"Çıkıyorum ben o zaman Ömer, sen de bulaşıkları bitirince çıkarsın."
"Tamam, yarın kafeyi sen açıyorsun o zaman?" Ben köpüklediğim tabakları durularken çantasını omzuna takıyordu. Emin olmak için tekrar sormayı tercih etmiştim.
Yüz kere anlaşmış olsak da çok stres yaptığım için sırf bu yüzden bütün gece uyku tutmayabilirdi beni.
Takıntılı biriydim, randevularıma bir saat önce giderdim geç kalmayacağımdan emin olmak için mesela. Buluşacağım kişiler her zaman geç kalıyordu, orası ayrıydı tabi ama yine de yaptığım her işi garantiye almak zorunda hissediyordum kendimi.
"Evet, ben açıyorum," diyerek onayladı beni. Artık benim bu durumuma alıştığı için sorun etmiyordu elli kez aynı soruyu sormamı. "Hadi iyi geceler patron."
"İyi geceler güzellik."
Kapının açılıp kapanmasıyla bir sessizlik çöktü kafeye. Saat 10:00 olmuştu ve insanlar dağılalı iki saat falan anca olmuştu.
Bugün ki açılışa bütün mahalle on dakikalık da olsa uğramıştı, hepsi gelip kendini tanıtmıştı bize. Dün yardıma gelen çocuklar sağ olsun, bu gün de yardımcı olmuşlardı servise. Bazıları çalıştığı için iş çıkışı uğrayabilmişti sadece.
Hepsi de çok cana yakın, çok şeker insanlardı.
Özellikle Hayriye teyze favorim olmuştu, açılış saatinde gelip bir sandalyeye yerleşmişti, ve herkes gidene kadar o sandalyeden kalkmamıştı. Bu süre boyunca da bütün mahallelinin dedikodusunu anlatmıştı bana. Kız kaçıran mı ararsın, hapishaneye giren mi ararsın, kocasını aldatan mı ararsın.
Güzel mahalle dedik sırtımızdan bıçaklandık.
Nedense bütün gün gözüm kapıdaydı, her gelenin Kenan olup olmadığına bakmıştım. Bitiş saatine kadar beklemiştim ama gelmemişti.
Doğruyu söylemek gerekirse kırılmıştım biraz, daha önce hiç görmediğim insanlar bile hayırlı olsun demeye gelmişti ama o uğramamıştı bile.
Bu mahallede tanıdığım tek kişi oydu çünkü.
"Aman, neyse ne."
Bulaşıkları yıkamayı ve yerleştirmeyi sonunda bitirmiştim. Sıcak tutan yünlü ceketimi giyip ışıkları söndürdüm, çok yorulmuştum ve uykum gelmişti. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum.
Dışarı çıkıp ceketimin cebinden anahtarları çıkardım ve kapıyı kilitleyip anahtarı geri çıkarttım. Hava buz gibiydi.
Burnumu çekip birkaç basamak merdiveni inerken tam önümden yavaş bir şekilde geçen taksiyi görerek duraksadım. Tam kafenin önünde durmuştu taksi.
Şoför kapısı açılınca merakla kafamı eğdim, karanlık olduğu için kim olduğunu göremiyordum. Arabadan çıkıp ayağa kalkınca tanıdık mavi gözler parıldadı karanlıkta.
Kenan taksici miydi?
"Esselâmü aleyküm," diye selam verdi yine. Taksi arabasının önünden dolanarak yanıma geldi, tek eli yine dudaklarının arasındaki kürdanı tutuyordu.
"Aleyküm selam," diye karşılık verdim soğuktan donarken. Titremeye başlamıştım üşüdüğüm için. Onun üzerinde sadece bir gömlek olduğunu görmek beni daha da çok titretiyordu, onun yerine ben üşüyordum resmen.
"Açılışınız nasıl geçti?"
"Güzeldi, daha yeni toparladık ortalığı." Bakışları kafenin içinde gezindi, ışıkların kapalı olduğunu görünce tekrar bana döndü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ MAHALLE -BXB
Novela Juvenil!Tamamlandı! Yıllardır işlettiği kafeyi, hiç tanımadığı bir mahalleye taşımıştı Ömer.