarını çatıp kolunu çekti.

''Ne!?''

BAŞ BELASI | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin