5

10.8K 807 238
                                    

30.11.2020

***

Keyifli okumalar. Yorum ve votelerinizi bekliyorum :)


Sabah kahvaltı için aşağıya indiğimde onu görememiştim. Erkenden çıkmış olmalıydı. Yemeğimi yerken birkaç hizmetli dışında kimseyi görememiştim. Dışarı çıkmama izin yoktu. Ulan bari bahçeye çıkmama izin ver be...

Tabi ki ben onu dinlemeyecek dışarıya çıkacaktım. Yoksa tüm gün burada sıkıntıdan patlardım.

Kahvaltıdan sonra kimseye görünmemeye çalışarak kapıyı açtım. Anında bir koruma önüme çıktı. "Iı merhaba. Bir dolanıp geliyorum ben" salak bir açıklama yapıp yandan gideceğim esnada kolumdan tutup içeriye sürükledi. "Ne yapıyorsun be!?"

"Çağın beyin kesin emri. Evden çıkamazsınız"

"İyide bahçeye çıkacağım. Ona da mı izin yok!" Kafasını iki yana sallayıp kapıyı kapattı. Oflayıp koltuğa ilerledim. Televizyonu açıp kanallarda gezinmeye başladım. Ama hiçbiri sıkıntımı geçirmiyordu. En sonunda dayanamayıp kapattım televizyonu. "Lanet olsun ya!"

Aklım hâlâ Egemen'deydi. Acaba şu an nasıldı? Ben kurtulmuştum ama o kalmıştı orada. Ve bir değişiklik olmadıysa bugün onu birine göndereceklerdi. İki gün geçmişti...

Sıkıntıyla yüzümü ovuştururken yanıma o günkü robot kız geldi. "Bir isteğiniz var mı?" Kafamı ona çevirip uzunca baktım.

"Çok sıkıldım bahçeye çıkmama yardım eder misin?" Bir süre boş boş bakıp kafasını iki yana salladı. "Maalesef kesin emir var. Evden çıkamazsınız" Son bir gülümseme gönderip yanımdan ayrıldı. "Hay anasını ya!"

En azından evde oyalanacak bir şeyler bulma umuduyla ayağa kalkıp dolaşmaya başladım. Dolaptaki kitaplara ilerledim. "Anasını satayım kitap okumayı sevmem ki ben!"

Dudak büzüp dolaşmaya devam ettim. Birkaç yatak odası dışında evin diğer odaları hakkında bilgim yoktu. En ilgimi çeken aşağı kata indim. İki tane kapı bir tane kitaplık vardı katta. İlk kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi. Diğerini açtığımdaysa gözlerim şokla açıldı.

Burası mini bir spor salonuydu. Üstelik odanın içinde ekstra bir oda daha vardı ama kapı yerine, modern bir kapı perdesi vardı. İçeriye girip incelediğimde ise ağzım açık kaldı.

"Vaoovvv... sanırım oyalanacak bir şeyler buldum." Küçük bir masa tenisi, langırt ve birkaç oyun makinesi vardı. Tek başıma langırt veya tenis oynayamayacağım için oyun makinelerine gittim. Yanda duran jetonlardan alıp makineye soktum. Oyun başlıyor yazısını görünce ellerimi birbirine sürtüp oyuna başladım.

Yaklaşık iki saat orda takıldıktan sonra spor aletlerine baktım. Kum torbası benim kadar vardı. Bir yumruk salladım ama çok da hareket etmiş sayılmazdı.

Eldivenleri giyip tüm gücümle vurdum. Biraz alıştırma yapınca daha iyi vurmaya başlamıştım. Artık o kum torbası değildi. Ara ara Ali ya da o şerefsizlerdi. "Şerefsiz Ali, orospu çocuğu pezevenk adam!"

Kendi kendime gaz verip vurmaya devam ederken yorgunluktan bitap düşmüştüm.

Etrafta dinlenecek bir koltuk göremeyince tekrar oyun alanına gidip ikili koltuğa attım kendimi. Ama hem acıktığımdan hem de spordan dolayı gözlerim yavaş yavaş kapanmıştı.

Ne kadar süre uyudum bilmiyorum ama içeriden sesler gelince gözlerimi açtım. Ayağa kalkıp spor yapılan alana baktım. Perdenin arkasında onu görebiliyordum. Çağın...

BAŞ BELASI | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin